BİRGÜL TEKÇE | KARAR
KARAR TV'de Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un sorularını yanıtlayan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Candan Karlıtekin, Erdoğan’ın “Artık Turkey yok Türkiye var. Bundan sonra uçaklarımızın gövdesine de ‘Türkiye Hava Yolları’ yazacağız” ifadelerini kullanmasının ardından başlayan marka değeri tartışmalarını değerlendirdi. Karlıtekin, ''Türkiye'de marka değeri olarak dünyada birinci gelen bir şirket. Şimdi kalkıp büyük özverilerle büyük bedellerle oluşturulmuş bu marka değerini tekrar çukurun dibine gömmenin alemi yok'' dedi. ''Bir marka oluşturma stratejisinin çok uygun şartlarda, maliyetlerde yapılmış emekleri bilinçsizce gündelik ihtiyaç için kullanmak yanlış'' ifadelerini kullandı.
Önce ülkenin kötü ekonomisinin düzeltilmesi gerektiğine vurgu yapan Karlıtekin, ''Devletteki bu servet transferini durdurmadıkça, bu kaynak israfına dur demedikçe, kaynakları akılcı makul öncelikler çerçevesinde dağıtmadıkça enflasyonun kökünü kazıyamazsın. En nihayetinden enflasyon üzerinden millete yüklenmek zorundayız. Dünyanın da itibarı kalmadı. Dünyada da kimse sana itibar edip de Al kardeşim bu parayı sizde potansiyel var demiyor. Çünkü artık Türkiye'nin iflas riski konuşuluyor. Parasını alabileceği konusunda şüpheler olduğu için dışarısı da kesti ve bütün kaynaklar bitti'' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık Turkey yok, Türkiye var. Bundan sonra uçaklarımızın gövdesine de Turkish Airlines yerine Türkiye Hava Yolları yazacağız" demesi tepkileri de beraberinde getirdi. İsim değişikliğinin marka değerini nasıl etkileyeceğini Karlıtekin, şöyle değerlendirdi:
İSİM DEĞİŞTİRMEK THY'NİN MARKA DEĞERİNİ GÖMMEKTİR
''Bunlar oyalama kağıtları. Bir kere şirketin adı Türk Hava Yolları anonim ortaklığı, şirketin adı bile anonim ortaklığı. Yıllardır klişe olarak zihnimize yerleştirdiğimiz şeyi Türk Hava Yolları değil de Türkiye Hava Yolları diye değiştirmenin amacı, buradan yeni bir şeyler çıkaralım, sen Türklüğe mi karşısın gibi yeni argümanlar çıksın, millet 30 liraya benzin, mazot aldığını unutsun.
Mevzu adı değil, biz global bir marka yarattık. Burada benim de arkadaşlarımın da emekleri vardır müthiş bir marka yarattık. Türkiye'de bakarsanız marka değeri olarak dünyada birinci gelen bir şirket. Şimdi kalkıp büyük özverilerle büyük bedellerle oluşturulmuş bu marka değerini tekrar çukurun dibine gömmenin alemi yok. Türk Hava Yolları'nın adıyla oynayarak bir yere varamazsınız.
HAVA YOLUNU HALKIN YOLU YAPMIŞTIK
250 tane uçuş noktasına gidiyor. Bütün dünyaya sarmış dünyanın en fazla uçuş noktasına giden mükemmel bir şirket. Dünyanın 6-7.'si. Türkiye ekonomisinin cüssesine göre çok başarılı. Asıl mesele şu, hava yolunu halkın yolu yapmıştık. İş aleminin yanı sıra öğrenciler, yaşlı kesim herkes birbirini ziyarete gidiyordu. Hava yolunu halkın yolu yapmıştık. İnsanların erişebileceği bir hizmetti neredeyse otobüs fiyatına denk bir rakamla insanları uçuruyorduk.
KÖTÜ EKONOMİ YÖNETİMİNİ DÜZELTİN
Bugün geldiğimiz noktada, Van il başkanım arıyor, 'Van'da uçak bulamıyoruz' diyor. Bir adada mahsur kalmış gibi yeterli sayıda sefer yok. Birçok yerde seferler azaltıldı. Bunun sebebi ekonomik uçakların leasing giderleri dövize bağlı, yakıtların dövize bağlı, diğer giderlerin dövize bağlı olması. İstanbul Havalimanı işletme giderleri Atatürk Havalimanı'na göre ilk başta yaptığım hesaba göre minimum 3 kat daha fazladır. Yolcu başına alandan kaynaklanan işletme gideri benim tahminim 3 ila 5 kat arasında daha fazladır. Maliyetler bu kadar yükselince bunu tam olarak biletlere yansıtsanız vatandaş uçamaz. Bu Türk Hava Yolları'ndan kaynaklanmıyor. Bu kötü ekonomi yönetiminden kaynaklanıyor. maliyetlerin anlamsız derecede şişmesinden dolayı havaalanı da bundan etkileniyor.
BU MARKA İÇİN DÜNYACA ÜNLÜ İSİMLERLE ÇALIŞTIK
Bütün dünyada geçerli olan bir hizmet sunmak üzere bir ürünü ortaya getirdik. Bu ürünün adı da Turkish Airlines. Uluslararası yayın yapan CNN, BBC, Al Jazeera bütün bunlarda reklamlara başlandı. yıllar önce Manchester United, Barcelona gibi takımların sponsorluğunu yaptık. Kobe Bryant, Kevin Costner gibi isimlerle çalıştık. Bütün bunları biz parayı dağıtmak için değil bir markayı oluşturmak için yaptık. Çok uygun rakamlara yaptık. Bir uluslararası kanalda saniye fiyatı, dakika fiyatı neyse Türkiye'deki prime time kuşağının yüzde 15'ine denk geliyordu. Yani altıda biri gibi o derece uygun koşullarda tanıtımlar yaptık. Türk Hava Yollarının uzun seferlerindeki uçuş noktalarında Tokyo, Singapur, Güney Afrika gibi buradaki insanlar neye önem veriyor. Onların algısını ne çekiyor bunu araştırarak yaptık. Bu insanların önemli bir kısmı Amerikan film yıldızıdır. İlgi duydukları isimlerle bizim markalarımızı eşleştirip Türk Hava Yolları'nın reklam müziği ile eşleştirerek yaptık. Hemen dolulukları arttırıp zarar ettiğimiz operasyonlarda karlı hale geçtiğini gördük. Bu bir marka oluşturma stratejisinin çok uygun şartlarda, maliyetlerde yapılmış emekleri bilinçsizce gündelik ihtiyaç için kullanmak yanlış, bunlar boş işler.''