CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Farklılıklarımız olabilir, farklı görüşlerimiz olabilir ama bir yerde felaket yaşanıyorsa hep beraber, hani tasada ve kıvançta beraber olmanın getirdiği güzellik içinde bölgeye yardımlar yapmaya çalışıyoruz." dedi.
Kılıçdaroğlu, İstanbul Suriçi Grubu'nun Fatih'te bir otelde düzenlediği İstanbul Toplantıları'nda, insanların farklı düşüncede olsa bile bir araya gelip, konuşması gerektiğini belirtti.
Depremin yaşamın ayrılmaz bir parçası olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Depreme karşı önlem almak da hepimizin ortak görevi. Japonya'da da deprem oluyor, bizde de oluyor ama orada bizden daha şiddetli deprem olduğunda insanlar hayatını kaybetmiyor ama bizde insanlar hayatını kaybediyor. Demek ki almamız gereken önlemler var." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Elazığ'da 30'dan fazla kişinin hayatını kaybettiğini, binden fazla kişinin yaralandığını ve bir kısmının taburcu edildiğini hatırlattı.
Elazığ Ticaret Lisesi mezunu olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, Elazığ'ın kendisi açısından ayrı bir yeri olduğunu anlattı.
"ADALETİ İNSANIN VİCDANINDA TARTACAĞIZ"
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de hayatın her alanında sorunlar olduğunu ifade etti.
Adaletin önemini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Adaleti nerede tartacağız? İnsanın vicdanında tartacağız. Vicdanla adalet yan yana geldiğinde o zaman ortaya barış ve sevgi çıkar, hataları erdemle karşılama çıkıyor. Adaleti de vicdanı da büyütmek ve yüceltmek zorundayız." dedi.
Kılıçdaroğlu, Elazığ ve Malatya'da yaşanan deprem nedeniyle genel başkan yardımcılarını bölgeye gönderdiğini ifade ederek, "İstanbul'un, Ankara'nın, İzmir'in, Aydın'ın, Mersin ve Adana'nın büyükşehir belediye başkanları görevle bölgedeler. Ekrem Bey, o bölgeye gitti, diğer arkadaşlarım da hem insan olarak hem malzeme olarak bölgeye yardım götürdüler. Beni mutlu eden nokta şu; zaman zaman kendi aramızda kavgalar ederiz, zaman zaman tartışırız ama böyle bir felaketle karşılaştığımızda toplumun her kesimi beraber, birlik içinde bölgeye yardım yapıyor. Farklılıklarımız olabilir, farklı görüşlerimiz olabilir ama bir yerde felaket yaşanıyorsa hep beraber, hani tasada ve kıvançta beraber olmanın getirdiği güzellik içinde bölgeye yardımlar yapmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN 5 TEMEL SORUNU VAR"
Türkiye'nin 5 temel sorunu olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Eğitim bunlardan birisidir. 'Daha iyi bir eğitimi çocuklarımız hak ediyor, daha iyi bir eğitim olmalı.' diyoruz. Dış politika bir sorunumuzdur. Dış politikada daha farklı bir yol, yöntem izlemeli miyiz? Oturup tartışmalıyız. Bölgemiz ateş çemberine döndü. Müslüman dünyasında kan akıyor. Neden Müslümanlar birbirlerini öldürüyor ve neden Müslümanlar birbirlerini öldürürken onların ellerine silahı emperyal güçler veriyor? Biz bunları düşürmek zorundayız. Ekonomide ciddi sorunlarımız var. Geçinemeyen insanlar var. Sorunlar giderek derinleşiyor ve büyüyor. Bunların da bir şekilde çözülmesi lazım. Toplumsal barış açısından ciddi sorunlarımız var. Beraber olmalıyız, tasada ve kıvançta birlikte olmalıyız. Toplumsal barışımızı güçlendirmeliyiz. Yaşadığımız bölge farklı olabilir, kimliklerimiz, inançlarımız farklı olabilir, yaşam tarzlarımız farklı olabilir ama bayrağımız bir, vatanımız bir. Aynı bayrağın altında, aynı vatanda huzur içinde birlikte yaşayabilmeliyiz."
Kılıçdaroğlu, ayrıca demokrasi açısından sorunlar olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin 4 aşamalı bir strateji izlemek zorunda olduğunu söyledi.
