Ankara Yapı Meslek Lisesi öğrencisi sol görüşlü Erdal Eren, Yurtsever Devrimci Gençlik Derneğinin üyesiydi. 12 Eylül Asker Darbesi öncesinde 2 Şubat 1980 günü silahlı olarak katıldığı protesto eylemi sırasında çıkan çatışmada hayatını kaybeden askeri inzibat eri Zekeriya Önge'yi öldürme suçundan yargılanarak 19 Mart 1980 tarihinde idam cezasına çaptırıldı. Hakkındaki idam kararı Yargıtay tarafından iki kere iptal edilmesine rağmen tekrar idama mahkum oldu, karar darbeden sonra Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylandı ve Erdal Eren 13 Aralık 1980 günü Ulucanlar Cezaevinde asılarak idam edildi.
ERDAL EREN'İN HAYATI
25 Eylül 1961 tarihinde Giresun'un Şebinkarahisar ilçesinde dünyaya geldi. Ailesi, Erdal Eren'in gerçek doğum tarihinin Mart 1962 olduğunu, okula erken gitmesi için nüfus kağıdına erken tarih yazdırdıklarını dile getirdi.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencisi ve Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi Sinan Suner, 30 Ocak 1980 tarihinde Milliyetçi Hareket Partili (MHP) Bakan Cengiz Gökçek'in koruması Süleyman Ezendemir tarafından vurularak öldürüldü.
Erdal Eren, olayı protesto etmek için Suner'in öldürüldüğü Ayrancı Mahallesi'ndeki Hoşdere Caddesi'nde 2 Şubat 1980 günü düzenlenen, 3 bini aşkın kişinin katıldığı eyleme katıldı.
Gruba müdahale etmek için Zekeriya Önge'nin de aralarında bulunduğu 12 kişilik askeri TİM olay yerine geldi. Araçtan inen askerler slogan atan topluluğu dağıtmak ve eylemcileri yakalamak için harekete geçti. Grup sağa sola dağıldı.
Askerler slogan atan grubun peşine düşerken çıkan çatışmada inzibat eri Zekeriya Önge hayatını kaybetti. Önge'nin, Erdal Eren'in silahından çıkan kurşunla öldüğü iddia edilirken, Eren mahkemedeki savunmasında askere ateş etmediğini söyledi.
ERDAL EREN'İN DAVA SÜRECİ
2 Şubat 1980 tarihinde emniyete götürülen Erdal Eren, sorgusu sırasında işkenceye maruz kaldı. Askeri savcılık tarafından idam istemiyle açılan davanın ilk duruşması 13 Şubat 1980'de gerçekleşti. Yargılama üç celsede karara bağlandı.
Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi Erdal Eren'i 19 Mart 1980'de idama mahkum etti. Askeri Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı önce 'delillerin noksanlığı' nedeniyle esastan bozdu, ardından da idamın müebbet hapse çevrilmesini gerektiren 'TCK'nin 59. maddesinin uygulanmaması' nedeniyle usulden bozdu.
3. Ceza Dairesi üyesi hakim Albay Ahmet Turhan, olay ile ilgili gerekli balistik incelemenin yapılmadığını, ayrıca Erdal Eren'in inzibat erini öldürdüğüne dair bir kanıt bulunmadığını ifade etti. 3. Ceza Dairesinin bozma kararı Askeri Yargıtay Daireler Kurulu'nda oy çokluğuyla bozuldu ve idam onandı.
ERDAL EREN İDAM EDİLDİĞİNDE KAÇ YAŞINDAYDI?
İdam kararından sonra Erdal Eren'in ailesi, nüfustaki doğum kaydı 25 Eylül 1961 olan oğullarının nüfusa büyük yazdırıldığı yönünde ifade verdi ve fizyolojik olarak 18 yaşından küçük olduğunu iddia ederek gerçek yaşının tespiti için kemik grafilerinin çekilerek tıbbi tespit yapılmasını talep etti. Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, 'doğum tarihinde bir ihtilaf olmadığı' gerekçesiyle bu talebi kabul etmedi ve cezayı onayladı.
