Türkiye’nin en tartışmalı projelerinden biri olan Kanal İstanbul ile ilgili detaylar belli oldu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, proje hakkında detayları ara ara aktarıyor. Geçtiğimiz günlerde özel bir TV kanalına konuk olan Turhan, Kanal İstanbul’dan elde edilecek olan gelirden bahsetmişti. Projenin maksimum maliyetinin 15 milyar dolar olacağını söyleyen Turhan, şunları kaydetti: “Burası uzun vadeli bir projedir. Bu projeler diğer birçok alana etki eder. Kanal İstanbul ülkemizin lojistik bir üs olmasını sağlayacak bir projedir. Projenin 4 yılda maliyetini, 20 yılda ise 60 milyar dolar geri kazandırmasını bekliyoruz. Gemi geçişlerinden 1 milyar dolar, diğer deniz ve turistik amaçlı yapılardan 350 milyon dolar gelir bekliyoruz.” Önceki gün Anadolu Ajansı’na konuşan Turhan, gelir hesaplamasını anlattı. Turhan, bir günlük deniz aracı kirasının 50 bin dolar ile 120 bin dolar arasında değişiklik gösterdiğini belirterek, araçların özelliğine ve büyüklüğüne göre bekleme süresinin de değiştiğini anlattı. Projenin fizibilite çalışmasının yapıldığını ve sonuca göre yatırım yapılmaya karar verildiğini vurgulayan Turhan, şunları kaydetti: “Hesaplarımıza göre Kanal İstanbul’dan geçecek gemilerden alacağımız para asgari yıllık net 1 milyar dolar civarında. Kanaldan 2035’te geçen araç sayısı 50 bini bulacak. 2050’de bu rakam 70 binlere tırmanacak ve 2070’lerde 80 binin üzerinde olacak. Raporda bize verilen 86 bindir, 2050’de de 78 bindir. 68 bin kapasiteli kanaldan 50 bin gemi geçtiğinde yıllık 5 milyar dolar gelirimiz olacak, bu rakamlara gelecekte ulaşacağız. Bunları çocuklarımız görecek. Biz bu rakamlara yaklaştığımızı düşünürsek bu kanalı yaptığımızda 2070-2080’lere kadar olan talebi, giderek artacak olan bu bölgedeki dünya ticaretinin yük naklinde kullanılan deniz yolunda ihtiyaçları karşılamış olacağız. Bu, ülkemiz için gelirden çok daha önemli bir itibar meselesidir.”
İnsanların riskli yoldan gitmek yerine paralı ve daha güvenli yolu tercih ettiğini vurgulayan Turhan “Biz İstanbul’dan Ankara’ya giden insanları paralı yolda zorluyor muyuz? Hayır ama insanlar paralı yolu kullanıyor, hatta birincisi yetmedi ikincisi olan Kuzey Marmara Otoyolu’nu yapıyoruz. Burada da insanlar riskli yoldan geçmek yerine daha güvenli yolu tercih edecek” değerlendirmesinde bulundu. Turhan, deprem riski altında olan ve mevcut imar şartları altında evini bırakıp gitmek istemeyenlere cazip gelecek bir alan olarak burada bir yer sunduklarını da bildirdi. Kentsel dönüşüm projesi ve Kanal İstanbul Projesi ile İstanbul’un marka değerini artıracak, akıllı ve yeşil yeni bir şehirle bunu taçlandırmak istediklerini vurgulayan Turhan, Recep Tayyip Erdoğan’ın bunun için o dönem Çevre ve Şehircilik Bakanı olan Erdoğan Bayraktar’a talimat verdiğini anlattı. Turhan, kanalın Küçükçekmece Gölü’nden başlayarak Altınşehir’den Sazlıbosna Köyü, Baklalı ve Durusu’dan sonra Karadeniz’e ulaştığı bilgisini verdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan
‘VATANDAŞLARIN HAKKINI VERECEĞİZ’
Bu bölgede Şahintepe Mahallesi’ndeki binaların tamamının depreme karşı riskli olduğuna dikkati çeken Turhan, binaların imarsız alanlarda yapıldığını ve vatandaşların 30-40 yıldan bu yana burada yaşadığını ifade etti. Turhan, kanalın etrafındaki bu alanların rehabilite edilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: “Kentsel dönüşümle vatandaşlarımıza haklarını vereceğiz, isteyene parasını, isteyene bu bölgede yapacağımız yerlerden bina vereceğiz. Tercihleri kendilerine sunacağız. Bu projenin kentsel dönüşüme böyle bir katkısı da olacak.” Karadeniz’in çıkış ağzında büyük bir lojistik limanın yapılacağı bilgisini paylaşan Turhan, buradan çıkacak kazının yüzde 85’inin dolguda kullanılacağını aktardı. Turhan “Kanaldan çıkarılacak kazıyı Durusu Gölü ve Karadeniz arasındaki falezlerde dolgu olarak kullanacağız. Oluşan alanı mesire yeri yapacağız” dedi.
