CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gündemdeki tartışmalı yasal düzenlemelerden vazgeçmesi konusunda görüşme talep etmeyi anlamlı bulmadığını açıkladı. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan'ın Türkiye’nin demokratik standartlarının güçlendirilmesi açısından bir adım atacağına asla inanmıyorum. Tam tersine bugün var olan baskıları süreç içinde büyüterek yoluna devam etmek istiyor. Zaten Bahçeli de böyle bir tablodan yana” dedi.
Amerikan'nın Sesi'nden Yıldız Yazıcıoğlu ile Murat Karabulut'un sorularını yanıtlayan CHP lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye’de örneğin barolarca oturma eylemi yapılmasına yol açan yasal değişiklikler gibi konularda “Cumhur İttifakı”nın baskıyı arttırma ve “dikta özlemi” yaklaşımı sergilediğini söyledi.
Erdoğan veya Bahçeli ile görüşmesi için ''olağanüstülük'' olması gerektiğini ancak Türkiye’de her gün olağanüstü gelişmeler yaşandığını kaydeden Kılıçdaroğlu, yanlış yapıldığını kamuoyu önünde açıklamalarına rağmen iktidar cephesince bunlara kulak verilmediğini dile getirdi.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak Erdoğan ismi karşısına kimi çıkaracağı konusunda, aday profilini anlatan Kılıçdaroğlu, adayın bir siyasi parti genel başkanı olmaması gerektiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, bu durumda kendisinin aday olması halinde CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa edip etmeyeceği sorusuna cevaben, “O dönem değerlendirilir” demekle yetindi.
Kılıçdaroğlu, son dönemde MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sıkça söylediği yasal değişikliklerle “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kalıcılığı, devamı sağlanmalı” yönündeki görüşü içinse “Büyük bir saçmalık, asla doğru değil” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Kasıt Erdoğan'ın ömür boyu orada kalması anlamına mı geliyor? Ne demek kalıcı hale gelmesi? Kalıcı hale gelmesi şu: Bir kişi zaten seçildi. Hatta yeri geldiğinde parlamento zaten vesayet altında, parlamentoya da gerek yok. Medya özgürlüğü diye bir şey olmaması lazım. Sosyal medyayı da tümüyle kapatmamız lazım. Ne demek yargı bağımsızlığı yani yargıcı eğer bir partinin genel başkanı atıyorsa yargı bağımsızlığı mı olur? O yargı bağımsızlığındaki var olan kırıntıları da tamamen yok edelim. Seçim sistemini de tamamen değiştirelim, yeni arayışlara girelim. Erdoğan yüzde 10 da oy alsa, yüzde 80 de oy alsa Erdoğan Cumhurbaşkanı olsun. Bunun hukuki altyapısını oluşturalım. Ben böyle anlıyorum. Büyük bir saçmalık. Asla doğru değil” diye konuştu.
Türkiye’nin mevcut gidişatında tüm yaşananlarla ilgili “Dolayısıyla bütün olumsuzluklara AK Parti ile beraber MHP’nin de ortak olduğunu ifade etmek isterim” diyen Kılıçdaroğlu, parlamentoda muhalefetçe yapılan itirazlar dikkate alınmaksızın iktidar cephesinin milletvekili çoğunluğuyla yasaları hayata geçirmesi süreci bakımından ise “O çoğunluk içinde ben şunu da gayet iyi biliyorum: gerek MHP'nin içinde gerekse AK Parti'nin içinde Türkiye'nin bu gidişinden rahatsız olan çok sayıda değerli milletvekili de var” ifadesini kullandı.
CHP lideri olası erken seçim tartışmaları konusunda da "Gelişen bütün olumsuz tabloya MHP ortak olmak istemeyebilir. O nedenle “Ben (Bahçeli/MHP) artık destek vermiyorum parlamentoda” diyebilir. O zaman Erdoğan zorunlu olarak erken seçime gitmek durumunda kalabilir" diye konuştu.