Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Hayaloğlu'nun kardeşi Yusuf Hayaloğlu'nun sözlerini yazdığı 'Yorgun Demokrat', 'Başkaldırıyorum', 'İyimser Bir Gül' gibi birçok şarkısı unutulmazlar arasına girdi. 10 Şubat 1999'da MGD ödül gecesinde, Kürtçe şarkıların yer aldığı bir albüm yapmak istediğini söyleyen Ahmet Kaya, sosyal lince uğradı ve Haziran 1999'da Türkiye'den ayrılmak zorunda kaldı.
AHMET KAYA'NIN HAYATI
28 Ekim 1957 tarihinde Malatya'da dünyaya geldi. Adıyaman'dan Malatya'ya iş için göç etmiş Kürt kökenli bir baba ile Erzurumlu bir Türk annenin beşinci çocuğudur. Babası Sümerbank fabrikasında mensucat işçisiydi.
Ahmet kaya ilkokulu Malatya'da okudu. Okuldan arta kalan zamanlarda ve yaz tatillerinde, ya plakçıda ya da tanıdıkların minibüsünde çalıştı. 9 yaşına geldiğinde babasının çalıştığı fabrikanın işçilerinin düzenlediği işçi bayramı gecesinde kendini sahnede buldu.
Mensucat fabrikasından emekli olan babası, daha iyi bir yaşam için İstanbul'a göç etti. 1972 yılında İstanbul'da Kocamustafapaşa'ya yerleşti. Ahmet Kaya, ailesinin geçim sıkıntısı çekmesi nedeniyle okulu bıraktı ve işportacılık, çıraklık gibi çeşitli işlerde çalıştı. Liseyi dışarıdan bitirdi ve bitirir sonra da Eğitim Enstitüsü'nün keman bölümüne girdi.
KENDİ BAĞLAMA ÇALMA METODUNU GELİŞTİRDİ
16 yaşında yasak afiş basmaktan hapse atıldı. Daha sonra birkaç arkadaşıyla birlikte Halk Birimleri Derneği'nin çalışmalarına katıldı. Bu çalışmaları sırasında çeşitli etkinliklerde bağlama çalmaya devam etti. Ahmet Kaya'nın bağlama alış biçimi, kendi başına öğrendiği için herhangi bir metoda ya da öğretiye uymamaktadır.
1978 yılında Gelibolu'da askerlik yaptı, bu arada orkestrada müzik çalışmalarına devam etti. Askerlik dönüşü Emine Kaya ile evlendi ve 1982 yılında kızları Çiğdem doğdu.
O dönem, hayranı olduğu Ruhi Su'nun Boğaziçi Üniversitesi'ndeki bir dinletisine gider ve dinletiden sonra bir yolunu bulup 'usta'nın yanına ulaşmayı başarır. 'Ruhi Su besteleri'ni kendisinin nasıl yorumladığını göstermek istemektedir Ruhi Usta'ya. Ruhi Usta'nın en bilinen eserlerinden 'Mahsus Mahal' isimli şarkıyı çalar. Usta, şarkıyı yarıda kesip bağlamayı Ahmet'in elinden alır ve kızarak "Öyle at teper gibi bağlama çalınmaz, kavga edilmez bağlamayla, bağlama ile meşk edilir" der. Ahmet, şaşkınlıkla oradan uzaklaşır, ama tabii ki bildiğini yapmaya devam edecektir.
1985 YILINDA MÜZİK KARİYERİNE BAŞLADI
Çok sonraları birkaç arkadaşının yardımıyla Hodri Meydan Kültür Merkezi ve Bilsak'ta dinleti düzenler ve afişlerinde de Ruhi Usta'nın kendine söylediği cümleye gönderme yapar: "Bağlama Böyle de Çalınır!"
28 yaşında 1985 yılına geldiğinde "Zamanıdır" deyip şarkılarını alıp Unkapanı'nın yolunu tutar. Hiçbir kategoriye girmeyen bu müziğe kimse yüz vermez. Sonraki günlerde arkadaş yardımları ve kendi olanakları ile ilk albümünü yapar. Hatta yayımlandığı yıl albüm toplatılır, fakat daha sonra sansürü kaldırılır. İlk albümü 'Ağlama Bebeğim'dir. İkinci albümü 'Acılara Tutunmak'tır. İkinci albümü yayınlandıktan sonra 1985 yılında Gülten Hayaloğlu ile evlenir. Gülten Hayaloğlu hapishanede idam cezasına mahkum olan Nevzat Çelik'in 'Şafak Türküsü' şiirini Ahmet Kaya'ya iletir. Ahmet Kaya, 1986'da piyasaya çıkan 'Şafak Türküsü' albümü ile geniş kitlelerce tanınmasını sağlayan atılımını yapar. 1986 yıl sonuna doğru da 'An Gelir' albümünü yayımlar. Albümde hemen tüm besteler kendisine aittir.
