CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TRT Haber, TRT Türk, TRT Radyo ortak canlı yayınında TRT Haber ve Spor Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koç'un sorularını yanıtladı.
Anayasa değişikliği ile ekonomik ve sosyal konularda karar alma, kararname çıkarma yetkisinin başkana ait olacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Biz anayasa yapıyoruz, sıradan bir kanun yapmıyoruz. Başkan arzu ederse TOBB'u da Merkez Bankasını da BDDK'yı da kapatabilir. Muhtarlıkları da kapatabilir. Bir kararnameyle... 'Bunlar olmaz.' Siz bu yetkileri veriyorsunuz. Bir kişi bu yetkileri niye istiyor? Hangi gerekçeyle istiyor? Bu yetkiler şu anda TBMM'de. Çünkü böyle bir teklif, tasarı, öneri geldiğinde önce komisyonlarda görüşülür, sivil toplum örgütleri, ilgili kamu kuruluşları davet edilir, uzmanlarla tartışılır. Genel Kurulda tartışılır, kabul edilirse Resmi Gazete'de yayımlanır. Önerilen yeni rejimde biz sadece bir sabah Resmi Gazete'de göreceğiz, o kadar." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, TBMM'nin yetkilerini neden bir kişiye verdiğini sorduklarını ve kendilerine "Parlamento bizim için ayak bağı. Orada gensorular veriliyor. Oradan kanun çıkmıyor. O yetkileri biz alıyoruz ki süratle kanun çıkaralım." açıklaması yapıldığını aktararak, şu anki parlamentonun sadece geçen ay 100'ün üzerinde kanun çıkardığını, AB ile uyum sürecinde gelen tasarıların tamamının oy birliğiyle çıktığını anlattı. Kılıçdaroğlu, "Milletin seçtiği vekilleri ve parlamentoyu ayak bağı olarak görmek demokrasiye sığar mı? Bu, ancak tek adam rejimlerinde olur zaten. Başka bir yerde olmaz ki." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin büyümelerini, büyük yatırımlarını, bazen tek partili bazen de koalisyon dönemlerinde gerçekleştirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"15 yıldır tek parti var değil mi? Koalisyon yok. Bir kanun çıkarmak istediler de kanun mu çıkaramadılar? Çıkardılar. Bir kararname çıkarmak istediler de kararname mi çıkmadı? Çıktı. O zaman bu değişiklik niye, hangi gerekçeyle? Koalisyona karşı çıkmak milli iradeye karşı çıkmak değil midir? Vatandaş oyunu verip 'Koalisyon içinde bu ilkeyi yönetin.' dediği zaman suç mu olur yani? Geçmişte Anayasa'nın 35 maddesi rahmetli Ecevit'in koalisyonu döneminde değişti. Tam bir oy birliğiyle çıktı. Bu, uzlaşma kültürü demektir, dayatma kültürü değil. 2 bin, 3 bin maddelik kanunlar pekala geçiyor. 'Tek parti var, diğerleri tamamen muhalefet ediyor ve dolayısıyla kanunlar çıkmıyor.' diye bir şey yok. Buyurun son 2,5 yıla bakın. Son 2,5 yıl fiili başkanlık sistemi, değil mi? Hem Sayın Bahçeli hem Binali Bey hem Sayın Erdoğan söylüyor. Buyurun ekonomiye bakın hangi halde. Koalisyon mu var? Çiftçiye, esnafa sorun. Turist gelmiyor. Niye turist gelmiyor sorun. Koalisyon mu var? Hayır, koalisyon yok, tek parti. Şimdi bu yetmiyor, bir de meclisin bütün yetkilerini vereceğiz. Ya bir kişi Türkiye'yi felakete sürüklerse ne olacak? Niye bütün yetkiyi bir kişiye veriyoruz? Teklik Allah'a mahsustur. Hiç kimse bunu unutmasın. Hata da insana mahsustur. Allah'ın verdiği en değerli şey, akıldır. Bütün aklımızı bir kişiye kiralayamayız. 80 milyon akılsız, bir kişi çok akıllı ve bir kişi devleti yönetecek. Bizim inancımızda, kültürümüzde, örfümüzde, adetimizde istişare, danışmak, konuşmak, tartışmak vardır."
