FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin 81 ilde 289 dava açıldı. Bu davaların 275’inde karar çıktı. Sona eren davalarda, 2 bin 532’si ömür boyu olmak üzere 4 bin 130 sanık hakkında mahkumiyete hükmedildi. Yargılamaları tamamlanan davalarda 1315 sanık ağırlaştırılmış müebbete çarptırıldı. Sanıklardan 17’si 141 kez, 1’i 140 kez ağırlaştırılmış müebbete çarptırıldı. Tamamlanan davalarda 2 bin 692 sanığın da beraatini kararlaştırdı. Devam eden 14 davada ise 605’i tutuklu 1369 sanığın yargılanması sürüyor.
Üzerinden 4 yıl geçen hain kanlı darbe girişimi sırasında İstanbul’da açılan davalarda cuntacılar cezasız kalmadı. Davalara bakan İstanbul Ağır Ceza Mahkemelerinde, yargılama sürecinin hızlanması için ayrı heyetler kuruldu. Bu heyetler de sanık sayısının fazlalığı ve güvenlik nedenleriyle duruşmaların, Silivri, Çağlayan, Bakırköy, Kartal Adalet Sarayı’nda görülmesine karar verdi. İstanbul’da açılan 41 ana dava ile bu davalardan ayrılan dosyaların tamamı görüldükleri yerel mahkemelerce karara bağlandı.
ORGANİZATÖRLERE REKOR CEZA
İstanbul’daki ana darbe davası, gazeteci Mustafa Cambaz’ın şehit edildiği Çengelköy bölgesinde yaşanan olaylar, reklamcı Erol Olçok ile oğlu Abdullah Tayyip’in şehit olduğu 15 Temmuz Şehitler Köprüsü davası, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin işgali başta olmak üzere darbe girişimine ilişkin İstanbul’da açılan davalarda hakim karşısın çıkan sanıkların çoğuna ‘anayasayı ihlal’ başta olmak üzere birçok suçtan en ağır cezalar verildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince yürütülen ‘İstanbul’daki ana darbe davası’, 17 Nisan 2018’de karara bağlandı. Mahkeme heyeti, tutuklu 14 sanıktan aralarında eski tümgeneral Fethi Alpay, eski tuğgeneraller Eyyüp Gürler ile Özkan Aydoğdu’un da bulunduğu sanıklara ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Sanık Sadık Cebeci’yi de Saraçhane’de İlhan Varank’ın da arasında bulunduğu 14 kişiye yönelik “Kasten öldürme” suçunu işlediği gerekçesiyle 14 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etti.
MUSTAFA’NIN KATİLİNE AĞIR MÜEBBET
Darbe girişimi sırasında, kapatılan Kuleli Askeri Lisesi, Vaniköy, Beykoz’da yaşananlar ve Çengelköy Polis Merkezinin işgaliyle burada çıkan olaylarda gazeteci Mustafa Cambaz’ın da olduğu 8 kişinin şehit edilmesine ilişkin 14’ü eski polis, 114 sanığın yargılandığı davada İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi, 10 Aralık 2018’de kararını açıkladı. Mahkeme sanıklardan 26’sına ağırlaştırılmış müebbet, 8’ine de müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti, iradeleri komutanları tarafından fesada uğratıldığı gerekçesiyle 64 askeri öğrenciye beraat verdi.
KÖPRÜDEKİ 34 ŞEHİDİN DAVASI
Aynı gece 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde aralarında reklamcı Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip’in de olduğu 34 kişinin şehit edilmesine ilişkin İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, 143 sanığın yargılanması 9 ay sürdü. Mahkeme heyeti, 12 Temmuz 2018’de açıkladığı kararda 72 sanığı ağırlaştırılmış müebbet hapis, 22 sanığı 17 yıl yedişer ay, 5 sanığı da aynı suçtan 15’er yıl hapis cezasına çarptırdı. Biri asteğmen, 43’ü er 44 sanık da tüm suçlardan beraat etti.