YUSUF HAYALOĞLU İLE KÜLT ŞARKILARA İMZA ATTI
Gülten Hayaloğlu ile evlendikten sonra kardeşi Yusuf Hayaloğlu ve şiirleriyle tanışır. Sözlerinin çoğunluğunun Yusuf Hayaloğlu'na ait olduğu 'Yorgun Demokrat' isimli albümü 1987 yılında yayımlanır. 1988 yılında sadece iki şarkının söz yazarlığını Hayaloğlu'nun yaptığı ve diğer sözlerin tanınmış şairlerin şiirlerinden oluşan 'Başkaldırıyorum' albümü yapılır. 1989 yılında 'İyimser Bir Gül' albümünü yapar. 1990 Ekim ayında çeşitli şairlerin şiirlerinden oluşan 'Sevgi Duvarı' isimli albümünü çıkartır.
Gülten ve Ahmet çifti, stüdyo ve bir yapım firması açmaya karar verirler. GAK (Gülten Ahmet Kaya) ismini verdikleri bir müzik yapım firması ve aynı isimle bir de stüdyo kurarlar.
Albüm çalışmalarına paralel olarak halk konserleri de yapar Ahmet Kaya. Gösterilen ilgi, katılım ve çoşkuya rağmen, ülkenin birçok yerinde 'sakıncalı' bir şarkıcıdır artık O. Dinleyicisiyle buluşamamak onu üzmektedir.
ŞARKILARI SAKINCALI BULUNDU, ALBÜMLERİ TOPLATILDI
Başı, zaman zaman derde girer, birçok yerde konser verememenin yanı sıra albümleri 'sakıncalı' bulunup kısmen de olsa toplatılır. Bu sürecin şarkılarına yansıması kaçınılmazdır. Yeni albümün adı 'Başım Belada'dır o yüzden.
1990 yılında Tatar Ramazan ve 1992 yılında Tatar Ramazan Sürgünde filmlerinin müziğini yaptı. 1994 yılında, prodüksiyonunu Gülten Kaya ve Yusuf Hayaloğlu'nun yaptığı, Kanal D'de yayımlanan ve 13 hafta süren 'Ahmet Abi'nin Vapuru' programını yapar.
Ahmet Kaya'nın dünya üzerinde en çok merak ettiği ülkelerden biri Küba'dır. 1993 yılında eşi Gülten, kızları Melis ve bir grup arkadaşıyla Küba'ya, 1 Mayıs kutlamalarına giderler. Küba'da birçok sanatçıyla ve hükümet görevlisiyle tanışır Ahmet. Dönüşte Küba'nın ünlü Tropicana grubunun bir kısmını Türkiye'ye davet eder. Davet üzerine Türkiye'ye gelen Tropicana'dan dokuz kişilik bir ekibi kendi evinde de misafir eder Ahmet ve gelirinin tamamı Kübalı çocuklara kalmak üzere 16 konserlik bir turne yaparlar. Bu dönemde Ahmet Kaya, Bosnalı çocuklar için, Danimarkalı işçiler için yapılan konserlere katılır. Avrupa'nın hemen her ülkesinde çeşitli yardım konserleri verir.
ŞARKILARIYLA TOPLUMSAL MESELELERE DEĞİNDİ
1994 yılında Raks Müzik tarafından 'Şarkılarım Dağlara' albümü basılan 2 milyon 800 bin bandrolle rekor kırmıştır. 14. müzik albümü olan bu albümde yer alan 'Özgür Çağrı' isimli şarkıda geçen "Abin bir gün dağdan döner, sarılırsın yavrucağım" gibi sözler nedeniyle albümü toplatılır, konser vermesi yasaklanır.
İlk dönem albümlerinde genel olarak bağlamaya ağrılık verdi. Pop, Türk halk müziği ve arabesk kategorisine dahil edilemediği için müzikal türüne Devrimci Arabesk de denilmektedir. Fakat kendisi müzik tarzının devrimci arabesk veya protest olarak tanımlanmasına karşı çıkar. Sözlerini kendisinin yazdığı bestelerle beraber, Attila İlhan, Can Yücel, Nevzat Çelik, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Enver Gökçe, Ahmed Arif gibi tanınmış şairlerin şiirlerini de bestelemiştir. Genellikle şarkılarında toplumsal meseleler işlenir. 22 albümünden sadece 'Kervan' diye bir Kürtçe şarkısı vardır ve bir tane de Kürtçe açılış vardır.
