2019'un son çeyreğinde Çin'in Vuhan kentinden dünyaya yayılan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürüyor.
Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı veriye göre Türkiye'de son 24 saatte 30 bin 438 koronavirüs vakası görülürken, 236 kişi yaşamını yitirdi.
En az iki doz aşı olmuş 18 yaş ve üstü nüfusta birinci doz aşı uygulama oranı yüzde 73,53 olurken, birinci doz yapılma oranı yüzde 87,46'yi buldu.
Salgınla mücadele kapsamında son 24 saatte 312 bin 875 doz aşı uygulanırken, toplam aşı sayısı 111 milyon 391 bin 198'e yükseldi.
Bu sayının yaklaşık 55 milyonunu birinci doz aşı uygulanan kişiler, 46 milyonunu ise ikinci dozu uygulananlar oluşturdu.
Dünya genelinde pek çok ülkede etkisini kaybetmeye başlayan salgının Türkiye'de hala yüksek vaka ve ölüm sayılarıyla seyretmesi ise merak konusu.
Yaklaşan kış döneminde salgının muhtemel gidişatına ilişkin akıllarda pek çok soru işareti bulunuyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, vakaların neden düşmediğine ilişkin soruya, "Üç nedeni bulunuyor: Toplumsal hareketlilik çok arttı. Dışarıda, ortak mekanlarda tedbire önem verilmiyor, hastalığın yayılma ortamları çok fazla. Toplum bağışıklığını henüz sağlamış değiliz. Ne yapmalıyız? Tedbirlere uymalı, aşılarımızı tamamlamalıyız" yanıtını verdi
Independent Türkçe'nin görüş aldığı Prof. Dr. Murat Akova ve Prof. Dr. Güner Sönmez de Bakan Koca ile benzer görüşleri paylaştı.
Uzmanlara göre Türkiye'de vaka ve ölüm sayılarının yüksek olmasının temel nedenleri, aşılama hızının yavaş, Delta varyantının yayılma hızının yüksek, tedbirlerin ise gevşetilmiş vaziyette olması.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Murat Akova sözlerine Türkiye'de mevcut aşılama oranının çok düşük olduğunu ifade ederek başladı.
"Öncelikle aşılama hızı artırılmalı" diyen Akova, toplumsal bağışıklığı sağlamak için bunun şart olduğunu hatırlattı.
Bakanlığın aşılama oranlarıyla ilgili daha detaylı bilgi paylaşabileceğini belirten Prof. Dr. Akova, örneğin "tam doz aşı" yapıldığı belirtilen kişilere hangi aşı/aşılardan kaç doz uygulandığının paylaşılmasını istedi.
Salgında en çok aşısız bireylerin risk altında bulunduğunu belirten Akova, belli hastalıklar nedeniyle istisnai durumların da oluşabileceğini anlattı.
Prof. Dr. Akova, "Dört doz aşılı hekim vefat etti. Böbrek nakli yapılmıştı. İmmün (bağışıklık) sistemi baskılanmış. Muhtemelen ilaçlar aşıları etkisiz bıraktı" yorumunu yaptı.
Murat Akova'ya göre Türkiye'de vaka ve ölüm sayılarının yüksek seyretmesinin nedenlerinden biri de Dalta varyantı. Bu varyantın daha öncekilere göre toplumda yayılma hızının çok daha yüksek olduğunu belirterek, bulaştırıcılığının 6-8 kat fazla olduğunu vurgulayan Akova, "Delta varyantının aşı duyarlılığı azalmış vaziyette" dedi.
'İLAVE ÖNLEMLER ŞART'
Toplumun davranışına da dikkati çeken Akova, 1,5 yılı aşkın süredir devam eden salgında artık insanların daha özensiz davrandığını savundu.
Maske kullanımının gevşemiş vaziyette olduğunu belirten, diğer taraftan alışveriş merkezleri, okullar ve toplu taşıma araçlarının yoğunluğuna işaret eden Akova, "İlave önlemler şart" şeklinde konuştu.
"HES KODU VE TAM AŞI KARTI ŞART OLMALI"
Bu önemlerin neler olabileceğini sorduğumuzda ise toplu taşıma, AVM'ler ya da kalabalıkların bir araya geldiği etkinliklerde HES kodunun yanı sıra tam aşı kartının gösterilmesinin şart tutulması gerektiğini savundu.
"YENİ VARYANT RİSKİ ARTIYOR"
Salgın devam ettikçe virüsün mutasyona uğrama tehlikesinin devam ettiğini vurgulayan Akova, "Yeni varyant riski artıyor" dedi.
Geçen yıl influzenza (grip) görülmemesini o dönem maske, mesafe, hijyen gibi kurallara uyulmasına ve okulların kapalı olmasına bağlayan Akova, bu yıl gerektiği özenin gösterilmediğini öne sürdü.
