CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin seçim gezileri kapsamında uçakla Tokat'a geldi. Havaalanında partililerce karşılanan ve otobüsle şehir merkezine geçen Kılıçdaroğlu, kent meydanında toplanan yaklaşık 10 bin kişiye konuştu. Türkiye'ye birinci sınıf demokrasiyi getirecekleri sözünü veren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin en önemli sorunun işsizlik olduğunu söyledi.
Türkiye'de milyonlarca işsize rağmen Ankara'dakilerin çocuklarının KPSS'ye girmeden devlet kadrolarına yerleştirildiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, hükümetin yabancıların istihdamı konusunda hazırladığı kanun tasarısına yönelik eleştirilerde bulundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye de 6 milyon 200 bin işsize iş bulmak yerine, yabancılara iş bulmak için çaba gösterildiğini öne sürerek şöyle konuştu:
"İşsizlik sorunu en temel sorunumuzdur. İşsizlik sorunun çözemezseniz huzuru getiremezseniz, bu ülkenin gençlerine umut veremezsiniz. Sözümüz söz, mücadelede birinci alanımız işsizlikle olacaktır. Gençlerimizi seviyorum, inanıyorum, güveniyorum. Her zaman her ortamda gençlerin her taleplerine mutlaka kulak kabartıyorum.
Sizin sorunlarınızı çözmek zaten bizim görevimiz. 350 bin öğretmen adayı atama bekliyor. Atama bekleyen 350 bin öğretmen var. 200 bin dersliğe ihtiyaç var. Biz öğrenci ve öğretmeni buluşturacağız. Atanamayan öğretmen kavramı CHP iktidarında kesinlikle olmayacaktır."
'Mazot 1.5 Lira olursa...'
Şeker fabrikalarının özelleştirmek istendiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında hiç bir şeker fabrikasının özelleştirilmeyeceğini, bunu seçimlerden önce parti grubunda şeker işçileri ve sendika temsilcileri ile paylaştığını hatırlattı. Kılıçdaroğlu, üreten herkese destek olacaklarını belirterek şöyle devam etti:
"Biz kendi köylümüze, kendi işçimize, kendi mühendisimize güveniyoruz. Kendi ürünümüzü kendimiz üreteceğiz. Yurt dışından mısır getirip şeker elde ediyorlar. Köylümüz ne üretecek. 'Sen pancar üretme kota uyguladık' diyorlar. Çiftçi kardeşim benim sözlerime kulak kabartsın. Burası (Tokat) aynı zamanda bir tarım kenti.
Çifti mağdur, perişan durumda. Son 13 yılda 2 Trakya büyüklüğünde alan artık ekilmiyor. Çiftçi üretecek, alın terinin karşılığını alacak. Girdileri azaltacağız. Mazotu çiftçiye 1.5 liradan vereceğiz. Biz böyle deyince koro halinde bağırıyorlar. 'Vay efendim çiftçiye mazotu nasıl 1.5 liradan verirsin.
Zaten petrol dışardan geliyor'. Petrolün yurt dışından geldiğini ben de biliyorum. Rafineride işlendiğinde kar koyduğunu biliyorum. Benzin istasyonlarına varıncaya kadar, maliyeti kar dahil 1 lira 21 kuruş. Biz çiftçiye 1.5 liradan veriyoruz. Zarar eden var mı, yok. Ben söyleyeyim, zarar eden var. Kimler? Hortumcular zarar ediyor. Biz devletin hazinesini düşünüyoruz. Ben, 'çiftçiye mazot 1.5 liradan verilemez' diyenlere seslendim, burada da sesleniyorum.
Siz yatlara, kendi çocuklarınızın gemilerine mazotu 1 lira 20 kuruşun altında satınca kimse mağdur olmuyor da, çiftçiye verince mi mağdur oluyor. Bunlar yakutta, pırlantada, incide vergiyi sıfırladılar. Arkadaş sen bunlara gelince vergiyi sıfırlıyorsun, ben de çiftçinin mazotunda sıfırlıyorum. Senin dünya görüşün böyle, benimki böyle. Sen alın terine karşısın, ben alın terinden yanayım."
