Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Lideri Nikos Anastasiadis ile gerçekleştirdiği gayrı resmi görüşmenin ardından basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.
Akıncı, Anastasiadis ile 5 aylık bir sürenin ardından ilk kez bugün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar'ın ev sahipliğinde bir araya geldiklerini söyledi.
'BAŞ BAŞA OLMAYI TERCİH ETTİ'
Bu toplantının 1+1 şeklinde de olabileceğini Anastasiadis'e önerdiklerini belirten Akıncı, Rum liderin bu defa baş başa olmayı tercih ettiğini belirtti.
Akıncı, 3 saati aşan toplantının ana başlığını; mevcut sorunların tartışılması, hidrokarbon konusu ve güven artırıcı önlemler şeklinde 3'e ayırdığını kaydetti.
Toplantının sonunda BM tarafından ortak bir açıklama metni yayımlandığını dile getiren Akıncı, şöyle devam etti:
"BM Genel Sekreterinin referans kavramları oluşturmak üzere görevlendirdiği geçici özel danışmanı Jane Holl Lute'nin Ada'ya yeniden gelmesi beklentimizdir. Muhtemelen bu ayın sonunda veya eylül başında gelebilir. Referans kavramlarının bundan sonraki sürece bir başlangıç noktası teşkil etmesi için görevlendirilen Lute'nin yapmaya çalıştığı referans kavramlarının amacı, bizi, sonuç odaklı ve ivedilik bilinciyle yapılandırılmış bir süreç içerisinde sonuca taşıyacak mekanizmayı oluşturabilmektir. Böylesi bir çabanın ivedilik arz ettiğinin bilinci içerisinde hazırlıkları yürütmektir. Bir başka deyişle ucu açık, sonu gelmez müzakere süreçlerinin olmayacağının bir ifadesidir buradaki paragraf. Bunun yanı sıra BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, telefonla bizi arayarak ifade ettiği çerçevede, eylül sonu ya da ekim başında New York'ta BM Genel Kurulu kapsamında bizlerle ayrı ayrı görüşmeyi istediğini duyurmuştu. Guterres, hemen sonrasında burada Lute ile yürüteceğimiz çalışmalara da bağlı olarak 3'lü bir toplantının yapılmasını öngörmektedir. Biz de buna açık olduğumuzu bugün Anastasiadis ile teyit ettik. Bu 3'lü görüşmede kuşkusuz bundan sonrasının planlanması gündeme gelecek. Bunun içerisinde gayrı resmi bir 5'li toplantı var."
Akıncı, 5'li bir görüşmenin de kendi önerileri arasında yer aldığına dikkati çekerek, "Genel Sekreter'le (Guterres) yapacağımız 3'lü görüşmede 5'linin de yolunun çizilebileceğini düşünüyorum." ifadesini kullandı.
'MUTABAKATLARA BAĞLILIĞIMIZ DEVAM ETMELİ'
Anastasiadis ile ana hatlarıyla uzlaşmazlık konularını ele aldıklarını söyleyen Akıncı, Guterres ile yapılacak toplantıda konuların daha da netlik kazanacağını dile getirdi.
Akıncı, "Geçmiş mutabakatlara bağlılığımızın devam etmesi lazım. 11 Şubat 2014 belgesi var. Bunun yanında 30 Haziran 2017'li Guterres çerçevesi var. Bu üçünün toplamından referans kavramlarının ortaya çıkması gerekiyor. Lute'nin geldiği zaman yapacağı çalışmaların bizi bu konuda bir sonuca taşıyacağını düşünmek istiyorum. Bunun ötesinde sonuçlanamayan hususlar kalırsa, bunların Guterres ile yapılacak toplantıda aydınlığa çıkacağını değerlendiriyorum." diye konuştu.
HİDROKARBON ÇIKMAZI
Hidrokarbonlar konusunda da ortak bir komite kurulması önerilerinin doğru adım olduğuna dikkati çeken Akıncı, şunları söyledi:
"Maalesef Rum tarafı bu konuda olumsuz bir tavır içinde. Bugün bu tutumlarının tekrarını gördük. Burada tablo çok açık ve nettir. Ya bir şeyi birlikte yaparsınız, ya da yapamadığınız noktada ayrı ayrı yaparsınız, şu anda olduğu gibi. Birlikte yapılma imkanı olsa herkes için çok daha iyi olur, gerginlikleri azaltır ve bizi çok daha iyi bir noktaya taşır. Ancak bunun olmadığı noktada, bir taraf kendi araştırmalarını yaparken, diğer taraf elleri kolları bağlı bunu seyredemez. Dolayısıyla durum bu olduğu sürece Kıbrıs Türk tarafı, Türkiye ile birlikte kendi araştırmalarını ve çalışmalarını yapmak zorundadır. Bize bir karşı öneri yapıldı, doğrudur ancak biz bu önerilerin içerikli öneri olmasını arzu ederiz. Sadece bilgi alışverişinin yapılacağı komitelerin, sorun çözeceği kanaatinde değiliz. Anastasiadis, bu konudaki düşüncelerini yazılı olarak da bize ileteceğine söz verdi, onu da alacağız. Ancak genel hatlarıyla söyleyebilirim ki sundukları öneri bize bir çıkış yolu önermemektedir."