CUNTANIN İBB’Yİ İŞGAL DAVASI
Kalkışmada İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) işgali ve burada çıkan olaylarda Prof. Dr. İlhan Varank’ın da aralarında bulunduğu 14 kişi şehit oldu. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Mayıs 2018’de 52 sanıkla ilgili kararını İstanbul Bölge Adliye Mahkemesindeki büyük salonda yaptığı duruşmada açıkladı. Mahkeme heyeti, eski albay Zeki Demir, eski İBB Sivil Savunma Sekreteri Mehmet Tunç ve eski AFAD İl Müdürü Gökay Atilla Bostan’ın da aralarında bulunduğu 10 sanığa ağırlaştırılmış müebbet, 31 sanığa ise müebbet hapis cezası verdi. 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Emniyet Müdürlüğünün işgal teşebbüsü ile Esenler Birlik Köprüsü’ndeki olaylarda 5 kişinin şehit edilmesi, İstanbul Valiliği’nin işgal girişimi, Selimiye Kışlası’ndaki darbe faaliyetleri ve Üsküdar Çevik Kuvvet’in işgal girişimi, TRT Harbiye binası ve Taksim Meydanı’nın işgal davası, ve AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nın işgal girişimi davasında da darbecilere ceza yağdı.
YİNE OLSA YİNE MÜDAHALE EDERİM
251 kişinin şehit, 2 bin 190 kişinin şehit olduğu 15 Temmuz ihanetinin üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen acıları ve yaraları hale taze. O gün demokrasiyi canı pahasına savunan gaziler aradan dört yıl geçmiş olsa da “Yine olsa yine yaparım” diyor. O gazilerden İstanbul’da cuntaya karşı direnirken 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde ayağından vurularak yaralanan Aykut Sakartepe o geceyi anlattı. “Bu gün yine olsa hiç düşünmeden müdahale ederdim, giderim” diyen gazi Sakartepe “Rütbeli, rütbesiz birçok asker vatandaşa o gece ateş ediyordu. Köprüdeki barikata 30-40 metre kala ateş etmeye, taramaya başladılar Yanımda birçok kardeşimiz şehit oldu, birçok arkadaşımız yine gazi oldu. Şişli Eftal Hastanesinde bir mezbaha havası vardı” dedi.
VATAN YOKSA AİLE DE YOK
İstanbul’da gazi olan Cengiz Güncü ile Ankara’da gazi olan Gülizar Demirci “Milletimiz, devletimiz, bayrağımız için dışarı çıktık” diyor. Elindeki bastonu tank paletine sokarak tankı durdurmaya çalışan gazi olarak tanınan Güncü “O gün biz Köprü’de tankların üzerine çıktık, tankları durdurduk. Silahları topladık. Sabaha karşı kalkışmayı bertaraf ettik. Allah’a şükürler olsun. Bizim halk olarak 15 Temmuz’da milletimiz, devletimiz, bayrağımız için dışarı çıktık. O günden sonra her gün meydanlara indik, nöbetler tutuldu” dedi.
ONLAR TÜRK ASKERİ DEĞİLDİ
Jandarma Genel Komutanlığı önünde yaralanan gazi polis Recai Tuna ise “Annemden, babamdan, şehitlerimizden, her yerden bildiğim şu ki ‘Vatan için her şey feda edilir.’ Ben bunu öğrendim. Şu saatten sonra da aynı böyle bir durum olsa yine vatan için gereken neyse onu yaparız. Evden ayrılırken çocuklarıma, eşime ‘Allah’a emanet olun, hakkınızı helal edin, evde kalın beni de merak etmeyin’ dedim. Bu şekilde çıktım, yani ölmeye çıktık. Vatan için yapılacak şey ölmekse öleceğiz” dedi.
NENE HATUN GİBİ MÜCADELE ETTİK
Gazisi Rıza Demir tanktaki darbecilere karşı mücadelelerini unutamıyor. İstanbul’da gazi darbecilere direnirken tankın üzerinden atıldığı için omurilik kemiği kırılan Demir “Murçlarla, balyozlarla, bijon anahtarlarıyla, elimize gelen her türlü aletlerle tankın kapağını açmaya çalıştık. Kurtuluş Savaşı’nda nasıl Nene Hatun balta ve kazmayla savaşa gittiyse biz de o gece bijon anahtarlarıyla, murçlarla gittik. O gece vatanı ve milleti için seve seve canını verecek insanları gördüm” diye konuştu.