'Bu ülkede temiz ahlaklı siyaset yok'
Türkiye'nin Konya'dan toprak olarak küçük Hollanda'nın tarım ürünü ihracatının yanına ile yaklaşamadığını belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Çiftçi kardeşlerim unutmasınlar. Hollanda, Konya'dan küçük bir devlet. Toprak olarak Konya'dan küçük. Hollanda'nın yıllık tarım ürünü ihracatı 120 milyar dolar. Türkiye'de, yıllık tarım ürünü ihracatı 12 miyar dolar. Neyimiz eksik. Konya'dan küçük bir devlet 120 milyar dolar ihraç ederken, devasa bir ülkede toprak, insan, güneş, su, çalışan insanlarımız var, neyimiz eksik.
Neden daha fazla üretmiyoruz. Tek nedeni var bu ülkede temiz ahlaklı siyaset yok. Çiftçi kazanırsa kim kazanacak, esnaf kazanacak, göç olmayacak, işsizlik olmayacak. Türkiye kazanacak. Kuyumcu kazanacak, kahveci kazanacak. Kim kaybedecek, hortumcular, bu kadar basit. Dedik ki refahı tabana yayacağız, güzel bir Türkiye için, herkesin huzur içinde yaşaması için. Dedik ki bunun bir yolu var. Aylık 1000 liranın altında gelir elde eden 8 milyon emekli var. Ramazan Bayramında, Kurban Bayramında emeklilere birer maaş ikramiye vereceğiz.
Sözümüz söz. Kılıçdaroğlu sözü. Elbette vereceğiz. Yine koro halinde bağırdılar. 'Vay efendim kaynağını nereden bulacaksın, nasıl vereceksin.' Bütün emeklilere sesleniyorum. Sana 2 aylık ikramiye verirken kaynağı nereden bulacaksın diye soranlara siz diyeceksiniz ki 'Yeter, bir maaş ikramiyeye bile itiraz ediyorsun ben de sana oy vermeyeceğim' diyeceksin. Sanki emekliye dünyanın parasını veriyoruz.
Onunla zaten zor geçiniyor. Bari bırakın bayramlanrda rahat etsin. O parayı bulacağım, emekliye vereceğim. Bütün hortumları sözüm söz keseceğim. Onlar sanıyor ki emekliler bu paraları alıp İsviçre'de hesap açacak. Emekli alacak parayı bakkala, manava, terziye, kuruyemişçiye gidecek. Kim kazanacak, esnaf, toptancı, sanayici kazanacak. Kim kaybedecek, hortumcular kaybedecek."
Asgari ücret 1500 lira
Asgari ücretten vergiyi kaldıracaklarını ve bin 500 liraya yükselteceklerin tekrarlayan Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yine koro halinde 'vay efendim nasıl olur'. Maliye bakanı da diyor ki 'İşçiye 1500 lira asgari ücret vermek işçiye zulümdür'. Sen ayda 14 bin lira alırken zulüm değil de, işçiye 1500 lira verince mi zulüm oluyor. Asgari ücret hesabı yapalım. 5 kişilik aile. Anne, baba 3 çocuk. Günde 1 öğün çay- simit yesinler Bir öğün 10 lira. 3 öğün 30 lira.
30 günde 900 lira. Asgari ücret 949 lira. 949 liranın 900 lirasıyla 5 kişilik aile simit ve çay ile geçiniyor. Geriye kalan 49 lira. Şimdi ben Ankara'da koltuklarında oturan o insanlara soruyorum. Siz de vicdan var mı. Bu insanlar ev kirası mı ödesin, çocuğun masrafını mı karşılaşın, okul masrafını mı ödesin, elektrik, su parası mı ödesin.
Sanki biz ona dünyanın parasını veriyormuşuz gibi. Ona bile göz dikiyorlar. O parayı vereceğiz, asgari ücretli de nefes alacak bu ülkede."
Taşeron işçilere kadro
Türkiye'de şu anda 800 bin taşeron işçi bulunduğunu hatırlatan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bu kişilerin hiç bir güvencesi olmadığını, taşeronun iki dudağı arasında bulunduklarını belirterek şöyle konuştu:
"Biz ne diyoruz, bu devlete yakışmaz. 800 bin taşeronu kadroya alacağız, hiç bir ayrım yapmayacağız. Siyasi görüşü, kimliği, inancını sormayacağız. Hepsine kadro vereceğiz dedik. Hemen yine koro halinde 'bu devlete yük olur' dediler. Devlete yükü yok. Zaten parayı veren devlet. Devlet taşerona veriyor.