Akıncı, toplantıda güven artıcı önlemlere ilişkin çeşitli konular üzerinde konuşulduğunu ve bu konuda Anastasiadis'e yazılı olarak da verilen 5 maddelik bir öneri paketinin bulunduğunu söyledi.
'HER KONUDA UZLAŞMAK MÜMKÜN DEĞİL'
Cumhurbaşkanı Akıncı, görüşmelerde hala bazı noktalarda fikir ayrılığı yaşandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Her konuda uzlaşılma gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak bir diyalog içerisinde Kıbrıs'taki sıkıntıları aşabilmek için çaba harcıyoruz. Bize düşen görev, sorunları aşmak için bu diyaloğu sürdürmek. Bir yol haritamız var. Bugün bu görüşmeyi gerçekleştirdik. Lute ile görüşülecek, ardından BM Genel Sekreteri bizi bekliyor. Kendisi ile ayrı ayrı görüşülecek. Onun ardından 3'lü bir görüşme yapılacak. Bu görüşme elbette önemli olacak. Ondan sonraki yol haritasını çizmeye yönelik bir toplantı olacak. Bunun da gayrı resmi de olsa 5'li bir toplantıyla yapılması söz konusudur. Hep birlikte göreceğiz."
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Akıncı, Rum tarafının hidrokarbonlar konusunda ortak komite teklifini kabul etmediğini ve alternatiflerle geldiklerini söyleyerek, bu görüşün ana fikir olarak benimsenmesi ve ona alternatif öneriler geliştirmesinin daha anlamlı olabileceğine vurgu yaptı.
Rumların ortak komite teklifini tümden reddederek, ona karşı önerdiklerinin "bilgi alışverişi yapan bir komite" olduğuna dikkati çeken Akıncı, bu önerinin sorunu çözen bir anlayış olmadığını savundu.
RUM LİDERDEN MARAŞ KONUSUNDA ÖNERİ
Hidrokarbonlar konusunda ortak bir anlayışın henüz gelişmediğini söyleyen Akıncı, Rum liderin kapalı Maraş konusunda bir ortak komite kurulması önerisinin masaya geldiğini söyledi.
Akıncı, şöyle konuştu:
"Rumlardan hidrokarbon konusunda daha ciddi bir yaklaşım görseydik daha farklı düşünceler geliştirmek mümkün olabilirdi. Ancak o yaklaşımı da görmediğimiz için, o konuda da (Maraş) herhangi bir açılım söz konusu olamazdı. Orada yapılan şikayetleri dinledik. Bizim de bu yapılanlar nedeniyle onlardan şikayetlerimiz var. Maalesef her iki konuda da ortak bir anlayış sergileyebilecek noktada değiliz. O noktada olabilmeyi arzu ederdik. Bir taraf kendisinin tek tanınan devlet olmasının verdiği avantajla hidrokarbon konularını kendi egemenlik alanlarının bir parçası olarak görmeye devam ederse ve hakkınızı size günü geldiğinde vereceği vaadiyle olaya yaklaşırsa size hakkı aramak ve korumak gibi bir görev düşer. Şu anda bizim Türkiye ile yaptığımız da odur."
Akıncı, hidrokarbon önerilerinin Rum tarafında büyük yankı uyandırmasa da uluslararası toplumun bazı kesimlerinde olumlu karşılandığını ifade etti.
Akıncı ile Anastasiadis'i 5 ay sonra ilk kez bir araya getiren ve yaklaşık 4 saat süren görüşme, Spehar'in ara bölgedeki resmi ikametgahında yapıldı.
DOĞU AKDENİZ'DE BİTMEYEN ANLAŞMAZLIK
Doğu Akdeniz'deki doğal kaynakların mülkiyeti hakkındaki anlaşmazlık senelerdir devam ediyor. Uluslararası hukuka göre bölgenin zenginliklerinden Güney Kıbrıs'ın olduğu kadar Kuzey Kıbrıs'taki Türklerin de hakkı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz bu hakları hiç ilgisi alakası olmayanlara yedirtmeyiz" demişti.
Türkiye'nin Kıbrıs açıklarındaki sondaj faaliyetleri yürütmesine Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Avrupa Birliği (AB) ve Rusya gibi ülkelerden yanıt gecikmedi. Bu bağlamda en sert tepki Güney Kıbrıs'ın da bir parçası olduğu Avrupa Birliği'nden geldi. Türkiye'ye yaptırım uygulama kararı alan AB, Türkiye ile üst düzey temasları ve Kapsamlı Hava Taşımacılık Anlaşması müzakerelerini askıya alacaklarını, Türkiye'nin AB'den 2020'ye kadar alması öngörülen 145.8 milyon euroluk mali fonlarda kesintiye gideceklerini söylemişti.
LEFKOŞA/AA