İstanbul'da 149 polisin yargılandığı 'ByLock' davasında ara karar

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandığı iddiasıyla 114'ü tutuklu 149 polisin yargılandığı davada, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verildi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan binada yer alan 1 No’lu büyük salondaki duruşmada, bazı sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından avukatların tahliye talepleri alındı. 

Daha sonra görüşü sorulan duruşma savcısı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Salih Sol, savunmaları sırasında bazı sanık ve avukatların mahkeme heyeti ve iddia makamına yönelik eleştirilerine yanıt verdi.

Burada 5 gündür bir yargılama maratonunun olduğunu ve ülkenin olağanüstü bir dönemden geçtiğinin açık olduğunu belirten Sol, darbe teşebbüsünün üstünden henüz bir yılın geçmediğini anlattı.

''Öyle bir örgüt düşünün ki ülkenin bütün kurumlarına sızmış, ülke yönetimini ele geçirmek için kalkıştığı darbede 245 kişi şehit olmuş, binlerce kişi yaralanmış ve gazi olmuştur” diyen Sol, “Çok kısa bir süre içerisinde devletin kendini korumak için reflekslere ihtiyacı vardı. Yargı kendini güçlendirmek istemiş, yaklaşık 4 binin üzerinde hakim ve savcı meslekten ihraç edilmiş, yüz binlerce örgüt mensubu için soruşturma yapılması gerekmiştir. Bu soruşturmayı insanlar yapıyor, hataların olması doğal ve kaçınılmazdır.” ifadelerini kullandı.

 “BU ÖRGÜTÜ BU ZAMANA KADARKİ DİĞER TERÖR ÖRGÜTLERİNDEN AYIRMAK GEREKİR”

Mehmet Salih Sol, bazı sanık ve sanık avukatlarının soruşturma şeklinin yanlış olduğu yönünde tahliller yaptığını, bunda belki de haklı olabileceklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

“Bu örgütü bu zamana kadarki diğer terör örgütlerinden ayırmak gerekir. Bu örgütte devletin yasal silahları var, tankları var, uçakları var, helikopteri var. Gerek sanık avukatları, gerek sanıklar polis oldukları için çok yakından bildiklerinden eminim, adliyelerde bir tanrıça heykeli vardır, tanrıça heykelinin gözleri kapalıdır. Bu, yargının tarafsız olduğunu gösterir. Yargılamak için sanıkların dil, din, ırk, cinsiyetine bakılmaz.“

Sol, bu yoğun soruşturmalar sonucunda hazırlanan iddianamenin sanık ve avukatlarınca eleştirildiğine dikkati çekerek, hukuki temellere dayanan mantıklı eleştirilere katılmasa bile saygı duyduğunu ancak bazı sanık vekillerin “en iyi savunma, saldırıdır” mantığıyla iddia makamına ve mahkeme heyetine saldırıda bulunduğunu söyledi.

Söz konusu avukatlardan bazılarının şu anda burada bulunmayışlarının, yaptıkları işe ne kadar saygı duyduklarını gösterdiğini anlatan Sol, “Bu dosyayla 10 gün önce tanıştım. Mahkeme heyetiyle de geçen cuma Çağlayan’daki İstanbul Adliyesinde duruşmaya çıktım. Bugün 5’inci gün ve aynı dosyanın yargılamasını yapmaya çalışıyoruz. Mahkeme henüz bir tane ara karar vermemişken, mahkeme heyetine güven duyulmayacağını beyan eden vekiller olmuştur. 30 yılı aşkın meslek hayatımda, mahkemeyi kısa bir süre önce tanımama rağmen hukukun üstünlüğüne inandığına dair kanaatim vardır.“ değerlendirmesinde bulundu.

“SİYASİ SORUMLULUKTAKİ CEZAYI VATANDAŞLAR VE SEÇMENLER VERİR”

Sol, huzurda bulunmayan bir sanık vekilinin bu darbe teşebbüsünün siyasi ayağından, siyasi sorumluluğundan bahsettiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Hepimiz biliyoruz ki demokrasilerde siyasi sorumluluktaki cezayı, o ülkedeki vatandaşlar ve seçmenler verir. Cezai sorumluluğu ise yasa koyucuların koyduğu bazı hükümler kapsamında yargılaması yapılır. Bir sanık vekili ‘siyasilere dava açacak cesarette savcılar yoktur’ dedi. İddia makamını ben temsil ettiğim için ben cevap vermeliyim; Ne kadar cesaretli olduğumu savunma sıralarındaki avukatların bir kısmı bilmektedir. Kişilere saldırarak savunma yapılmasının yasalara uygun olmadığı gibi bizim örf ve adetlerimize de uygun olmadığını düşünüyorum.”