TÜRKİYE'Yİ ATEŞE ATIYORLAR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen hafta 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın kızı Nilüfer Gürsoy'un gazetede ilanının yayımlandığına işaret ederek, "O ilanda, CHP'nin tek parti dönemi de 1961, 1971, 1982 de eleştirilmiştir. Nilüfer Hanım, 'Atatürk, tek adamlığı aklından geçirmemiştir.' diyor. Bunu, Celal Bayar'a dayanarak söylüyor. 'Getirilmek istenen değişiklik Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin temel değerlerini sarsıyor.' diyor. Demokrat Parti geleneğinden gelen bu değerli insan, yüksek sesle 'Hayır çıkmasını ümit ediyoruz.' diyor. Ben CHP'liyim, o CHP'li değil. Ben de Cumhuriyeti, demokrasiyi savunuyorum o da Cumhuriyeti, demokrasiyi savunuyor. Adalet ve Kalkınma Partisine, Milliyetçi Hareket Partisine mensup, sağduyulu on binlerce insan da Cumhuriyeti ve demokrasiyi savunuyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile televizyon programında bir araya gelebileceklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Benim söylediklerimin 'Şurası yanlıştır.' diyebilselerdi, ben de eğer yanlışsa onlardan özür dileme erdemini gösterebilseydim. Ben doğruları söylüyorum. Yanlış yapıyorlar, Türkiye'yi, demokrasiyi ateşe atıyorlar." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği ile bir kişinin istediği kişinin, şirketin, kurumun mal varlığına el koyabileceğini ifade ederek, "Hangi yabancı sermaye Türkiye'ye gelir? Hangi turist Türkiye'ye gelir? Türkiye'nin itibarı ne olur?" şeklinde konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, bütün yetkilerin tek kişiye verilmesini eleştirerek, "Tek adam rejimleri ne oldu? Buyurun Kaddafi'ye bakın. Hayatta değil. Libya diye bir devlet kaldı mı? Hayır. Buyurun Irak'a bakın. Saddam tek adam değil miydi? Ne oldu Irak? Esad, Suriye, tek adam. Ne oldu? Çavuşesku Romanya'da tek adamdı. Ne oldu Romanya?" ifadelerini kullandı.
"18 yaş" konusuna ilke olarak karşı olmadıklarını açıklayan Kılıçdaroğlu, "Ama 18 yaşında milletvekili olacak, askerlikten muaf olacak. Biz buna karşıyız. Garibanın çocuğu askere gidecek. Kendi çocukları için ikbal hazırlıyorlar, 'Çocuğumu 18 yaşında milletvekili yaparım, ömür boyu da askerlikten muaf olur. 2 yıl milletvekilliği yaptıktan sonra da emeklilik haklarını kazanmış olur.' Biz bunu doğru bulmuyoruz, eşitsiz buluyoruz."
FESİH TARTIŞMASI
Fesih tartışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Anayasa Komisyonu Başkanı Sayın Şentop yaptığı açıklamada, 'Fesih yetkisini devreye sokacağız, yani ancak ülke çok sıkıntılı bir döneme girerse bu kilitlenmeyi aşmak için fesih yetkisi kullanılabilecek.' diyor. Ben söylemiyorum Mustafa Şentop söylüyor, Adalet ve Kalkınma Partili. Bu gazetedeki bir açıklama diyelim, bir kenara bırakalım. Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ, 9 Ocak 2017'de TBMM'de konuşma yapıyor, 'Meclisi fesh edecek cumhurbaşkanı... Cumhurbaşkanının bugünkü anayasamızın ilgili maddesine göre meclisi belli şartlar oluştuğunda fesih yetkisi var mı? Var. Nitekim 7 Haziran seçimlerinden sonra meclis seçimlerinin yenilenmesine karar verdi mi? Verdi.' Kim söylüyor? Adalet Bakanı. Hangi partinin adalet bakanı? Adalet ve Kalkınma Partisinin Adalet Bakanı.
Sadece iktidar partisi milletvekilleri söylemiyor. MHP Milletvekili Mehmet Parsak, Meclis tutanaklarına göre 9 Ocak 2017, '116. maddede belli şartlar altında parlamentonun feshedilmesi söz konusu, cumhurbaşkanına tanınan böyle bir yetki var.' Evet, yetki var. Fesih yetkisi şu, meclisin kendi iradesinin dışında, görev süresi dolmadan dışarıdan bir iradeyle görev süresinin sonlandırılması. Bu fesih, bunu Adalet Bakanı da söylüyor. TDK'nın sözlüğünde parlamentonun feshi maddesi açıklanırken yazıyor. Fesih diye bir kelime yok ama cumhurbaşkanının parlamentonun görev süresini sonlandırıp, erken seçime götürmesi var. Parlamento kendi iradesiyle erken seçime giderse, bu fesih değildir. Parlamentonun iradesi dışında, dışarıdan bir iradeyle parlamentonun görev süresi sonlandırılırsa, bunun hukuktaki adı fesihtir. Bu fesih yetkisi, Mustafa Kemal Atatürk'e de verilmemiştir. Başkanın meclisle beraber seçime gitmesi, çok önemli bir ayrıntı değil. Önemli olan bir kişinin parlamentonun görev süresini sonlandırılması ve feshedip yeniden seçime götürmesidir."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 600 milletvekili ile parlamentonun güçlü olacağının savunulduğunu belirterek, "Dünyanın en güçlü parlamentosunu yapın o zaman sayıyı çıkarın bine. Çıkın, 'Bizim parlamento çok güçlü, milletvekili sayısı bin' deyin. Güç, sayıda değil, akıldadır, yetkidedir. Bu gerçeği 21. yüzyılda hala kavrayamadıysa Türk siyaseti, demek ki daha yolun başındayız." dedi.
İSTANBUL/AA