IŞIL ÇALIŞKAN
2016’da yayımlanan coğrafya, ekonomi, tarih, hukuk, felsefe, siyaset, psikoloji, sosyoloji ve uluslararası ilişkiler gibi farklı disiplinlere ait sosyal bilim çalışmaları, eserleriyle ışık tutan önemli isimler tarafından değerlendirildi.
Prof. Dr. İskender Öksüz, Prof. Dr. İsmail Coşkun, Hakan Erdem, Prof. Dr. Mustafa Budak, İbrahim Kiras ve Taha Akyol’un listesinde öne çıkanlar arasında Hasip Saygılı’nın ‘1905 Rus Devrimi ve Sultan Abdülhamid’i, İsmail Küçükkılınç’ın ‘Jön Türklük ve Kemalizm Kıskacında İttihadçılık’ı ve bu hıl hayatını kaybeden hocaların hocası Halil İnalcık’ın ‘Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet’i ve ‘Devlet-i Aliyye’nin dördüncü cildi var.
LİSTEDE ÖNE ÇIKANLAR
* Doç. Dr. Hasip Saygılı ‘Osmanlı’nın Son 40 Yılında Rumeli Türkleri ve Müslümanları’
* Zygmunt Bauman ‘Cemaatler ve Güvenli Olmayan Bir Dünyada Güvenlik Arayışı’
* Aynur Erdoğan ‘Osmanlı’da Yurt Dışı Eğitim ve Modernleşme’
* Murat Can Kabagöz ‘Eğlenirken Modernleşmek, Meyhaneden Baloza, İmparatorluktan Cumhuriyet’
* David Riesman ‘Yalnız Kalabalık, Amerikan Toplumsal Karakterinin Değişimi Üzerine Bir İnceleme’
KARAR JÜRİSİ
İBRAHİM KİRAS: HEPSİ AYNI DİSİPLİNDE BEŞ AYRI ÇALIŞMA
“2016 yılı içinde yayımlanan sosyal bilimler kategorisindeki eserler arasında benim dikkatimi çeken, önemsediğim ve okuyabildiğim beş kitap belirlemeye çalışırken aklıma gelenlerin neredeyse tamamının tarih alanında olduğunu fark ettim. (İskender Öksüz’ün eseri de konusunun kapsamı itibarıyla bu anlamda bir istisna oluşturmuyor aslında.) Diğer yandan, tarih alanındaki bu değerli yayınların müelliflerinin tamamı -Halil İnalcık dışında- akademik köken olarak tarih dışındaki disiplinlere mensup kişiler. Ahmet Davutoğlu, herkesin bildiği gibi, uluslararası ilişkiler hocası. Çoklarının sosyal bilim hocası zannettikleri İskender Öksüz aslında kimya profesörü. Yine tarihçi olarak tanıdığımız Aykut Kansu siyaset bilimci, Hasip Saygılı asker kökenli, İsmail Küçükkılınç hukukçu... 2016’nın en önemli veya dikkat çekici sosyal bilim yayınları sorulduğunda aklıma gelenlerin hep tarih alanındaki çalışmalar olması ve üstüne üstlük bu eserlerin müelliflerinin de tarih dışı disiplinlerden olmaları yalnızca benim kişisel ilgilerimin sonucu olan bir tuhaflık mı; yoksa ülkemizdeki sosyal bilim çalışmalarının ve bu alandaki -en azından son bir yıl içindeki- neşriyatın niteliği hakkında genel bir açıklamanın kapısını aralayabilecek bir ipucu mu, bilemiyorum. Her neyse, benim ‘2016 sosyal bilim yayınları’ listem şöyle: Halil İnalcık ’Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet’, İskender Öksüz ’Millet ve Milliyetçilik’, Ahmet Davutoğlu ‘Medeniyetler ve Şehirler’, Hasip Saygılı ’1905 Rus Devrimi ve Sultan Abdülhamid’, İsmail Küçükkılınç ’Jön Türklük ve Kemalizm Kıskacında İttihadçılık’, Aykut Kansu ’İttihadcıların Rejim ve İktidar Mücadelesi 1908-1913’.”