Sonbaharın gelmesine ilişkin "Influenza sezonu başladı" yorumunu yapan Akova, sözlerini "Bu durum ekstra bir risk oluşturuyor. İki enfeksiyon (influenza ve Kovid-19) bir araya gelirse birbirinden ayırt edemiyoruz" diyerek noktaladı.
"TOPLUM PANDEMİ YORGUNU"
Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Güner Sönmez de Prof. Dr. Murat Akova'yla benzer görüşleri paylaştı.
Aşı oranının hala istenen seviyede olmadığını, delta varyantı nedeniyle bulaştırıcılığın kat be kat arttığını vurgulayan Sönmez, "En çok dikkat çekilecek nokta şu, maske artık neredeyse önemsiz bir aksesuar olarak görülüyor. Kapalı alanlarda, AVM'lerde tedbirlere dikkat edilmemeye başlandı. Toplum pandemi yorgunu, bezgin, bıktı. Salgın nedeniyle her gün 200'den fazla kişi ölüyor ama artık bu sayı kanıksanmış durumda. Pandemi kendisine ya da bir yakınına dokunmadıkça pek çok kişi hayatını kurallara uymadan devam ettirmeye başladı. Sağlık çalışanları da çok yoruldu" yorumunu yaptı.
"GEÇEN SENEKİ VERİLERİN DOĞRULUĞU KONUSUNDA SORU İŞARETLERİ VAR"
Kovid-19 kaynaklı ölümlere bakıldığında, sayının geçen yılın aynı dönemine kıyasla çok daha yüksek çıkmasını da sorduğumuz Sönmez'e göre o dönemki verilerin doğruluğu konusunda soru işaretleri bulunuyor.
Vaka / hasta ayrımına ilişkin tartışmaları ve Kovid kaynaklı bazı ölümlerin sisteme farklı kaydedildiği iddialarını hatırlatan Sönmez, şu yorumu yaptı:
"Geçen sene açıklanan vaka sayısı, aslında vaka mı hasta mı belli değil, o konuda bir karmaşa var. Ölüm sayılarıyla ilgili de tartışma var. Belediyeden alınan sayıların açıklanan verilerle uyuşmadığı iddia ediliyor. Resmi olarak açıklanan sayılar beklenenden düşük kalıyordu."
AŞILAR ETKİSİNİ Mİ KAYBEDİYOR?
Hastaneye yatışların yüzde 90'ının aşısız kişilerden, yeni vakaların da yine yüzde 84'ünün aşı olmayanlardan oluşmasına dikkati çeken Güner Sönmez, içinde bulunduğumuz süreci "aşısızların pandemisi" olarak niteledi.
Sönmez, aşının giderek etkisini kaybettiği iddialarına ilişkin ise "Delta varyantında bağışıklık yanıtı bir miktar azaldı. İsrail örneğinde de görüyoruz, ikinci doz Biontech aşının üzerinden 6-7 ay geçti ve etkinlikte azalma olduğu görüldü. Yeni enfeksiyon oranları artmaya başladı. Özellikle yaşlılarda daha belirgin bir artış kaydedildi. Türkiye'de ise geçen yıl aşı seçimi sıkıntısı yaşandı. İnaktif aşı SinoVac'la başladık, mRna aşısı BionTech'le devam ettik. 'İki doz Sinovaclıların kaçı üçüncü dozu oldu' gibi soruların yanıtları hala belirsiz" dedi.
'AŞIYI HIZLANDIRMAK ŞART'
Üçüncü doz aşı tartışmasına da değinen Sönmez, bunun da önemli olduğunu ancak kritik noktanın hiç aşı olmayan kişileri aşılamak çok daha önemli çünkü onlar tamamen korunaksız. Bu yüzden de onları aşılamaya öncelik verilmeli. Ama ilk doz aşılamada durma noktasına gelindi, günlük 40 binlere düşmüş vaziyette. Aşılamayı hızlandırmak şart" ifadelerini kullandı.
BIKKINLIK NEDENİYLE RAHAT DAVRANILIYOR
Bu yıl grip (influenza) vakalarının artmasına da değinen Prof. Dr. Sönmez, geçtiğimiz yıl kurallara riayet edilirken bu yıl toplumun bıkkınlık nedeniyle daha rahat davrandığını ve okulların da açılmasının bu duruma etki ettiğini savundu.
"Grip vakaları öngörüldüğü şekilde bu yıl yüksek seyrediyor" diyen Güner Sönmez, "Dünya genelinde Kovid vakaları ve ölümleri azalıyor. Ağustos sonundan itibaren haftalık ölümler yüzde15'ten fazla, vakalar ise yüzde 30'dan fazla azaldı. Türkiye gibi birkaç ülkede ise dünya genelinden farklı tablo sergileniyor. Aşılamanın artırılıp, tedbirlerin sıkılaştırılmasıyla ilerleme kaydedilebilir" dedi.