Science News'te yer alan habere göre, Güney Carolina'daki Clemson Üniversitesi'nde çevre psikoloğu olarak görev yapan Matthew Browning ve meslektaşları, salgının öğrencilerin akıl sağlığını nasıl etkilediğini değerlendirebilmek için geçtiğimiz bahar aylarında ABD'deki yedi devlet üniversitesinde eğitim görmekte olan 2500'den fazla öğrenciyi inceledi.
Katılımcılar, duygusal durumları, koronavirüs ile alakalı endişeleri, stres ve zaman yönetimi ile ilgili sorulara cevap verdi. Araştırmacılar, öğrencileri yüksek, orta veya düşük seviyede duygusal sıkıntı ve endişe yaşayan kişiler şeklinde sınıflandırdı. Araştırma, kaygı ve depresyon gibi sıkıntılar için üretilmiş standart inceleme araçları yerine doğrudan küresel salgından kaynaklı strese yol açan faktörlere odaklandı.
EN AZ BEYAZ ÖĞRENCİLER ETKİLENDİ
Browning'in ekibi, çalışmaya katılan öğrencilerin yaklaşık yüzde 85'inin yüksek ila orta düzeyde sıkıntı yaşadığını tespit etti. Bunun yanı sıra yaklaşık yüzde 45'inin durumdan yüksek seviyede etkilendiğini ve yaklaşık yüzde 40'ının ise orta seviyede etkilendiğini ortaya çıkardı. Araştırmaya göre, düşük seviyede sıkıntı bildirenlerin ırksal açıdan çoğunlukla beyaz olması ve dışarıda vakit geçirme sürelerinin iki saatten fazla olma olasılığı oldukça yüksekti.
Araştırmadan elde edilen verilere göre kadınlar, erkeklere oranla yüksek seviyede stres yaşayan grupta bulunurken, Asyalılar yüzde 30 gibi bir oranla bu grupta başı çekiyor. Bilgisayar, akıllı telefon veya televizyon ekranları önünde sekiz veya daha fazla saat vakit geçirmek de riski arttırıyor.
Browning’ göre, "Koronavirüs salgını sırasında çevrim içi dersler vermenin en iyi yolunu düşünmeden önce öğrencilerin akıl sağlığını konuşmamız gerekiyor…"