Yeni Zelanda’da iki ayrı camiye saldıran ve 49 Müslüman’ı cuma namazını eda ederken katledip, 48’ini de yaralayan Brenton Harrison Tarrant, mahkemeye çıkarıldı. Katliamın baş sorumlusu olarak yargılanacak olan cani, kefalet başvurusunda bulunmadı. Mahkemeye mahkum kıyafetleri ve el ile ayakları prangalanmış şekilde çıkarılan 28 yaşındaki zanlı, ‘beyaz üstünlüğünü’ anlatan Nazi işareti yaptı. 5 Nisan’a kadar gözaltında tutulacak olan teröristin duruşma sırasında basına servis edilen görüntülerinde yüzü gösterilmedi, bunun mahkeme kararı olduğu belirtildi. Teröristin, ‘öfke ve intikam’ dolu ifadelerin yer aldığı manifestoyu, saldırıdan önce Başbakanlık ofisi dahil 70 kişiye mail attığı belirtildi. NZ Herald Gazetesi, saldırganın saldırıdan en az 10 dakika önce Başbakanlık ofisi başta olmak üzere aralarında politikacılar ve yerel medya mensuplarının da bulunduğu 70 kişiye, manifestosunu mail attığını yazdı. Norveç’te düzenlediği çifte saldırıyla 76 kişinin ölümüne neden olan Breivik de katliamdan önce binden fazla kişiye e-posta göndermişti.
Tarrant’ın insanlıkdışı vahşeti canlı yayında gerçekleştirebilmesi de büyük tepki çekti. Caninin saldırı öncesinde de Müslümanlara karşı şiddeti öven mesaj ve görsel paylaşması Facebook yönetimini hedefe oturttu. Twitter’da @brentontarrant adlı hesapta geçen çarşamba günü Christchurch kentindeki camilere yönelik saldırıda kullanılan silahlardan birinin fotoğrafı paylaşıldı. Ancak 218 takipçisi bulunan hesaptan yapılan 63 paylaşım şirketin dikkatini çekmedi. ‘Politically incorrect’ adlı internet sitesinde de cuma günü ‘İşgalcilere saldırıp, saldırıyı da Facebook’tan canlı yayınlayacağım’ ifadeleri kullanıldı. Saldırının canlı olarak yayınlandığı Brenton-tarrant.9 adlı kullanıcının Facebook sayfasının linkine yer verildi. @brentontarrant Twitter hesabı ve Brenton-tarrant.9’a ait Facebook sayfası saldırıdan kısa bir süre sonra askıya alındı. Facebook yönetimi Twitter’dan yaptığı açıklamada “Polis bizi canlı yayının başlamasından kısa bir süre sonra Facebook’taki video konusunda uyardı. Biz de hızlı bir şekilde saldırganın Facebook ve Instagram sayfalarını kaldırdık” açıklaması yaptı. Ancak içeriklerin sosyal medya şirketleri tarafından değil de polis uyarısı sonrası tespit edilmiş olması şiddet içeriklerinin tespit edilmesi ve engellemesi konusundaki yetersizliği ortaya koydu.
Saldırıdan saatler sonra bile o anların görüntülerine Facebook, Twitter, YouTube ve Instagram’dan ulaşılabilmesine tepki yağdı. Amerika’da Demokrat Senatörler Cory Booker “Teknoloji şirketlerinin etik olarak doğru şeyi yapma yükümlülüğü var. Karları umrumda değil. Burada nefretin yayılması için bir platform sunuyorsunuz. Bu kabul edilemez” dedi. İngiltere’nin Müslüman İçişleri Bakanı Sacid Cavid de Twitter’dan Youtube, Google, Facebook ve Twitter’ı etiketleyerek “Daha fazla çaba göstermelisiniz. Biraz sorumluluk alın. Artık yeter” yazdı. Facebook’un teknoloji müdürü Mike Schroepfer Fortune dergisine verdiği röportajda Facebook’un yapay zeka sistemlerinin brokoli ve marijuana resimlerini ayırt edebildiğini söylemişti. Geçen kasım ayında Facebook açıkladığı bir raporda geçen yıl temmuz ve eylül ayları arasında kullanıcılar bildirmeden önce terörist propaganda içeriklerinin yüzde 99.5’ini tespit ettiğini öne sürmüştü.
