Suriye’de Beşar Esad yönetimindeki Baas diktatörlüğüne karşı başlayan halk ayaklanmasının üzerinden beş buçuk yıl geçti. Ayaklanma uluslararası güçlerin dahil olduğu kanlı bir savaşa dönüştü. Yüzbinlerce insan hayatını kaybetti, milyonlarcası mülteci durumuna düştü. Ancak ne askeri, ne siyasi olarak krize bir çözüm bulunamadı. Peki beş buçuk yıl önce özgürlük için sokaklara dökülen Suriye halkı şimdi ne düşünüyor, hangi grupları destekliyor?
ARAŞTIRMALAR YETERSİZ
Foreign Affairs dergisinde yayımlanan araştırmada, bu soruya yanıt aranıyor. ABD’nin Columbia Üniversitesi’nden Yrd. Dç. Dr. Daniel Corstange tarafından kaleme alınan yazıda, halkın görüşlerine dair bugüne kadar yapılan araştırmaların yetersiz olduğu belirtiliyor. “Onlarca yıl süren diktatörlük ve beş yıllık savaş nedeniyle, Suriye kamuoyu keşfedilmemiş bir yer” ifadesini kullanan yazar, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve Lübnan merkezli sivil toplum örgütü Information International işbirliğiyle yaptıkları çalışmada, Lübnan’da yaşayan iki bin Suriyeli mülteciyle görüştüklerini ifade ediyor. Corstange, “Onların söyledikleri tüm Suriyelileri temsil etmese de bazı kör noktaları aydınlatabilir” ifadelerini kullanıyor.
Corstange liderliğinde yapılan araştırmaya katılanların yüzde 90’ını Sünniler oluşturuyor. Katılımcılara Suriye rejimi, Özgür Suriye Ordusu, Suriyeli radikal gruplar, yabancı radikal gruplar, Kürt gruplar ve Hizbullah olmak üzere altı seçenek sunulmuş ve kendilerinin ilk üç tercihini sıralaması istenmiş. Buna göre katılımcıların yüzde 39.4’ünün ilk üç tercihi arasında Esad rejimi yer alıyor. Rejimi yüzde 24’le ılımlı muhalif gruplar, yüzde 19’la yabancı radikal örgütler, yüzde 9’la Suriyeli radikal örgütler izliyor. Ancak yabancı savaşçıların olduğu radikal örgütler, hemen hemen hiçbir katılımcının ilk tercihi değil.
Araştırmadan çıkan sonuçlar, yaygın olan ‘mezhep savaşı’ kanısını da sarsacak nitelikte. Zira Corstange, sonuçlara göre Esad rejiminin destekçilerinin yaklaşık yüzde 75’inin Sünnilerden oluştuğunu ifade ediyor.
YOLSUZLUK, YOKSULLUK
Buna karşın yazar, Suriye isyanının başlamasının temel sebeplerinin yoksulluk ve yolsuzluk olduğunu, bunun Batı dünyasında gözden kaçırıldığını belirtiyor. “Mezhep savaşı değilse ne?” sorusunun cevabı da burada yatıyor: Savaştan önce kırsal kesimlerde yaşayan yoksul insanlar daha çok muhalifleri, kentlerde yaşayan nispeten daha yüksek refah seviyesine sahip insanlarsa Esad rejimini destekliyor.
Corstange, savaş nedeniyle pek çok kişinin düzenli bir geliri olmadığından dolayı, insanların gelir düzeyini belirlemekte evlerindeki yatak odası başına düşen kişi sayısını göz önünde bulundurduklarını söylüyor. Yoksul hanelerde oda başına 2-3 kişi düşerken, nispeten daha yüksek gelirli bölgelerde bu oran 1,5-2.
RADİKALLİK DİNDARLIK DEMEK DEĞİL
Yapılan araştırmadaki çarpıcı noktalardan biri de, radikal örgütlere sempati duyanlarla, ılımlı muhalifleri destekleyenlerin dine bakışının karşılaştırılmasında görülüyor. Buna göre Suriye’de ortaya çıkan veya savaşın ilerleyen yıllarında ülkeye gelen yabancı savaşçılardan oluşan radikal örgütleri destekleyen insanlarla, ılımlı muhalefeti destekleyenlerin ibadet alışkanlıkları arasında önemli bir fark bulunmuyor. Ayrıca bu iki kesimin aşağı yukarı aynı eğitim düzeyine sahip olduğu belirtiliyor.
MUHALİFLERİN SİYASİ BİLİNCİ DAHA YÜKSEK
Dr. Corstange ve ekibinin incelediği bir başka nokta ise farklı grupları destekleyen insanların, siyasi konularla ne kadar ilgili olduğu, destekledikleri gruplar hakkında ne kadar bilgi sahibi oldukları. Araştırmada ‘siyasi angajman’ olarak geçen kategoride ılımlı muhalifleri destekleyenler açık ara başı çekiyor. Ilımlıların yüzde 60’ı siyasi konularla ilgiliyken, Rejim destekçilerinde bu oran yüzde 39. suriye merkezli radikal grupları destekleyenerin angaje olma oranı yüzde 35, yabancı grupları destekleyenlerde yüzde 15.