HİLAL ÖZTÜRK/İSTANBUL
Suriye’de Şam rejimine bağlı milis güçlerin terör örgütü YPG’yi desteklemek için yaklaşık 50 araçlık konvoyla Afrin’e girme çabası, TSK’nın topçu atışıyla başlamadan bitti. Ancak KARAR’a bilgi veren güvenlik kaynakları, rejimin bu gibi provakasyonları yeniden deneyebileceği uyarısında bulundu. Beşar Esad’ın ‘reklam yapmak’ için tertiplediği bu propagandanın medyada da geniş yer bulmasıyla rejim ve YPG’nin amaçlarına kısmen ulaştıkları değerlendirmesi yapıldı. YPG ile rejim arasında anlaşma olduğuna ilişkin teyit edilmiş bilgi olmadığını vurgulayan kaynaklar, öncelikle Hizbullah ve rejim yanlısı bir TV kanalının, silahlı araçlar içinde sloganlar atan bir grubun görüntülerini yayınlayarak Afrin’e girdiği bilgisini yaydığını, sonra da Suriye devlet televizyonu ile farklı kaynakların bunu teyid ettiğini bildirdi.
Rejimin Türk ve dünya kamouyuna propaganda yapma çabasında olduğunu belirten kaynaklar, bundan sonra da benzer olayların yaşanabileceğini belirtti. Buna göre, teröristler rejime ait askeri kıyafetleri giyerek Afrin merkezde gösteri yapma ya da Suriye bayrağını Afrin’de önemli merkezlere çekerek canlı yayınlarla kamuoyu oluşturma girişiminde bulunabilir. Resmi kaynaklı açıklamalara itibar edilerek soğukkanlı davranılması gerektiğini dile getiren kaynaklar, örgütün de rejimin de manüpülasyonda ‘uzman’ olduklarına işaret etti. Kaynaklar, Zeytin Dalı Harekatı’ndaki hızlı ilerleme nedeniyle terör örgütün bir süredir kurtarılmak için rejime “gel” çağrıları yapmasına rağmen şu ana kadar karşılık alabildiğine ilişkin resmi ve teyit edilmiş bir bilgi olmadığını belirtti. Böyle bir anlaşma gerçekleşse de Türkiye’nin duruşunun net olduğunu bildiren kaynaklar, teröristin yanında olan ve onlara yardım eden tüm güçlerin TSK ve ÖSO’nun hedefi olacağının muhataplara net olarak bildirildiğini ifade etti.
Dün güvenlik kaynaklarının yaptığı provakasyon uyarısı, TSK’nın yoğun bombardımana tuttuğu Cinderes’te gerçekleşti. Ellerinde ve üzerlerinde Suriye bayrağı taşıyan bir grubun fotoğrafı sosyal medyada paylaşıldı. Rejimin haber ajansı SANA da Afrin’e
‘yeni halk güçleri grupları’nın sevk edildiğini ileri sürdü.
MİLİSLER TAHRAN VE ŞAM'A BAĞLI
Önceki gün Afrin’e gitmeye çalışırken TSK’nın bombardımanıyla geri dönen milis gücü Liva Bakir (Bakir Tugayı) grubu, 2012’de kurulduğunu iddia etse de faaliyetlerinin 2015’ten itibaren yoğunlaşmaya başladığı belirtiliyor. Grup, Suriye rejimi ve İran’ın ‘Yerel Savunma Güçleri’ adlı milis unsurları örgütleme programı kapsamında kuruldu. Grubun üye sayısının birkaç bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Halep’te faaliyet gösteren Liva Bakir, adını Şii imam Muhammed Bakir’den alıyor. Ancak Halep’teki Bekara aşiretiyle ilişkileri dolayısıyla grubun Sünni militanları da bulunuyor. Hizbullah’la bağlantıları bulunan grubun, Halep bölgesindeki ‘Yerel Savunma Güçleri’nin de koordinatörü konumunda olduğu ifade ediliyor. Grubun ofislerinde İran dini lideri Ali Hamaney, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ve Beşar Esad’ın fotoğrafları bulunuyor. Liva Bakir, Halep’in muhalif gruplardan alınması, Nubul ve Zahra beldeleri üzerindek kuşatmanın kırılması operasyonları ve Halep kırsalında düzenlenen diğer harekatlarda yer aldı. Ayrıca geçen hafta ABD’nin Deyrizor’da rejim güçlerine düzenlediği ve 200 kişinin öldüğü iddia edilen hava saldırılarında hedef alınan gruplardan biri de Liva Bakir’di. Suriye’de kuşatma altındaki bölgelerde bulunan muhaliflerle yapılan tahliye anlaşmalarından sorumlu Uzlaşma Bakanı Ali Haydar’ın da Liva Bakir’in önde gelen isimlerinden biri olduğu belirtiliyor.