ÖZEL HABER / HİLAL ÖZTÜRK
İzmir Başsavcılığının FETÖ’ye finans desteği sağladığı iddiasıyla 4 işadamı hakkında açtığı davanın iddianamesinde, örgütün toplantılarında açık artırma yapılır gibi himmet toplandığı belirtildi. İşadamlarına yurtlarda kalan öğrencilerin sinevizyon görüntüleri izlettirildikten sonra gözyaşları içinde açık artırma usülüyle milyon dolarları bulan himmet toplamaya başlandığı anlatıldı. İddianamedeki tanıklardan Ü.Y. ifadesinde FETÖ için İzmir’in başkent ve ayrı bir yeri olduğunu belirterek, buradaki bürokrasi ve iş adamlarına ayrı bir önem verildiğini anlattı. Ü.Y. Şifa Hastanesindeki çalışma odasının yanında cemaatin bölge ve mütevelli gruplarının sohbet ve toplantıları olduğunu belirterek “O dönemin İzmir Valisi, İzmir’in önemli iş adamlarından Orkide yağların sahibi ve ortakları olan Ahmet Küçükbay ile Hasan Küçükbay, Kavuklar petrollerinin sahibi ve ortağı olan Abdullah Kavuk, cemaatin il abisi Bekir Baz, mütevelli heyetinde bulunan Osman Gürbüz Özkara, İdil kolanyaların sahibi olan Mehmet Timuroğlu da toplantılara katılıyordu. Gülen cemaati il imamı Bekir Baz’ın dönemin İzmir Valisi üzerinde önemli bir etkisi vardı.”
Şüphelilerden İşadamı Ahmet Küçükbay’ın sahibi olduğu İzmir Kanal 35 Televizyonu’nda çalışan N. M. isimli tanık ifadesinde kendilerine gazeteci olarak tanıtılan Amerikalı bir grubun İzmir’e gelerek kanal binasında toplantı yaptığını anlattı. N.M. ifadesinde şunları anlattı: “2009 yılı içerisinde One Munite! olayından bir süre sonra bir gün kanal sahibi Ahmet Küçükbay beni arayıp Amerika’dan gazeteci misafirlerimiz gelecek dedi. Kanala 10 civarında Amerikalı geldi. Küçükbay, Şifa Hastanesi Başhekimi olan Mehmet Ateş, Abdullah Kavuk ve isimlerini şu an hatırlamadığım birkaç işadamı gelenlerle yemekli bir sohbet yaptı. AK Parti hükümetinin İsrail politikasının yanlışlığı üzerine konuştular. Hem gazeteci olduğu söylenen kişiler hem de toplantıya katılan işadamları Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail politikasını eleştiriyorlardı. Bunun iyi sonuçlar doğurmayacağını söylediler. O günden birde gelenlerden biri kanala ait telefondan Amerika ile bir görüşme yaptı. Amerika’da ki bir radyo ile canlı bağlantı olduğu söylenmişti.”