 “UZAYDAN GELİP DARBE TEŞEBBÜSÜNDE BULUNDUKLARI TARZDA BEYANDA BULUNMUŞLARDIR”

Bir ülkede terör örgütleri kurulduğu zaman ülkenin yasalarının bunları cezalandırabildiğini dile getiren Sol, “Bu örgütler suç işlemek amacıyla kurulurlar. Bir terör örgütü, kurulduğu günden itibaren terör örgütüdür. Kendilerini güçlü hissettiklerinde harekete geçerler. İddianamede belirtildiği gibi, zaman zaman denemeleri olmuştur. Ancak 15 Temmuz'da ideallerini gerçekleştireceklerini düşünerek bir darbe teşebbüsünde bulunmuşlardır. Birçok kişiyi şehit etmişler, birçok kişiyi sakat bırakmışlar. Burada birçok kişi savunma yaparken, darbeyi FETÖ/PDY örgütünün yaptığını belirttiği halde bu örgüt elemanlarının sanki bu ülkede bulunmadığını, uzaydan gelip darbe teşebbüsünde bulundukları tarzda beyanda bulunmuşlarıdır.” ifadelerini kullandı.

Sol, iddianamede hataların olabildiğini ancak bu konunun çok fazla gündeme getirildiğine dikkati çekerek, iddianamenin bir bölümünde "ByLock" uygulamasının Bluetooth ve flash bellekle indirildiğinin yazıldığını ancak bir bölümünde ise internetten indirilebildiğinin de yazıldığını anlattı.

Asıl olan şeyin, bu uygulamanın indirilip indirilmediği ve kullanılıp kullanılmadığı olduğunu vurgulayan Sol, programın nasıl yüklendiğinin bir öneminin olmadığını söyledi.

Terör örgütü üyelerinin bu şekilde bir haberleşme aracıyla haberleşip haberleşmediklerinin önemli olduğuna işaret eden Sol, buradaki sanıkların sadece terör örgütünün üyesi olup olmadığı konusunda yargılandıklarını anımsattı.

Sol, sanıkların başka eylemi varsa bunun ayrı bir soruşturma konusu olacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir tabir vardır, 'hırsızın hiç mi suçu yok' diye. Bu deyimi kullanırken sanıkları tenzih ederek söylüyorum. Bir sanık vekili benim amacımı sorguladı. Teşekkür ediyorum amacımı ve tavrımı açıklama fırsatı verdiği için. Benim tek amacım; çıplak gerçeğin ortaya çıkması. Suçlu olanlar varsa cezalarını çekerler, suçsuz olanlar varsa hürriyetlerine kavuşurlar. Başka bir amacımın olmadığını en içten dileklerimle ifade ediyorum. Bu sanık vekilinin tek amacı; müvekkilinin tahliyesi, beraatini istemektir. İddia makamı ise kimin suçlu olduğuna inanıyorsa cezalandırılmasını, suçsuz olanların da beraatini talep eder. Kimseden çekinmez, kendi bildiğini yapar. “

Daha sonra taleplerine geçen Sol, tutuklu tüm sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini istedi.

Sol, sanıkların 2014 yılından itibaren hangi hatlar ve IMEI’lerden "ByLock" kullandıklarının ilgili kurumlardan sorulmasını talep etti.

ARAR KARAR

Daha sonra ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına hükmederek, sonraki duruşmaların 19, 20, 21, 22 ve 23 Haziran tarihlerinde yapılmasını kararlaştırdı.

Mahkeme heyetinin kararını açıklamasının ardından bazı sanıklar karara tepki gösterdi.

Bu arada, duruşmanın başladığı pazartesi gününden bu yana 67 tutuklu sanığın savunması alındı.

İSTANBUL/AA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

ByLock soruşturmasında 19 eski polis tutuklandı
Tehlike geçmedi: FETÖ askerlerinin üçte ikisi darbeye katılmadı, ByLock'suzlar tespit edilemedi
Bahçeli: Pensilvanya'dan CHP'ye mesajlar nasıl ulaşıyor, ByLock mu devrede, ulaklar mı faaliyette

Güncel Haberleri