YAZI DİZİSİ: SAMİ BAYRAKTAR
15 Temmuz’dan sonra gözlerin çevrildiği ülkelerin başında Azerbaycan geliyor. FETÖ’nün ülkeyi ağ gibi sarışını ‘Sessiz İşgal’ adlı kitabında deşifre eden Azeri gazeteci Agil Alesger ‘işgali’ çarpıcı örneklerle anlattı: Okullara 10 kat zam yaptılar. Sadece bakan, işadamı gibi üst kademenin ödeyebileceği rakamlarla geleceğin devlet yönetimini yetiştirdiler.
FETÖ’nün Azerbaycan’a özel önem verdiği biliniyor. Bunun sebebi nedir?
Azerbaycan FETÖ için Kafkaslar, Orta Asya ve Rusya’nın kapısıdır. Türkiye’den sonra örgütlendiği ilk ülkedir. Fetullah Gülen Azerbaycan’a gönderdiği adamlarına, “Gerekirse ölün ama geri dönmeyin. Oradakilerin gönlüne girdiğinizde bu ileride çok işinize yarayacak” diyor. Hakikaten de öyle oluyor. Azerbaycan gözünü açtığında yanında Türkiye Cumhuriyeti’ni değil FETÖ’yü görüyor.
FETÖ Azerbaycanlılar’ın gönlüne nasıl giriyor, hangi yöntemleri kullanıyorlar?
Azerbaycan, Sovyetler döneminde 70 yıl Türkiye’den ayrı kaldığı için Türkler’e karşı bir hasret vardı. Azerbaycan’a Türk milliyetçisi olarak,Türk sevdalısı olarak giriyorlar. Ebulfeyz Elçibey gibi, Bahtiyar Vahapzade gibi milliyetçi şahsiyetlere nüfuz ediyorlar. Milliyetçi çevrelerin Türklük hassasiyetini ve samimiyetini kullanarak ilk adımları atıyorlar. Böylelikle çok ciddi manada güven kazanıyorlar. İlk okulu 1992 yılında açıyorlar, 1993 yılında Kafkas Üniversitesi’ni faaliyete geçiriyorlar.
SIZMA 2000 YILINDA BAŞLADI
Güven kazandıktan sonra nasıl bir yol izliyorlar?
2 bin yılı FETÖ'nün Azerbayan yapılanması için milattır. Alt yapıyı hazırladıktan sonra devlete sızma sürecine geçiyorlar. 2000 yılından sonra okul ücretlerine 10 kat zam yapıyorlar. Sadece üst düzey bürokratların, bakanların, milletvekillerinin, işadamlarının çocuklarının girebileceği bir fiyat belirliyorlar. Mezun ettikleri bu çocukların devlet kadrolarında kolayca iş bulacaklarını biliyorlar. Devlete sızmak için kullandıkları bir başka yöntem de evlilikler. Bakanlarla, üst düzey bürokratlarla akrabalık bağı kurarak önlerine çıkan bütün engelleri aşıyorlar.
EKONOMİ'DE FETÖ ETKİSİ
Kitabınızda FETÖ’nün Azerbaycan ekonimisinde söz sahibi olduğunu söylüyorsunuz? Bunu nasıl yaptılar?
Azerbaycan’da eskiden Türk işadamları adı altında faaliyet gösteriyorlardı. 3 yıl önce Azerbaycanlıların yönetttiği, büyük işadamlarını biraraya getiren çatı örgütü olan İpekyolu derneğini kurdular. Enerji başta olmak üzere bütün krıtik sektörlerde kontrol FETÖ’nün elinde. Yabancılar dahil olmak üzere bütün yatırımlarda, ihalelerde onlar söz sahibi ve devlet içindeki adamlarıyla koordineli çalışıyorlar. Burada büyük paralar dönüyor ve örgüt yapılan her işten payını alıyor. Kendilerine biat etmeyen işadamlarına yatırım imkanı tanımıyorlar.
FETÖ’nün Azerbaycan’daki yapılanması bugün ne aşamada? ‘Devleti ele geçirdiler’ denecek boyutta mı?
Evet maalesef böyle bir durum var. Devleti ele geçirme konusunda Türkiye ile benzer yol izliyorlar. Yargıda güçlüler. Savcı yardımcılarının çoğu bunlardan. Polis ve jandarma içinde de etkililer. Orduya gelince; Azerbaycan ordusunda hala Sovyet dönemi generalleri söz sahibi olduğu için komuta kademesine sızamadılar ama ordu içinde de yapılanmaya gittikleri muhakkak. Özellikle en staretejik görevlere getirilen birçok bürokrat bunların elemanı. Bir örnek verirsek, devletin stratejisini belirleyen Stratejik Araştırmalar Merkezi başkanı bile bu ekibin en önemli üyelerinden biridir ve deşifre olduğu halde birileri tarafından korunduğu için görevden alınamıyor.
SİYASİ AYAĞI ÇÖZMEK ZOR
Anlattıklarınızdan FETÖ’nün Azerbaycan’ı bir ağ gibi sardığı sonucu çıkıyor. Peki, devlet bu örgüte karşı nasıl mücadele ediyor. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tehlikenin farkında mı?
