KARAR Yazarları Mehmet Ocaktan ve Yıldıray Oğur'un konuğu olan Gazeteci Yazar Gürkan Zengin, gündemin öne çıkan başlıklarını değerlendirdi. Türkiye'nin Rusya Ukrayna krizinde dengeli bir politika izlediğini belirten Zengin, Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylık tartışmaları için de ''Bir vatandaş olarak hiç bir bilimsel veriye dayanmayan bir kanaat olarak söylüyorum ben Kemal Bey'le Erdoğan'ın yenilebileceğine zinhar inanmam'' ifadelerini kullandı.
ANKARA DENGELİ VE DOĞRU BİR ZEMİNDE GİDİYOR
Türkiye açısından, Rusya'nın hassasiyetlerinin ve Rusya ile ilişkileri korumaya yönelik daha dengeli, sert olmayan bir kınama gördüğünü belirten Zengin, ''Türkiye bundan daha geri bir şey söyleyemezdi, daha ileri bir şey söyleyebilirdi ama o da son dönemde Moskova ile kurulan yakın ilişkiler dikkate alınarak kurgulanan bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Ankara bence dengeli ve doğru bir zeminde gidiyor. Daha ileri gitmesi riskli. Amerika'nın Türkiye'ye yarattığı tehditler yakın ve orta vadede ağır riskler hem de varoluşsal tehditler dururken, Rusya ile kurduğunuz ilişki üzerinden bir denge yaratmaya gayret ediyorsunuz'' dedi.
Zengin sözlerine şöyle devam etti:
''Eğer Türk Amerikan ilişkileri sağlıklı bir zeminde yürüyor olsaydı, Türkiye'nin tepkisi çok daha sert olabilirdi. Bugün Rusya'yı gücendirmek Putin'le kurulan yakın ilişkileri zedelemek istemeyen bir Ankara var çünkü güvenebileceği bir NATO yok. NATO üyeliği bugün geldiğimiz noktada ayakları yere basan, anlamlı, güven duyabileceğiniz bir üyelik değil. Türkiye'nin toprak bütünlüğüne tehdit olan bir örgüte inanılmaz silah veren, alan veren, istihbarat veren, meşruiyet vermeye çalışan bir Amerika var. Aynı zamanda Türkiye'nin rejimine tehdit olan bir örgütü 20 yıldır barındıran bir Amerika var. Türkiye asıl büyük riskleri kısa ve orta vadede Amerika'dan algılıyor. Hem Mezopotamya alanında hem Doğu Akdeniz alanında Amerika Türkiye'nin karşısında duruyor. Rusya ile daha taktiksel iş birliği yapabiliyoruz. Dolayısıyla Ankara'nın Moskova'yı yabancılaştıracağı, kendisinden uzaklaştıracağı bir zaman değil. Ben bu açıklamaya dengeli görüyorum.''
KEMAL BEY'LE ERDOĞAN'IN YENİLEBİLECEĞİNE ZİNHAR İNANMAM
Hangi adayla girersek Erdoğan'ı yenebiliriz diye baktığımızda bence bu veri kişilerin heyecanından ve heveslerinden daha etkili ve belirleyici olacaktır. Olması gereken de zaten budur. İktidarı almak Erdoğan'ı yıkmak istiyorsanız anketlere göre en doğru adayı belirlemeniz gerekiyor. Çok riskli bir alan. Bir vatandaş olarak hiç bir bilimsel veriye dayanmayan bir kanaat olarak söylüyorum ben Kemal Bey'le Erdoğan'ın yenilebileceğine zinhar inanmam. Son derece yanlış bir aday olacağını düşünürüm. Fazıl Say'a katılırım. Kemal Bey'le olmaz bu iş olursa da çok şaşırırım. Bu haliyle Erdoğan'ın kaybetme ihtimalinin ilk defa görüldüğü bir seçimde anlıyorum ki Kemal Bey'de buna güvenerek ben bile kazanırım diyor. Buna güvenerek bu risk alınır mı, bu kumar oynanır mı? Kaybederse Kılıçdaroğlu'nun siyasi hayatı bitebilir. Kılıçdaroğlu'nun siyasi hayatının bitmesi çok önemli bir şey değil ama Erdoğan'ın beş yıl daha Türkiye'yi yönetmesinin muhalif kesimde yaratacağı tahribatı düşünün'' dedi.
Mutlaka ortak aday ilan etmeleri gerektiğini vurgulayan Sezgin sözlerine şunları ekledi:
''Tüm Partilerin tabanının gönül rahatlığıyla Genel Başkanımız böyle diyor diye değil, Erdoğan gitsin de kim olursa olsun duygusuyla değil de gönül rahatlığıyla olur ben veririm demeli. Mutlaka CHP'li bir aday olmalı, siyasetin emri odur. Bu Kemal bey olacak demek değil. Adayın evet olsun, ikinci oy hakkı da Meral Hanım'da olacaktır, bir nevi veto hakkı olacaktır. Mutlaka kamuoyu anketlerinin millette karşılığı olduğunu gösterdiği bir aday olmalı. Aday kim olursa olsun, adaydan daha önemli lan 6 blokun topluma mutlaka vermesi gereken bir programın olmasıdır.''