KİRLİ HESAPLAR ALTÜST OLDU
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye’ye karşı yapılan kirli hesapların, milletin azim ve fedakarlığı sayesinde altüst olduğunu söyledi. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin 4’üncü yılı dolayısıyla açıklamalarda bulunan Karamollaoğlu 15 Temmuz’un Türkiye için tarihi bir kırılma anı olduğunu belirtti. 15 Temmuz’un asıl muhtevasının iyi anlaşılması gerektiğini vurguladı. Karamollaoğlu “15 Temmuz, bu ülkeye karşı yapılan kirli hesapların, milletimizin azim ve fedakarlığı sayesinde altüst olduğu gündür” değerlendirmesinde bulundu. Sözlerini sürdüren Karamollaoğlu “’15 Temmuz’a giden süreç nasıl ortaya çıktı?’ sorusunun cevabı verilmeden, Türkiye’de 15 Temmuz gibi kalkışmaların bir daha olmayacağını garanti etmek mümkün değil” diyerek liyakat vurgusu yaptı ve ekledi: Devletin idaresini elinde bulunduranların darbelerin önüne geçmek için tedbirler alması ve adaleti kamil manada tesis etmeleri icap eder.
DARBE GECESİ BAĞLANAMADIĞIM TEK BİR TELEVİZYON KANALI VAR
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selim Temurci “15 Temmuz gecesi benim bağlanamadığım tek bir televizyon var ve Sayın Cumhurbaşkanı da bunu çok iyi bilir. Bugün neredeyse iktidarın sesi olan bir televizyon, bağlamamak için elli dereden su getirdiler ve bağlamadılar” dedi. 15 Temmuz Özel Yayınında Gazeteci Çağlar Cilara’nın sorularını cevaplayan Temurci “15 Temmuz gecesi milletimiz bizlere, başta Sayın Cumhurbaşkanı’na güvenip sokağa inmeseydi o gece Türkiye’de yeni bir dönem başlardı. Milletimizin feraseti ve meseleye sahip çıkışı buradan çıkmamıza vesile oldu” dedi. Temurci şöyle devam etti: “15 Temmuz’a gelene kadar milletin değerleriyle mücadele eden ve milleti korkutan bir yapı vardı ve 15 Temmuz’da millet bir duruş sergileyerek demokrasisine sahip çıktı. FETÖ yasamada, yürütmede, yargıda, iş dünyasında, medyada, finans sektöründe çok güçlendi. AK Parti döneminde kendilerine ülkeyi ele geçirebilecek kadar çok kapı açıldı. Fakat bunu sadece AK Parti’ye mal etmeden, son 50 yılı değerlendirmek lazım.” Türkiye’de birileri iktidara geliyor, iktidara geldiklerinde devleti ve oturdukları makamları babalarının malı sanıyor diyen Temurci “Diyorlar ki burası bizim, bizim onaylamadığımız herhangi biri bu makamlara gelemez” dedi.
İLK KURŞUNU 2 KEZ KURTARDIĞI ASKER SIKTI
Ankara’daki Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda 15 Temmuz gecesi darbeci general Semih Terzi’yi vurarak öldürüp, darbe girişiminin seyrini değiştiren, kendisi de şehit edilen Astsubay Ömer Halisdemir’in kardeşi Soner Halisdemir karanlık gecede yaşananlarla ilgili bilinmeyeni anlattı: “O gece görevi sadece Semih Terzi’ydi. Sadece beylik tabancısı vardı. Uzun namlulu silah yoktu. 28 kişilik gelen grubun içerisinde, iki kere hayatını kurtardığı Hasan isminde öğrencisi de vardı. Keskin nişancı. Ağabeyim daha önce onu fark ediyor ve ‘Elini tetikten çekme, sakın ateş etme’ diyor. Semih Terzi’yi o kadar koruyorlar ki karargaha girmek üzere oldukları için bir gevşeklik oluyor. Semih Terzi’nin üzerinde çelik yelek var. Kafadan-göğüsten vuruldu diyorlar, hayır. Çelik yeleğin boşluğundan, ciğerden sıkıyor 4-5 metre mesafeden iki tane. Ağabeyim ondan sonra kimseyle çatışmıyor. Daha sonra bağırıyor; ‘Zekai Paşa’nın emriyle’ diye. Daha sonra koşarken, ‘Sakın ateş etme’ dediği öğrencisi kendisine ilk kurşunu sıkıyor. Bunlar ifadelerde var.”