UBADE EVLİ
Gülay Erdemli konuğu gazeteci Murat Sabuncu ile gündemi Orta Dalga programında değerlendirdi.
‘SOYLU NİYE SORGULANAMIYOR?’
İstiklal Caddesi’ndeki patlamada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ihmalinin olup olmadığı konusuna değinen Sabuncu, “İçişleri Bakanı'nın sorgulanması gerekiyor. Ama sorgulanamıyor niye? Çok bildik bir yöntemle, bir belagat üzerinden yada iktidarın diğer ortağı MHP ile kurduğu ilişki üzerinden kendine bir alan açmış. Hatta öyle bir alan ki bu alan, Cumhurbaşkanı G20 Zirvesi için ABD’nin başkanıyla görüşmeye giderken Amerikayı sorumlu ilan edip ‘müttefiklik tekrar gözden geçirilsin’ diyebiliyor.” şeklinde konuştu.
‘ENDİŞE EDİYORUM’
Patlama sonrası Türkiye’de oluşabilecek sosyal iklimle ilgili olarak endişelerini dile getiren Sabuncu, “Türkiye’de sığınmacı olarak bulunan insanların tamamını ‘bunlar riskli insanlardır’ gözüyle bakma potansiyeli var. Zaten bunun alt yapısı yapıldı özellikle radikal sağ partiler tarafından. Hele hele bu tip olaylardan sonra bu insanları hedef olarak görmeye başlarsak bu büyük bir risk olur. Bu riski görüyorum ve bundan endişe ediyorum” ifadelerini kullandı.
‘İNSANLAR KORKUYOR’
İstiklal saldırısının faillerinin kim olduğunu açıklayan yetkililere karşı ciddi bir güven probleminin yaşandığını ve insanların şüpheye düştüğünü belirten Sabuncu, “Türkiye'nin en büyük problemi ‘güven’ problemidir. Enflasyon rakamı açıklayan TÜİK’e güvenemiyorsunuz, Türkiye’ye terör saldırısını açıklayan İçişleri Bakanına güvenemiyorsunuz, onun arkasında duran üst düzey polise, jandarmaya güvenemiyorsunuz, insanlar korkuyor ve korkmakta haklılar.” diye konuştu.
‘İYİ BESLENEMEYEN ÇOCUKLAR BODURLAŞIYOR’
Türkiye’deki ekonomik krizin geldiği boyutları değerlendiren Sabuncu, “Türkiye’nin düşük gelir grubundaki insanları çok büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya. Türkiye’de pek çok çocuk iyi beslenemediği için bodurlaşma tehlikesiyle karşı karşıya. Tükiye’de pek çok çocuk oturduğu binanın yeterli ısınmaması sebebiyle koah hastalığı problemiyle karşı karşıya. Tükiye’deki yoksul çocukları, kendi çocuklarıyla konuşturmayan aileler var ne yazık ki. Böylece o çocukların kelime hazneleri çok sınırlı kalıyor ve bu çocuklar okula başladığı zaman öğretmenleri bunların zeka geriliği var diye okulun dışında tutmaya çalışıyor. Bunlar hayaldi gerçek oldu.” ifadelerini kullandı.
‘HEPİMİZİN ANAYASASI OLABİLİRDİ’
Altılı Masanın son toplantısını ve 28 Kasım’da açıklayacakları anayasa değişiklik teklifini değerlendiren Sabuncu, anayasa taslağının hazırlanma sürecine çeşitli eleştiriler getirdi. AK Parti’den yakınılan şeylerin burada olmaması gerektiğini belirten Sabuncu, “28 Kasımda anayasa taslağı açıklayacaklar bize, anayasa toplumsal sözleşme demektir, anayasa hepimizin anayasasıdır. Altılı Masa yaklaşık 9 -10 aydır birlikte çalışıyor. Bu anayasayı DİSK’le, HAK-İŞ’le,TÜRK-İŞ’le, akademiyle, gazeteciyle, sivil toplum kuruluşlarıyla konuşarak hazırlayabilirlerdi. Yani bu hepimizin anayasası olabilirdi.” şeklinde konuştu.