Türkiye'de her söylediği söz ve şarkısı olay olan Ahmet Kaya hakkında birçok dava açıldı ve kendi deyimiyle emniyetler onun ikinci adresi oldu. Bu baskılara rağmen Kürt kimliğini hiçbir zaman inkar etmedi ve mücadele etti.
ÇATAL, KAŞIK, BIÇAKLARIN HAVADA UÇUŞTUĞU MGD ÖDÜL GECESİ
Ahmet Kaya, birçok albümünün toplatılmasının ve konserlerinin iptal edilmesinin yanı sıra, 11 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin (MGD) Princess Otel kongre salonunda düzenlenen ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldı ve ödül konuşmasında: "Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği'ne, Cumartesi Anneleri'ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayımlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayımlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını bilmiyorum" dedi. Bunun sözleri üzerine davetliler tepki gösterip, küfür etmeye, çeşitli eşyalar fırlatmaya başladı. MGD görevlileri tarafından kongre salonundan, olağan üstü koşullarda dışarıya çıkartıldı.
AHMET KAYA TÜRKİYE'DEN NE ZAMAN AYRILDI?
Bu olayın hemen sonrasında Ahmet Kaya'nın 1993 yılında Berlin'de Kürt İşadamları Derneği'nin düzenlediği bir gecede verdiği konsere ilişkin fotoğrafların Hürriyet gazetesinde yayınlanması üzerine 'bölücü PKK örgütüne yardım ve yataklık yaptığı ve halkı ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği' iddiasıyla hakkında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde toplam 10.5 yıl ağır hapis istemiyle iki ayrı dava açıldı. Haziran 1999'da Türkiye'den ayrıldı. Yargılamaların sonucunda toplam 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. ancak yurt dışında olduğu için hapse girmedi. Daha sonra bu görüntülerin düzmece olduğu belirlendi.
Bu arada Ordu Valiliği, Ahmet Kaya'nın kasetlerinin kentte satılmasını ve bulundurulmasını yasakladı. 1999 yılında Münih'de PKK yanlıları tarafından düzenlendiği konserde ''Arabamı o şerefsizlerin memleketinde bıraktım'' dediğini iddia eden Hürriyet gazetesi haberi için hakkında DGM tarafından bir kez daha soruşturma başlatıldı. 9 Şubat 2000 yılında Zaman gazetesine yaptığı röportajda Ben "3 tane şerefsizin yüzünden ülkemde arabama bile binemedim." dedim diyerek yalanladı.
AHMET KAYA'NIN VEFATI
16 Kasım 2000 tarihinde 'Hoşçakalın Gözüm' isimli albümünün kayıtlarını yapan Ahmet Kaya, Paris'in Porte de Versailles semtindeki evinde bir gece kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Ahmet Kaya'nın cenazesi Paris'in Pere Lachaise Mezarlığı'ne defnedildi. Ahmet Kaya'nın vasiyeti üzerine, Marmara mermerinden yapılan kardelen motifli mezar taşına "Hoşça kal sevgili ülkem" yazıldı.
Ölümünden sonra 2002 yılında Ahmet Kaya'nın şarkılarını 20 ünlü sanatçının söylediği 'Dinle Sevgili Ülkem' isimli bir albümü yayınlandı.
4 Eylül 2007 tarihinde Türkiye'de kendi ismine açılan tek yer olan, 'Ahmet Kaya Halk Evi' Batman kentinde açıldı.
AHMET KAYA ALBÜMLERİ
1984 - Ya Rıza Şimdi
1985 - Ağlama Bebeğim
1985 - Acılara Tutunmak
1986 - An Gelir
1986 - Şafak Türküsü
1987 - Yorgun Demokrat
1988 - Başkaldırıyorum
1989 - Resitaller-1
1989 - İyimser Bir Gül
1990 - Resitaller-2
1990 - Sevgi Duvarı
1991 - Başım Belada
1992 - Dokunma Yanarsın
1993 - Tedirgin
1994 - Koçero (Selda Bağcan ile)
1994 - Şarkılarım Dağlara
1995 - Beni Bul
1996 - Yıldızlar ve Yakamoz
1998 - Dosta Düşmana Karşı
2001 - Hoşçakalın Gözüm