İran'ın batılı devletlerle imzaladığı nükleer anlaşmanın ardından, İsrail'in Türkiye'ye ilişkilerini düzeltme yönündeki çabalarını artırması dikkat çekiyor. Geçtiğimiz hafta Jerusalem Post gazetesine verdiği mülakatta İsrail'in Türkiye'yle ilişkilerini düzeltmekten umutlu olduğunu söyleyen İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Girektörü Dore Gold, bugün de Türk gazetecilere yaptığı açıklamalarda benzer mesajlar verdi.
Ntv.com.tr'de Fehmi Gürdallı imzasıyla yayımlanan haberde, Gold'un Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu'nu "birinci sınıf bir diplomat" olarak değerlendirdiği ve kendisine bir tebrik mektubu gönderdiğini söylediği belirtildi.
Başbakan Bünyamin Netahyahu'nun aynı zamanda Dışişleri Bakanlığı görevini de üstlendiği İsrail'de, bakanlığın en etkili ismi olarak gösterilen Gold'un demeçleri, ntv.com.tr'de şu şekilde aktarıldı:
Ortak tehdit İran
İsrail, İran'ı varlığına yönelik en büyük tehdit olarak görüyor. İran’ın Batı’lı ülkelerle nükleer programı konusunda yaptığı anlaşma İsrail’i tatmin etmiş değil. İsrailli yetkililer, İran’ın 10-15 yıl içinde nükleer silah üreteceğine inanıyor.
İsrail’in İran’la ilgili ikinci tehdit algısı ise, bölgede izlediği politikaya dayanıyor. İran’ın Tahran dışındaki üç başkent Şam, Bağdat ve Sana’yı da kontrol ettiğine dikkat çeken İsrail, İran’ın yayılmacı politikasından büyük rahatsızlık duyuyor. İsrail, nükleer anlaşmanın hayata geçmesi ve ambargoların kalkmasıyla birlikte ekonomik gücü artacak olan İran’ın bölgede çok daha etkili bir rol oynamasından endişe duyuyor.
İsrail, Tahran’ın Hizbullah ile Hamas’a finansal ve silah desteğinin sürdürdüğü görüşünde. “ABD ve Avrupa ülkeleri, İran’dan kaynaklanan tehdidin farkında değil” görüşünü dile getiren İsrailli yetkililer, İran’a karşı Türkiye ve İsrail’in ortak çıkarları olduğunu belirtiyor.
IŞİD'e karşı işbirliği
İsrail’in Türkiye’yle işbirliği yapmak istediği bir diğer unsur, başta IŞİD olmak üzere Ortadoğu’daki cihatçı örgütler. İsrail bu aşamada, İran kadar öncelikli bir tehdit olarak görmese de yakın gelecekte, IŞİD ve Nusra Cephesi gibi örgütlerin İsrail’i hedef alabileceğinden endişeli. Türkiye’nin kendisini de hedef alan IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyonda yer aldığına dikkat çeken İsrailli yetkililer, örgütün özellikle Mısır’ın Sina Yarımadası’nda artan faaliyetlerinin kendileri için de tehdit oluşturduğunu düşünüyor.
İki ülke arasındaki ilişkilerde yaşanan kopukluğun istihbarat paylaşımına da yansıdığını kaydeden İsrailli yetkililer, İsrail ve Türkiye’nin görüş ayrılıklarını bir kenara bırakarak “ortak düşmanlar”a karşı birlikte hareket etmesinin zamanının geldiğine inanıyor. İsrailli yetkililer, giderek daha tehlikeli bir hal alan Ortadoğu’nun geleceği için iki ülkenin işbirliğinin önemine dikkat çekiyor.
Normalleşme süreci ivme kazandı
İki ülke ilişkilerinin normalleşmesi için yürütülen görüşmelerin Haziran ayındaki Feridun Sinirlioğlu-Dore Gold buluşmasının ardından ivme kazandığı anlaşılıyor. İki ülke arasında doğrudan yürütülen görüşmelerde ilerleme sağlandığını vurgulayan İsrailli diplomatlar, bir takvim açıklamaktan kaçınmakla birlikte bu konuda nihai adımın liderler tarafından atılacağını söylüyor. İki ülke ilişkilerinin normalleşmesi yönünde en büyük engelin şu aşamada Gazze’ye yönelik ambargo olduğu görülüyor. Bu konuda her iki ülkeyi de tatmin edecek bir formül bulunması halinde İsrail-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi sürpriz olmayacak.