TAHA AKYOL: ‘SAVAŞMAYALIM, DÜŞÜNELİM, UZLAŞALIM’IN SESİ
“Halil İnalcık’ın ‘Devlet-i Aliyye, 4. Cilt’i Osmanlı’nın geri kalış sürecini ve Osmanlı modernleşmesini anlamak için temel eserlerden. Özellikle birçok ezberle tanınmaz hale getirilen Tanzimat’ın ne olduğunu öğrenmek için mutlaka okunmalı. Ali Bardakoğlu’nun ‘İslam Işığında Müslümanlığımızla Yüzleşme’si İslamiyet’i asli olan ilahi ve ahlaki derinliğinden mahrum eden siyasal İslam sloganlarından ve avam kalıplarından kurtarıp onu evrensel düzeyde boyutlarıyla anlamak için; hukuk ve demokrasiyle zihni bağlar kurmak için çok değerli bir eser. Mehmet Aydın’ın ‘Siyasetin Aynasında Kültür ve Medeniyet’i İslamiyet’i siyasi şablonları aşarak kültür ve medeniyet kavramları açısından düşünmek ve bu açıdan Batı medeniyetiyle karşılaştıklarında Osmanlı aydınlarının yaşadığı zihin ıstırabını ve cehdini görmek için... İbrahim Kalın’ın ‘Ben, Öteki ve Ötesi’, Batı-İslam ilişkilerine hem siyasal İslamcılardan hem Garpçılardan farklı bir bakış, akademik değeri yüksek bir eser. İslamcı gözle bakıyor, İslam dünyasındaki modernleşme hareketlerini eleştiriyor fakat bulgularından objektif. Oryantalizme haklı eleştiriler yöneltiyor fakat ‘oksidentalizm tuzağı’nı da eleştiriyor. İslam dünyasının sorunlarını ‘muhayyel bir Batı’ya hava etmenin’ yanlışlığını gösteriyor. Emir Kaya’nın ‘Hukuk Zihniyeti’ adlı kitabından aldığım şu satırlar, hem ülkemizde hukukun perişanlığını hem eserin değerini yeterince gösteriyor: “Fikir sanılan şablon ideolojilerin savaşı yüzünden Türkiye’de hukuk takımlar arasında el değiştiren top gibidir... Savaşmayalım, düşünelim, uzlaşalım diyenlerin sesi duyulmuyor.”
MUSTAFA BUDAK: MEDENİYET VE ŞEHİR İLİŞKİSİNE DAİR BİR TAHLİL
“İsmail Küçükkılınç’ın ‘Jön Türklük ve Kemalizm Kıskacında İttihadçılık’ adlı eseri. Olumsuz İttihatçılık algısına karşı bir reddiyeyi içeren bir analiz çalışmasıdır. Bilinenin aksine, yazara göre çoğulcu bir yapıya sahip İttihatçılık ile tek adam otoritesine dayanan Kemalizm herhangi bir özdeşlik mevcut değildir. İkincisi Hasip Saygılı’nın ‘1905 Rus Devrimi ve Sultan Abdülhamid’ kitabı. Bu eser, 1905 Rus devriminin 1908’de Meşrutiyet’in ilanına giden siyasi, sosyal ve fikri gelişmeler üzerindeki etkisini açıklamaya çalışan başarılı bir çalışmadır. ‘Cumhuriyet Türkiyesi’nde Bir Mesele Olarak İslam’ İsmail Kara’nın 2008’de yayınlanan aynı adlı eserinin ikinci cildidir. Yazarın ifadesiyle bu eser, Cumhuriyet Türkiyesi’nin din/İslam merkezli meselelerinin ülkenin hayati meseleleri olarak ele almakta; bu meseleler karşısında siyasi merkezin tavır alışları ve bu tavır alışla ilgili tartışmaları değerlendirmektedir. ‘İslamcılığın İki Kurucusu Mehmet Akif - Necip Fazıl’ adlı eserde yazar Ercan Yıldırım, günümüz sorunlarının çözümünde Osmanlı İslamcılığını anlamak gerektiğini ve bu bağlamda Mehmet Akif’in en uygun isim olduğunu, Cumhuriyet devri İslamcı hareketlerini anlamada ise Necip Fazıl’ın düşünce ve hareketlerini değerlendirmenin gerekliliğine vurgu yapmaktadır. Ahmet Davutoğlu’nun ‘Medeniyetler ve Şehirler’ eserinde yazara göre, şehirlerin kaderi, ait oldukları medeniyetlerin kaderiyle özdeştir. Bundan dolayı yazar, üstlendiği görevlerin avantajlarıyla görme imkanı bulup tecrübe ettiği şehirler üzerinden bir şehir-medeniyet ilişkisi kurmakta ve bu bağlamda ufuk açıcı tahliller yapmaktadır. “
İSMAİL ÇOŞKUN: MODERNLEŞMEMİZİN BİLİNMEYEN YÖNÜ ORTAYA ÇIKIYOR
“Türkiye’de sivil toplum kuruluşları söz konusu olduğunda sıklıkla kullanılan gönüllülük kavramı üzerine yapılmış araştırmaların sayısız çok azdır. Murat Şentürk, Yusuf Adıgüzel, Büşra Turan’ın editörlüğünü yaptığı ‘Üniversitede Gönüllü Olmak İstanbul Üniversitesi Öğrencilerinin Gönüllülük Algıları, Deneyimleri ve Eğilimleri Araştırması’ hem alandaki boşluğa katkı sunması hem de bizzat öğrenciler tarafından yapılmış kapsamlı bir saha araştırmasına dayanması nedeniyle önemli bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Alanda ilk ve saha araştırması. Günümüz toplumunun en önemli gündemlerindem biri olan yeni medya hakkında hemen herkesin bir fikri var. Ancak kapsamlı ve iyi tasarlanmış araştırmalara rastlamak çok zor. Mutlu Binark’ın derlediği ‘Yeni Medya Çalışmalarında Araştırma Yöntem ve Teknikleri’ yeni medya alanında yapılacak araştırmalar için çeşitli yöntemsel imkanları ele alması ve meseleye etik açıdan yaklaşması nedeniyle bu alana önemli bir katkı sunmaktadır. Aynur Erdoğan’ın ‘Osmanlı’da Yurt Dışı Eğitim ve Modernleşme’si iki asırlık modernleşme tarihimizin pek konuşulmamış, ele alınmamış bir yönüne kuramsal düzeyde odaklanmakta hem tarihsel hem de sosyolojik bir açıklama geliştirmektedir. Diğer iki kitap ise Murat Can Kabagöz’ün ‘Eğlenirken Modernleşmek, Meyhaneden Baloza, İmparatorluktan Cumhuriyet’e’ ile David Riesman’ın ‘Yalnız Kalabalık, Amerikan Toplumsal Karakterinin Değişimi Üzerine Bir İnceleme’ adlı çalışması.”
