Kıdem tazminatında Brezilya kopyası

Türkiye’de milyonları ilgilendiren kıdem tazminatı için oluşturulacak fon çalışmalarında sona yaklaşıldı. Bugünlerde ‘Brezilya modeli’ örnek alınmaya çalışılıyor. Konu ise üç noktada tıkanıyor: Kıdem tazminatı oranı, fondan yararlanma süresi ve kazanılmış haklar.

[Karar]
ÖZGÜR KAYA

Kıdem tazminatı için oluşturulacak fon çalışmalarında sona yaklaşılırken pek çok alanda olduğu gibi yabancı hayranlığımız Kıdem Tazminatı Fonu’nda da ortaya çıktı. Son dört yıldan bu yana kıdem tazminatı ne zaman gündeme gelse, aynı öneriyi yapıyorum. Bugünlerde ise ‘Brezilya Modeli’ diye örnek alınmaya çalışılan bir yöntemi tartışır olduk. Çözüm önerileri yerli ağızdan çıktığı zaman illaki bir tarafın tarafı olduğunuz değerlendiriliyor. Yıllardır taraf oldum, taraf olmaya da devam edeceğim: Çalışanların ve işverenlerin tarafıyım.

Konuşulan yöntem, çalışanların mevcut hakkı olan bir yıllık kıdem karşılığına denk gelen yüzde 8,33 korunup korunamayacağı. Tartışmalar da bu noktada çıkmakta. Yüzde 8,33 orana işveren kesimi haklı olarak karşı çıkıyor. Ülkemizde SGK ve vergi dilimleri işveren açısından yüksek. İlave olarak Kıdem Tazminatı Fonu’nu yüklediğinizde işverenin bu yükün altından kalması mümkün değil. O halde çözüme bakalım.

* Birinci endişe, Kıdem Tazminatı oranı: Öncelikli olarak işverenin üzerindeki  işsizlik sigortası payını yüzde 2’den yüzde 1’e düşürmek. Bunun akabinde işverenin fona yüzde 5’ lik katılım sağlamasına ikna edilmesi. (İşveren bu orana dünden razı) Yüzde 2 Hazine teşviki (BES‘e ödenen paydan) geldik yüzde 7’ye. Geri kalan yüzde 1,33’lük dilim fonun geri ödemeye başlayacağı tarihe kadar elde edeceği nemalandırma ile yüzde 8,33 ulaşılması pekala mümkün. Hatta fonda oluşan karşılıkların çok iyi değerlendirildiğinde, istenilen oranın üzerine çıkmak dahi mümkün.

* İkinci endişe, Kıdem Tazminatı Fonu’ndan yararlanma süresi: Ülkemizdeki çalışma istatistiklerine bakıldığında, çalışma süreleri ortalama 5 ile 7 yıl arasındadır. O halde fondan geri yararlanma süresini 6 yıl olarak ele alıp değerlendirmek mümkün.

* Üçüncü endişe, Kazanılmış haklar: Kıdem yükü olan çalışanların kazandıkları kıdem haklarını dondurup, fon yürürlüğe girdikten sonraki yıllarını da  fona devam ederek sürdürür. İş akdi sona eren çalışanların da kıdem tazminatı, aldıkları son ücret üzerinden hesaplanmak kaydı ile dondurulan yıllarının kıdem tazminatı alıp işten ayrılabilir.

Yabancı hayranlığı üzerinde durmaya gerek kalmadan alın size öz ve öz ‘Türk yöntemi’ Kıdem Tazminatı Fonu.

BAĞ-KUR’LUNUN TESCİL İŞKENCESİ

Sosyal Güvenlik Sistemi’nin ‘Yetim Çocuğu’ konumundaki Bağ-Kur’luların tescil sorunları yıllardır çözüm beklemekte. Yeni hükümetten beklenti Bağ-Kur tescil çilesine çare bulunması.

Geçtiğimiz yıllar içerisinde vergi mükellefi olmuş ancak Bağ-Kur tescili yapılmamış – yaptırılmamış olanların son yıllarda emeklilik haklarında ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Bağ-Kur’lular ile ilgili geçtiğimiz yıllarda özellikle ödenmeyen borçların tasfiyesine yönelik önemli düzenlemeler yapıldı. Ancak Bağ-Kur’luları rahatlatacak tescil sorunlarını ortadan kaldıracak çözüm üretilmedi.

Yeni kurulacak hükümet, masasında ilk sorun olarak  Sosyal Güvenlik ile ilgili Bağ-Kur’luların geçmişe yönelik tescil sorunlarını bulacak. Örneğin 1990 yılında vergi mükellefi olmasına rağmen Bağ-Kur tescili yapılmamış bir esnafın emeklilik şartları ne yazık ki bugünkü düzenleme içinde mümkün olmamaktadır. 

SPORCULARDA İŞ GÖRMEZLİK GELİRİ

Sporcuların  Sosyal Güvence hakkında yeterli bilgileri olmadığı için pek çok sporcu sakatlandıklarında ‘İş göremez’ gelirlerinden yararlanamamaktadır. Ülkemizde spor denildiğinde ilk akla gelen futboldur. Aslında pek çok branşta spor müsabakaları yapılmakta.

Sporcuları da profesyonel ve amatör olarak ele almak gerekiyor. Amatör sporcular herhangi bir Sosyal Güvence hakkı yoktur. Profesyonel sporcuların ise tıpkı fabrika işçisi gibi kulüpleri tarafında sigortalarının yapılması gerekir. Onlar da sakatlandıklarında, iş kazası geçiren bir fabrika işçisi gibi bildirim yapılmalı ve raporlu olduğu süreye istinaden geçici iş göremezlik gelirinden yararlanmalıdır. Ancak ülkemizde ve tüm dünyada gelir durumu iyi olan sporcular, Sosyal Güvence’lerinin olup olmadığına dahi bakmazlar. Bu tür durumlarda tedavilerini en iyi hastanelerde yaptırır ve geçici iş göremezlik gelirine tamah etmezler. Nedeni de SGK’ya ödenen primlerin asgari ücretten ödendiği içindir. Burada esas mesele hastanelerin yaralanan veya sakatlanan sporcuların kaza bildirimlerini yapılıp yapılmadığıdır. Tedavi hizmeti veren hastaneler, tıpkı fabrika işçisinin kaza geçirdiğinde hangi prosedürleri uyguluyor ise aynısını sporcular için de yapmak durumundadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Kıdem Tazminatı hakkında merak ettikleriniz
Kıdem tazminatında yeni dönem netleşiyor
Hükümet düğmeye bastı Kıdem Tazminatı Fonu kuruluyor

Ekonomi Haberleri