Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının satırbaşları şöyle:
Teamüllerin de gereği oyarak Davutoğlu bizi ziyarete geldi. Entellektüel derinliği olan da bir görüşme yaptık.
Entellektüel görüşmelerdi
Davutoğlu'na yüksek profilli bir parlamento kuralım dedim. Yani bir çok şeyi değiştirecek güçte bir hükümet olmalı dedi. Bu nedenle kurulacak hükümetin 4 yıllık bir hükümet olması gerektiğini anlattım. Ortakların samimi ve dürüst olması lazım dedim. O zaman Davutoğlu koalisyon görüşmelerine başlayalım dedi. Hay hay dedik. Biz elimizi taşın altına koymaya hazırız dedik. Sonra görüşmeler başladı. Görüşmeler Davutoğlu'nun da dediği gibi çok güzel bir ortamda geçti. Hem entellektüel açıdan hem de sorunların masaya yatırılması açısından çok güzel geçti.
Kısa süreli ya da azınlık hükümeti
Sonra Başbakanlık konutuna davet etti bizi Başbakan ve orada bir araya geldik. Orada görüşmelerin uzamasının bizi rahatsız olduğumuzu ifade ettik.
Davutoğlu bize iki öneri getirdi. Kısa süreli bir seçim hükümeti. Bu beraber oluşturulabilir ya da biz bir azınlık hükümeti kursak dışarıdan bizi destekler misiniz?
Uzun soluklu koalisyon istedik
Önerilerinizi aldım dedim. Gidip MYK'da görüşeceğimi söyledim. MYK'da durumu anlattım. Bir karar aldık. Başbakan'a yüksek profilli bir hükümet kurulması gerektiğini tekrar kendisine anlattık.
Bize koalisyon teklifi yapılmadı
Bugün yine bir araya geldik. Son derece rahat bir ortamda toplantımız oldu. Bu görüşmeyi kamuoyuyla paylaşacağımızı ifade ettim. Bize şu ana kadar bir koalisyon hükümeti teklifi gelmedi. 3 aylık bir seçim hükümeti teklifi gelmiştir. 3 ay çalışıp belli konuları çözelim sonra seçime gidelim teklifi gelmiştir. Milli iradeye saygı şudur arkadaşlar: Milli irade tek başına bir partiyi iktidar yapmamışsa liderlere düşen koalisyon yapmaktır. Bunu yapmazsanız milli iradeyi dinledik nasıl dersiniz. Türkiye tarihi bir fırsatı kaçırmıştır.
Soruları çözebiliriz. Sorunları çözümsüz hale getiren siyaset kurumunun başındakilerdir. Bundan sonraki takdir yüce milletindir.
Soru-Cevap
Yetki gaspı
Başbakan konuşurken, koalisyonun olmamasına dönük, dış politika, imam hatipler konusunu gündeme getirdiler. Şimdi hükümet kurma görevini cumhurbaşkanından bekliyor musunuz? Çok açık şekilde erken seçim telaffuz etti, kasım ayını ifade etti. Siz nasıl bakıyorsunuz?
Bizim teamüllere göre, cumhurbaşkanı görev verdikten sonra, kendisi hükümet kuramıyorsa görevini dönüp iade etmiyorsa. Buna biz yetki gaspı deriz. Bu demokrasiyi zedeler. Çoğunluğu sağlayacak hükümet kuruyorsa buna söyleyecek bir sözümüz yok. Hükümet kuramıyorum, iade etmiyorum derseniz bu ahlaki değil.
İmam-Hatipler...
Eğitim konusuna gelince, söyledim. Bir müzakere olmadı ki. Görüşlerimizi sordular, ifade ettik. Ben Sayın Davutoğlu’na ifade ettim. İmam hatipte okuyan çocuklarımız bizim çocuklarımızdır. O çocuklarımızın çok iyi eğitim almasını isteriz. Bizim imam hatip liseleriyle hiçbir sorunumuz yoktur. Ama eğitim sistemiyle bizim sorunumuz vardır. Hiçbir veli bu eğitim sisteminden memnun değildir. Biz bunu ifade ettik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönlendirmesi olduğunu düşünüyor musunuz? 45 gün boyunca, Türkiye’nin oyalandığını düşünüyor musunuz? Müzakere olarak, karşılıklı görüşlerinizi aktardığınızı ifade ettiniz. Hangi başlıklarda anlaşamayacağınızı gördünüz?
Biz anlaşamayacağımız bir başlık görmedik. Onu açıkça ifade edeyim. Sayın cumhurbaşkanının etkisi olmuş mudur? Buna yanıtı kamuoyunun ve Davutoğlu’nun vermesi lazım.
Davutoğlu’nun açıklamalarında, ben görevi aldığımda bütün seçenekler tükenmişti açıklamaları vardı.
Kırmızı çizgimiz yoktu
Görüşmelerde hiçbir kırmızı çizgimiz yoktu. Gündeme gelmedi. Sadece ana başlıklar halinde, anayasa, dış politikada CHP ne düşünüyor, anlattık. Dolayısıyla bir koalisyon müzakeresi söz konusu olmadı. Birbirimizi dinledik karşılıklı. Ben bu rahatsızlığımı Sayın Davutoğlu’na ifade ettim. Perşembe günü noktalamamız konusunda mutabakat sağladık.
AK Parti ile görüşmelerin değerli olduğunu söylediniz. Sandıktan aynı sonuç çıkarsa, AK Parti ile koalisyon görüşmelerine kapınız açık mı?
Önce bir erken seçim olacak mı, olmayacak mı onu göreceğiz. Çıkan sonuçlar nasıl olacak onu göreceğiz. Bizim ülke yönetiminde esas aldığımız bir nokta var, Türkiye’nin çıkarları. Neyi gerektiriyorsa, bizim insanımızın çıkarları neyi gerektiriyorsa, biz o çıkarların yanında olacağız.
Tek yol erken seçim demek doğru değil
Erken seçim tek seçenek dedi Davutoğlu. Sizin için de böyle mi? Erken seçime nasıl gidilir? Size gelirlerse yanıtınız ne olur?
Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir. Demokrasi kendi sorunlarını çözebilecek bir kurumdur aynı zamanda. Demokrasiyi çözümsüz görmek doğru değil. Hele hele bugünden erken seçimi tek seçenek olarak ifade etmeyi doğru bulmuyorum.
Deniz Baykal görüşmeler esnasında, tiyatro sahnesi sergileniyor demişti. Siz de aynı fikirde misiniz?
Bu sorunun bu ortam için uygun olmadığını ifade edeyim bir. İki, gerçekten de yapılan görüşmeler karşılıklı saygı esası çerçevesinde olmuştur ve gelişmiştir. Sonunda da noktalanmıştır.