HAKAN ERDEM: VESİKALARLA VE TİTİZLİKLE HAZIRLANMIŞ
“Türkiye’de bir yılda yayınlanan kitap sayısı başlık olarak 50 bini geçti. Bunların binlercesi de tarih üzerine. Dolayısıyla beş kitaplık bir liste yapmak çok güç. Listenin dışında da çok iyi eserler olduğunu hiç unutmaksızın ve kendi aralarında bir sıralama yapmayı da gereksiz bularak, benimkisi ancak bir öneri olabilir. Fatih Yeşil’in ‘İhtilaller Çağında Osmanlı Ordusu’ sadece Osmanlı ordusunu değil, Osmanlı siyaseti ve toplumundaki değişimi de belgelere dayanarak inceliyor. Cemil Koçak’ın ‘Karabekir’in Kavgası’, Cumhuriyet’in kurucu babalarından birinin mücadelelerini ele alıyor ama tarafların görüşlerini vesikalarla ve büyük bir titizlikle sergilemeyi ihmal etmeksizin. Gözde Çelik’in editörlüğünde hazırlanan ‘Geç Osmanlı Döneminde Sanat, Mimarlık ve Kültür Karşılaşmaları’ adlı eserde arşiv belgeleri ve karikatürden fotoğrafa, görsel malzeme eşliğinde yazılmış değerli makaleler var. Ziya Yılmazer’in transkripsiyonlu ve kritik edisyonlu bir metin olarak yayına hazırladığı ‘Âsım Efendi Tarihi’ aslında zamanında matbu olarak yayınlanmış bir metnin ne kadar ötesine geçilebileceğini gösteren anıtsal bir çalışma olmuş. Taha Akyol ise ‘1919-1920. Mondros, Sevr ve Kuva-yı Milliye’ adlı çalışmasında Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçerken iyi anlaşılması gereken iki kritik yılı her zamanki akıcı üslûp ve sağduyusuyla kaleme almış.”
İSKENDER ÖKSÜZ: BUNU OKUMAYACAĞIZ DA NE OKUYACAĞIZ?
“Siyasî Düzenin Kökenleri’ Francis Fukuyama’nın en büyük eseri. İkinci cildi de yayınlandı ama henüz Türkçesi yok. Fukuyama’yı bizim okurumuz ‘Tarihin Sonu’ ile bilir, hâlbuki bu ve devamı olan ‘Siyasî Düzen ve Siyasî Yozlaşma’ onunla mukayese edilmeyecek kadar daha büyük ve önemlidir. Yuval Noah Harari’nin ‘Sapiens-İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi’ kısa zamanda Türkiye’de de en çok satan oldu. Zaman zaman bombastik hükümler içerse de muhakkak ki gerekli ve eğlenceli. Bizim okurumuz evrimle ilgili her şeyi en çok satan yapmaya hazır. Her halde Adnan Hoca’nın bu hâle katkısı vardır. Aynı yazarın ‘Home Deus’u da henüz Amerika’da satışa çıkmadan Türkçesi yayımlandı. Deus, Sapiens’ten de uçuk. Bir bakıma fütürist çalışması. Ama Türkiye onu da okuyacak her halde. Ahmet Bican Ercilasun, ‘Türk Kağanlığı ve Türk Bengü Taşları’ tekrar okudu. (Gök) Türk tarihini birincil kaynaklara giderek tekrar yazdı. Bunu okumayacağız da ne okuyacağız? ‘Osmanlı’nın Son 40 Yılında Rumeli Türkleri ve Müslümanları’nda Doç. Dr. Hasip Saygılı yıllarca görev yaptığı topraklarda bizzat gözledikleriyle titiz bir tarihçiliği birlikte kullanıyor. Zygmunt Bauman’ın ‘Cemaatler ve Güvenli Olmayan Bir Dünyada Güvenlik Arayışı’ bizim için güncel!”