Biz ne yapıyoruz, köle tüccarını, taşeronu aradan kaldırıyoruz. Devlet parayı doğrudan doğruya işçiye verecek. Her projemizin mantıklı yanı var, toplumun sorunlarına değiniyor. Herhangi bir esnaf 2 ay sigorta pirimini yatıramadı diyelim. Hastalandığında devlet hastanesine gidecek, 'seni tedavi etmiyoruz diyorlar' borcu olunca.
Onun borcu var da tedavi etmedin. 'Eşi hastalanınca eşine, yaşlı anne babasına da bakmayız' diyorlar. Biz ne diyoruz. Hiç bir ayrım yapmayacağız. Hastaneye gelen herkesi tedavi edeceğiz."
'4 yıl için yetki istiyorum'
Tokat'ın belde belediyeleri en fazla kapatılan illerden biri olduğunu ifade den Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında bu beldelerde referandum yapacaklarını ve kararı halkın vereceğini belirtti. İktidar için halktan yetki isteyen Kılıçdaroğlu şöyle dedi:
"Sizin şikayetlerinizi yine biz dinliyoruz, biz çözeceğiz. Sizden 4 yıl için yetki istiyorum. İktidara 13 yıllık bu millet kredi açtı, 'Gel tek başına ülkeyi yönet' diye. 13 yılın sonunda hangi sorununuz çözüldü. 6 milyon 200 bin işsizimiz var. 17 milyon yoksulumuz var. 3 milyon 750 bin hanede oturuyorlar.
Sözüm söz, 4'üncü yılın sonunda bu ülkede hiç bir ailenin geliri 720 liranın altında olmayacak. Her ailenin sigortası, güvencesi olacak, hiç bir çocuk yatağa aç girmeyecek bu güzel Türkiye'de. Aile sigortasını getireceğiz. parayı evdeki kadının banka hesabına yatıracağız. Kadın gidecek emekli, memur gibi parasını çekecek. Çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak. Onun da her hangi bir marketten alışveriş yapma hakkı var.
Bunu neden getiriyoruz. Hiç kimsenin yoksulluğunu teşhir etmeyeceğiz. Sağ elin verdiğni sol el görmeyecek. Bunu yapacağız. 3 milyon 750 bin hanede 17 milyon yoksul var, bunu tarihe gömeceğiz, yok edeceğiz. O nedenle 13 yıllık değil, sizden 4 yıllık kredi istiyorum, yetki istiyorum. 4'üncü yılın sonunda huzurlu bir Türkiye göreceksiniz.
İç dünyasında barışık bir Türkiye göreceksiniz. Bana yetki verin. Göreceksiniz bunlar nasıl yapılıyor. Benim çocuklarımın yatak odalarında boy boy kasalar olmayacak.
Benim bakanlarımın evlerinde ayakkabı kutuları olmayacak. Ben sadece ve sadece sizin için çaba harcayacağım. Sizden bir söz istiyorum. 17 milyon yoksul bize yakışmıyor. Çocukların yatağa aç girdiği bir Türkiye bize yakışmıyor. Neden kazandığımızı hakça bölüşmeyelim. Yıllar önce rahmetli Ecevit söylemişti, 'Ne ezen ne ezilen insanca bir düzen', bunu istiyorum."
'Alın terim helal olsun'
Kılıçdaroğlu, seçmenlere çağrıda bulunarak 7 Haziran'da sandığa giderken yanlarına daha önce CHP'ye oy vermemiş birini almalarını ve Türkiye'nin 13 yıldaki tablosunu anlatmasını istediğini belirtti. Kendisinin de halk için alın teri dökeceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Halka hizmet etmenin hakka hizmet etmek gibi kutsal bir görev olduğunu biliyorum. Bu ülkede hepimiz huzur içinde, kardeşçe onurumuzla yaşayabilir, yoksulluğu tarihe gömebiliriz. Bunu kim yapar? Bir tek parti yapar. O partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi. Neden biz yapabiliriz? Çünkü biz bu ülkeye demokrasiyi getiren, cumhuriyeti kuran, sosyal demokrasiyi getiren, kul hakkı yememeyi namuslu görev kabul eden partiyiz. Biz kimsenin inancıyla, kimliğiyle uğraşan bir parti değiliz. Bizim için insan Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır ve benim başımın üstünde yeri vardır. Sizin için çalışacağım. Alın teri dökeceğim. Alın terim size helal olsun diyorum."
TOKAT, (DHA)