'Tebdil-i kıyafet gezmek' ya da 'tebdil gezmek' olarak da ifade edilen denetleme tedbiriyle, kimi zaman hükümdarlar, kimi zamansa bir sadrazam, bir vali veya bir kadı yaşadığı şehrin ahalisinin durumunu birebir görme imkanına kavuşuyordu. Halkın durumunu izleyip şikayetlerini dinliyor, daha alt derecedeki idareci ve memurların vatandaşlara karşı tutumunu görebiliyorlardı. Tabii ki tebdil gezmenin tek amacı denetim değildi. Zaman zaman gizli yapılması gereken bir toplantı ya da sessizce, sade bir vatandaş gibi yapmak istenilen bir ziyaret için de tebdil-i kıyafet usulü kullanılıyordu.
TEBDİL-İ KIYAFET GEZMEK NEDİR?
Tebdil-i kıyafet gezmek, gizlenmek amacıyla kıyafet değiştirerek gezmek anlamına gelir.
Kıyafet değiştirme, eskiden devlet adamlarının tanınmamak için kıyafet değiştirerek halkın içine girmelerine 'tebdil-i kıyafet gezmek' olarak ifade edilirdi.
Belli ve herkesçe bilinen kıyafeti değiştirerek dolaşmak yerinde kullanılan bir tabirdir. Eskiden beri hükümdarlardan başlamak üzere pek çok devlet adamı, halkın arasına karışarak bu yolla kontrollerde bulunurdu. Çarşı ve pazar esnafının denetlenmesi de keza bazen bu yolla yapılırdı.
TDK'YA GÖRE TEBDİL-İ KIYAFET GEZMEK NE DEMEK?
Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre tebdil-i kıyafet gezmek, kılık ve kıyafet değiştirmek anlamına gelir.
Arapça kökenli olan 'tebdil'in anlamı 'değiştirme' demektir.
TEBDİL-İ KIYAFET GEZMEK NASIL YAPILIR?
Osmanlı padişahları, halkın fikrini öğrenmek ve vezirlerle büyük devlet memurlarını gafil avlamak, onların işlerini dürüst yapıp yapmadıklarını kontrol için kıyafetlerini değiştirirlerdi.
Gece ve gündüz demeden bu kıyafetlerle halkın arasında dolaşırlardı. Osmanlı sultanlarının tebdil gezerken giydiği kıyafetlerden bir kısmı tarihlere bile geçmiştir.
Mesela Kanuni Sultan Süleyman, sipahi; II. Ahmed, Mevlevi şeyhi; III. Mustafa, suyolcu; I. Abdülhamid, softa; III. Selim, humbaracı kıyafetine girerlerdi.
Padişahlar tebdil gezerken gördükleri yolsuzlukları sadrazamlara bildirirlerdi. Bazen sadrazamların kendileri de tebdil gezerlerdi. Bu esnada gördükleri yolsuzluklara ya bizzat kendileri müdahele eder veya kadı ile muhtesibe bildirirlerdi.
İslam tarihinde ise sahabe Hz. Ömer'in sıradan bir vatandaş gibi gece vakti Medine sokaklarında dolaştığına dair kayıtlar mevcuttur. Hz. Ömer bu sayede halkın nabzını tutmak istiyor, idareye karşı düşüncelerini öğrenmeye çalışıyordu. Kimi zaman zor durumda gördüğü kişilere yardım ediyor, kimi zaman da şehrin çevre güvenliğini kontrol ediyordu.