Erdal Eren, nüfus kağıdına göre 25 Eylül 1961 doğumludur. Babası Ahmet Eren oğlunun Mart 1962'de doğduğunu, okula erken başlasın diye diye yaşını 6 ay kadar büyük yazdırdığını söyledi.
ERDAL EREN'İN İDAM EDİLMESİ
Erdal Eren'in dava sürecinde 12 Eylül 1980'de gerçekleşen askeri darbe ile TBMM lağvedildi. 1972 yılından beri infaz edilmeyen ölüm cezaları, Milli Güvenlik Konseyi'nin onaylaması ile infaz edilmeye ve yeni ölüm cezası hükümleri verilmeye başlandı.
1980 darbesinden sonra infaz edilen dördüncü idam kararı Erdal Eren'in idamı oldu.
Erdal Eren, idam edilmeden 16 saat önce kendisini ziyaret eden gazeteciler Savaş Ay ve Emin Çölaşan'a ise 'avukatıyla görüştürülmediğini, 18 yaşının altında olmasına rağmen idam edilmek istendiğini, yaşının 18'den küçük olduğunu tespit edecek olan kemik testi yapılması talebinin kabul edilmediğini, öldürdüğü iddia edilen jandarma erine (Zekeriya Önge) çok uzaktan ateş açtığını ama otopside yakın atışla öldüğünün kanıtlandığını, kendisini ibret olsun diye asacaklarını ve ölümden korkmadığını' söyledi.
Erdal Eren'in idam cezası 13 Aralık 1980'de Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevinde infaz edildi. Son sözleri, "Kahrolsun faşist diktatörlük, yaşasın TDKP! (Türkiye Devrimci Komünist Partisi)" sloganı oldu. Cenazesi Karşıyaka Mezarlığı'na defnedildi.
Erdal Eren'in Mamak Askeri Cezaevi'nde tutuklu kaldığı dönemde gördüğü ağır işkencenin izlerine tanık olduğunu dile getiren ve idam edildiği tarihte yaşının 18'den küçük olduğunu belirten ağabeyi Erkan Eren, ailesinin infazı radyodan öğrendiğini ve Erdal'ın kimsesizler mezarlığına gömülmek istendiğini söyledi.
KENAN EVREN: BİR SAĞCI, BİR SOLCU ASTIK
Erdal Eren'in idamını onaylayan Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Kenan Evren, 12 Eylül 1980 İhtilali Belgeseli için yapılan röportajda , darbenin ardından gerçekleştirilen infazlar hakkında şöyle söyledi:
"İlk idam kararı geldi önümüze. Ve dedik ki: Sağcı solcu yok. Mümkünse bir sağcı bir solcu, iki sağcı iki solcu. Neyse, kaç tane çıkmışsa ikisini beraber yapalım. Sonra demesinler ki bize: "Bu gelen yönetim efendim sağı tutuyor, solu tutuyor." gibi... Töhmet altında kalmayalım. Üzülüyoruz tabii. Bir insanı idam etmek kolay değil. Fakat o idam ettiğimiz kişi, belki 15-20 kişinin hayatına son vermiş. Öyle kimseler geliyor önümüze. Onun için kılımız kıpırdamadan bunu yapıyorduk."
ERDAL EREN ANISINA BESTELENEN ŞARKILAR
* Edip Akbayram - Metris'in Önü
* Sezen Aksu - Son Bakış
* Ahmet Kaya, Yaşamadın Sen
* Teoman - İki Çocuk
* Teoman - On Yedi
* Mor ve Ötesi - Darbe
* Grup Yorum, Selda Bağcan, Edip Akbayram - Büyü
* Gına - Kırmızı Halı
* Ali Ekber Eren - Ankara Adı Kara
* Ali Asker - Şu Metris'in Önü
* Ümmü Şen - Nenni
* Saian - Suç