Bu stratejinin birinci ayağının demokrasi, adalet ve hukukun üstünlüğü olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Herkesin can ve mal güvenliğinden hukuk önünde emin olduğu bir Türkiye'ye ihtiyacımız var. Türkiye'nin birinci aşamada hayata geçirmek durumunda olduğu alan demokrasi, hukukun üstünlüğü ve adalettir, düşünce özgürlüğüdür. Kimsenin farklı düşünmesinden ötürü suçlanmasını doğru bulmayız." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, bilim üretmenin önemini dile getirerek, bilimi geliştirmenin ancak demokratik ortamlarda mümkün olduğunu anlattı.
Devletin adaletle yönetildiğini belirten Kılıçdaroğlu, adaletin liyakatle sağlandığını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin aydınlığa, huzura kavuşması için yapılacak ilk şeyin demokrasi ve adaleti getirmek olduğunu söyledi.
Kimlik, inanç, yaşam tarzının siyaset dışında tutulması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bunlar bizim manevi dünyamızdır. O dünya bizim zenginliğimizdir. Onu zenginleştirmek de bizim elimizdedir. İnsanları inançları dolayısıyla ötekileştirmek, yasak getirmek, düşüncelerine yasak getirmek, inançlarını yerine getirirken yasak getirmek asla doğru değil. Bunu hep birlikte sağlamak zorundayız." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, demokrasi, medya ve düşünce özgürlüğü, can ve mal güvenliğinden sonra stratejinin ikinci ayağının üretim olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin her alanda üretmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Fabrikada üretmesi lazım. Tarlada üretmesi lazım. Üniversitede üretmesi lazım. Sanatta üretmesi lazım. İnsanoğlu neredeyse orada üretmesi lazım. Üretmek aklı kullanmak demektir. Bunlar Türkiye'nin hem bölgesinde hem dünyada güçlü olmasını sağlar.
"TÜRKİYE'Yİ ÇAĞDAŞ UYGARLIĞA TAŞIMALIYIZ"
Kılıçdaroğlu, Türkiye, İran, Irak ve Suriye'nin acilen bir araya gelip Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kurmasını önererek, Ortadoğu'ya barış ve huzurun getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatının çok önemli olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, bütün komşularla barış içinde olmaları gerektiğini belirterek, "Mısır'la barışmamız lazım. Mısır, bölgenin kilit taşıdır ve çok önemli bir aktördür. Mısır'da darbe yapıldığı zaman demokrasiyi savunan herkes darbeye karşı çıktı. Biz de karşı çıktık. 'Yanlıştır' dedik. " ifadelerini kullandı.
Güçlü bir sosyal devlete ihtiyaç duyulduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Herkese iş yaratamayabiliriz ama işsiz bir insanın akşam evine ekmek götürmesi, okula giden çocuğuna harçlık vermesi lazım. Bunun yolu güçlü bir sosyal devletten geçiyor ama sosyal devlet gidip fakiri fukarayı toplayıp televizyon kameralarını da çağırıp 'bakın size süt veriyorum, ekmek veriyorum' demek değildir. Bu, sosyal devlet değildir. Bu, fakirliği istismar etmektir. Yoksulun sırtından oy devşirmek demektir. Bu, bizim inancımıza da aykırıdır." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, demokrasinin sürekli gelişen bir kavram olduğunu anlatarak, düne kadar farklıyken bugün katılımcı demokrasiden söz edildiğini aktardı.
Üretim, teknoloji ve sosyal güvenlik kavramlarının da sürekli geliştiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, çağın gerisinde kalmamak için bütün bu gelişmeleri izleyip ayak uydurmak zorunda olduklarını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, günlük siyasi tartışmaların tamamen dışında, herkesin bu bayrak altında huzur içinde yaşamak istediğini anlatarak, şöyle konuştu:
"Farklı kimliklerimiz, inançlarımız, yaşam tarzlarımız olabilir ama bayrağımız hepimizin ortak bayrağı, vatan hepimizin ortak vatanı. Bayrağımız ve vatanımız için feda edemeyeceğimiz hiçbir şeyimiz yoktur. Dolayısıyla beraber aklı önceleyerek, aklımızı kullanarak Türkiye'yi çağdaş uygarlığa taşımak zorundayız. Bunun için de ortak mücadele etmek zorundayız. Bizi ayrıştırıyorlar. En tehlikeli olan, inanç bazında, kimlik bazında, yaşam tarzı bazında siyaset... Bu, toplumu ayrıştırıyor ve bölüyor. Birbirimize düşman gibi bakıyoruz bir süre sonra. Dost gibi bakmak varken, beraber, huzur içinde yaşamak varken niye düşman gibi bakıyoruz?"
Konuşmaların ardından Suriçi Grubu Derneği Başkanı Nedim Abi, Kılıçdaroğlu'na plaket verdi.