Aliyev tehlikenin farkında ve bu örgüte karşı mücadele veriyor ama maalesef yanıltılıyor. Nasıl ki Türkiye’de 15 Temmuz’a kadar Sayın Erdoğan tek başına bu mücadeleyi yürüttüyse Ayiyev’in durumu da aynı. Hatta Aliyev Erdoğan’dan daha yalnız bu mücadelede. Çünkü, siyasi ayağını çözmek çok zor. Siyasetçiler ve üst düzey bürokratlar bunlarla olan çıkar ilişkilerinden dolayı sabote ediyorlar.
Mesela FETÖ’ye bağlı şirketleri, örgüt üyelerini ve siyasi ayağını deşifre etmek için bir soruşturma açıldı ama fatura 3-4 kişiye kesildi. Onlar da FETÖCÜ olsalar bile hiçbir tesiri yoktur. FETÖ’ye karşı mücadele FETÖCÜLER’e emanet. Örgütle mücadele ediyoruz diye hiç alakası olmayan bir kaç tane garibanı buluyorlar ve onlar manşetlere çekiliyor.
Yani Azerbaycan da FETÖ ile mücadele ediliyor gibi gibi gösterilip aslında hiçbir şey yapılmıyor mu?
Sadece Zaman gazetesi ve Samanyolu Televizyonu kapandı. Ama buralar onların para harcadığı yerler. Para kazandıkları hiçbir yer kapanmadı. Okullar örgütün en büyük para kaynağı ve hepsi faaliyete devam ediyor. Türk medyasında ‘Azerbaycan’da FETÖ’ye büyük darbe, FETÖ’nün okullar kapatıldı’ deniyor ama işin aslı öyle değil. Okulların sadece adı değişti. ‘FETÖ üyesi Türk personeli gönderdik, Azerbaycanlı personelle devam ediyoruz’ deniyor. Zaten orada en önemli pozisyonlarda olanlar Azerbaycanlı örgüt üyeleri. Mesela dershanelerin hiçbirisi kapanmadığı gibi son dönemde sayıları daha da arttı. Cumhurbaşkanı Aliyev, deşifre olan bir kaç üst düzey bürokratı görevden aldı ama bu çok sınırlı bir operasyon olarak kaldı.
Karamsar bir tablo çiziyorsunuz. Peki çözüm nedir, Azerbaycan FETÖ’nün elinden nasıl geri alınabilir?
Bunların en önemli ayağı paradır. Eğer finans kaynakları kesilir, Pensilvanya’ya akan paraların önü kesilirse birkaç sene içerisinde çözülürler. Türkiye’de örgütün finans ayağına ciddi darbe vuruldu. Ankara ve Bakü FETÖ ile mücadelede tam uyum içinde olmalı ve finans ayağı ortak mücadele ile çökertilmeli. Bu yapılmadan FETÖ’nün ne Azerbaycan’da ne de Orta Asya’da gücü kırılabilir. Bir de Türkiye, Azerbaycan’daki diplomatik kadrolarını yeni baştan kurmalı. Hepsi FETÖCÜ demek değil ama büyük bir temizliğe ihtiyaç var. Ankara’ya FETÖ ile mücadele konusunda giden yanıltıcı istihbaratın önüne geçilmesi için bunun yapılması şart.
FETÖ'NÜN PETROL SIZINTISI
FETÖ, Azerbaycan ekonimisini ele geçirme yolunda en büyük hamleyi enerji sektöründe yaptı. Azerbaycan petrol şirketi SOCAR'ın üst yönetiminine yerleşen örgüt, SOCAR'ın 2008 yılında PETKİM'i satın almasıyla Türkiye'ye uzandı. İzmir Aliağa'da kurulu PETKİM'in örgütün en önemli finans kaynaklarından biri haline geldiği tespit edildi. 15 Temmuz'daki darbe girişiminden sonra PETKİM'e yönelik operasyonlarda Türk ve Azeri yöneticilerden 61 kişi hakkında gözaltı kararı verildi, aralarında eski Genel Müdür Saadettin Korkut'un da olduğu 13 kişi tutuklandı, 24 kişi ise firar etti.
28 KOLEJ 28 DERSHANE
FETÖ'nün Azerbaycan'da Çağ Öğretim adı altında 28 kolej, 28 dershane, 1 üniversite, 3 öğrenci yurdu ve 1200 öğrenci evi bulunuyor. Kolejlerin ve örgüte bağlı Kafkas Üniversitesi'nin kapatıldığı açıklamalarına karşın bu okulların isim değişikliği ile faaliyetine devam ettiği belirtiliyor. Azerbaycan'a bağlı Nahcivan özerk yönetimi ise FETÖ ile mücadele konusunda attığı kararlı adımlarla dikkat çekiyor. Nahcivan yönetimi, 3 kolej, 3 dershane, 2 gazete bürosu ve 1 öğrenci yurdunu kapatarak örgüt üyelerini sınır dışı etti.
YARIN: FETULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ’NÜN TÜRKMENİSTAN, KAZAKİSTAN VE TACİKISTAN’DAKİ KİRLİ YAPILANMASI