Öte yandan Antalya’da, Yeni Zelanda’da iki camiye düzenlenen terör saldırısını övdüğü iddia edilen “Ekşi Sözlük” yazarı gözaltına alındı. İstanbul Emniyet’i Siber Suçlarla Mücadele ekipleri, şüpheli A.A’nın Antalya’nın Alanya ilçesinde olduğunu tespit etti. Alanya Cumhuriyet Başsavcılığın talimatıyla gözaltına alınan şüpheli tutuklandı.
PAPA "ANLAMSIZ ŞİDDET EYLEMİ" DEDİ
Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Franciscus, 49 kişinin hayatını kaybettiği ve 40 kişinin yaralandığı terör saldırısında yaşamını yitirenler için taziye mesajı yayınladı. Mesajda, Papa’nın Christchurch’teki iki camide yaşanan “anlamsız şiddet eylemlerinin” neden olduğu yaralanma ve can kayıplarından dolayı büyük üzüntü duyduğu, tüm Yeni Zelanda halkı ve özellikle Müslüman toplumu ile dayanışma içinde olduğu ifade edildi. Daha önce ABD, Somali, Filipinler, Mısır ve Belçika’da gerçekleştirilen ve sivillerin hayatlarını kaybettiği saldırılar için “terör saldırısı” ifadelerini kullanan Papa’nın, Yeni Zelanda’daki saldırılara “anlamsız şiddet eylemleri” demesi dikkati çekti.
10 YILDA 9 NEFRET TERÖRÜ
Son dönemde artan İslam karşıtı saldırıların son halkası Yeni Zelanda’daki vahşet oldu. İşte insanlıkdışı vahşet tablosu:
Almanya, 2019
2018 yılbaşı gecesi Andreas N. (50) Ruhr bölgesinde otomobilini kasıtlı olarak göçmenlerin üzerine sürdü. Saldırı sonucunda dört kişi yaşamını yitirirken, 20’yi aşkın kişi de yaralandı.
Kanada, 2017
Quebec bölgesindeki İslami kültür merkezinde bulunan altı kişi akşam namazı sırasında silahlı bir saldırıda katledildi, 18 kişi ise yaralandı. Başbakan Trudeau “Müslümanlara düzenlenmiş bir terör saldırısı” ifadesini kullandı.
ABD, 2017
Virginia’daki Charlottesville kentindeki eylemde bir otomobil karşıt görüşlü eylemcilerin arasında daldı. Bir kişi hayatını kaybetti. Terör, Neonaziler ve Ku Klux Klan mensupları gibi ırkçı grupların mevcudiyetiyle akıllara kazındı.
İngiltere, 2017
47 yaşındaki bir kişi, Londra’nın kuzeyindeki Finsbury Park Camii yakınlarında araçlı saldırı düzenledi. Bir kişi yaşamını yitirdi. Sözü edilen kişilerin tamamı, Ramazan dolayısıyla teravih yolunda olan Müslümanlardı.
Almanya, 2016
Münih’teki Olympia Alışveriş Merkezi’nde düzenlenen saldırıda en az on kişi hayatını kaybetti. 18 yaşındaki öğrenci saldırının ardından intihar etti. Polis, saldırganın daha önce birçok yabancı düşmanı ve ırkçı ifadeler kullandığını bildirdi.
ABD, 2015
Üç öğrenci, North Carolina eyaletindeki Chapel Hill’deki evlerinde 46 yaşındaki komşuları tarafından vurularak öldürüldü. Saldırgan Craig H.’nin, kendisini Facebook sayfasında din karşıtı olarak tanımladığı belirlendi.
Norveç, 2011
Norveçli terörist Anders Breivik, iki saldırıda 77 kişiyi öldürdü. II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa tarihindeki en kanlı saldırı için Breivik, manifestosunda çokkültürlülüğü ve “Avrupa’nın İslamlaşmasını” sona erdirmek istediğini yazdı.
Almanya, 2009
Dresden’de yaşayan üç aylık hamile Eczacı Merve el Şerbini, ırkçı nefretin kurbanı oldu. Şerbini, Almanya’da ilk İslamofobik motifli saldırı kurbanı olarak kayıtlara geçti.