Gürzel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 'enerji merkezi' olma hedefine ulaşması konusunda, İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin önem taşıdığını söyledi.
Hidrokarbon kaynaklarının ortaya çıkaracağı temel fırsatları göz ardı etmenin Türkiye’nin çıkarına olmayacağını vurgulayan Gürzel, "Türkiye’nin stratejik konumunu kullanarak bölgesel bir enerji merkezi olma hedefinin önündeki engellerden biri İsrail ile gergin ilişkilerimizdi. Bu bağlamda engelleri aşmak için çözüm aramak önemli bir yaklaşımdır. Dolayısıyla bölgesel aktörler, çok uluslu ve tek uluslu ilgili şirketler, politikacılar ve sivil toplum örgütlerini içeren kapsamlı çalışmaların yapılması doğru bir adımdır" değerlendirmesinde bulundu.
"Siyasi sorunun çözümü için ortak irade şarttır"
İsrail gazının Türkiye üzerinden taşınması varsayımlarına da değinen Gürzel, şöyle devam etti:
"İsrail’den çıkan ve bölgedeki diğer hidrokarbon kaynakları olan ülkeleri de kapsayan ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya giden bir deniz altı boru hattı en uygun yol haritası olarak gözükmektedir. İsrail gazı Avrupa'ya girse bile Avrupa Rusya’dan gaz almaya devam edecek ama Rus gazına bağımlı olmaktan çıkacaktır.
Ayrıca İsrail ile olası bir anlaşmanın Kıbrıs sorununun çözümüne de olumlu etkileyebilir ve enerji konusunda da ortak yarar üretmek mümkün olabilir. Bütün aktörlerle temas halinde olmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Sorun siyasidir ve çözümü için ortak irade şarttır. Diğer aktörler arasında da yapıcı söylemler etkili olacaktır. Bu çerçevede Türkiye ve İsrail arasında bir anlaşma önemli bir adım olarak görünmektedir."
"Rusya'nın etkisi azalır"
Washington merkezli Ortadoğu Enstitüsü Uzmanı Zübeyir İkbal, yeni tedarikçi ülkelerin piyasayı hareketlendireceğini ifade ederek, "İsrail gibi yeni oyuncular rekabeti artırarak Rusya gibi büyük tedarikçilerin etkisini azaltır. İsrail'den Türkiye'ye gelecek doğalgazın büyük ihtimalle deniz altından döşenecek boru hattıyla taşınması söz konusu olacaktır" diye konuştu.