YAPIM MALİYETİ 15 MİLYAR DOLAR
Kanal İstanbul’un maliyeti hakkında da bilgi veren Cahit Turhan “Kanalın projelendirmesinden sonra yapım maliyetini 15 milyar dolar olarak belirledik. Bu maliyetin de kanalın inşaatından önce yapılacak mevcut altyapıların yenilenmesi inşaatları işi olduğunu tespit ettik. 10 milyar dolar da kanalın kendi inşaat bedeli. Yani 15 milyar dolarlık bir bütçesi olan, finansman gerektiren bir projeden bahsediyoruz” diye konuştu. Önce köprüleri yapacaklarını bildiren Turhan, köprü yapımından kaynaklı meydana gelecek trafiğin bölgesel olacağını, tüm İstanbul’u etkilemeyeceğini söyledi.
‘PROJE 2026’DA BİTECEK’
Cahit Turhan “2020 yılında kazmayı vurursak, önce köprü ve yollardan başlayacağız. Ondan sonra projeyi 6 yıl içinde tamamlamış olacağız. Yani 2025 sonu, 2026’da bitirmiş olacağız.” dedi. Kanal inşaatının kazısına başlamak için köprüleri öncelik sırasına göre kuzeyden güneye doğru yapacaklarını belirten Turhan, inşaat kazısının yüzde 75’inin kuzeyde olduğunu ifade etti. Sazlık ve bataklıkların rehabilite edileceğini dile getiren Turhan, “Buraları İstanbulluların yaşam mekanı haline getireceğiz. Su seviyesinin altındaki kazı 150 milyon metreküp. Bu konuda uzman ekip ve ekipmanı olan, kanal konusunda deneyimli Hollandalı ve Belçikalı ekipler var. Onlarla yakın temas halinde olduk.”
‘2019’DA 41 BİN 112 GEMİ GEÇTİ’
Cahit Turhan, Boğaz trafiğine yönelik bilgisi olmayanların “Kanalın yapılmasına gerek yok, zaten bedava geçiş yapılan su yolu varken neden yeni kanal kullanılsın” yönünde eleştirilerde bulunduğunu hatırlatarak, Boğaz trafiğine ilişkin verileri paylaştı. Son 15 yılda İstanbul Boğazı’ndan geçiş yapan gemilerin sayısının yıllık ortalama 48 bin 296 olduğunu belirten Turhan, şöyle konuştu: “Bu rakam, zaman zaman 50 binin üzerine çıktı. Son 5 yılın ortalaması 42 bin 258. Düşmüş ve giderek düşüyor rakamlar. ‘Demek ki Boğaz kullanılmıyor’ gibi bir anlayışla bu rakamları söyleyenler, kendi tezlerini güçlendirmek için bunu kullanıyor ama gerçekler böyle değil. Son 3 yıl ortalaması da 41 bin 731 ama 2005, 2006 ve 2007 yıllarının ortalaması 55 bin 426. Çok yüksek bir rakam. Son üç yıl ortalaması 41 bin ve 2019 yılında 41 bin 112 geçiş olmuş.”
‘YÜK MİKTARINDA ARTIŞ VAR’
“Gemi geçiş rakamlarında son 15 yılda yüzde 25’lik azalma olduğunu görüyoruz. Yani 48 bin 296’dan 41 binlere düşmüş ama bu gemilerin taşıdığı yük miktarında yüzde 53’lük artış var” Cahit Turhan “İşte bizi de en fazla korkutan, ürküten geçen yükün miktarı ve geçen yükün içindeki tehlikeli madde miktarı. LNG, doğal gaz, kimyasal madde, petrol, patlayıcı madde taşıyor. 10 yıl önce geçen yükün yüzde 25’iydi tehlikeli madde miktarı, şimdi bu yüzde 35’in üzerine çıktı. Tehlikeli madde miktarında yüzde 11’lik artış var ve bu giderek artıyor” dedi. Turhan, geçmişte Boğaz’da tehlikeli madde taşıyan bir geminin yaptığı kazayı anımsatarak, bu kazanın Boğaz’ın çıkış noktasında olmasının, olayın sadece maddi hasarla atlatılmasını sağladığını söyledi.