GÜVEN ADALI / İSTANBUL
Yolsuzlukla mücadelede dünyanın önde gelen sivil toplum kuruluşlarından olan ve 118 ülkede faaliyet gösteren Uluslararası Şeffaflık Örgütü (TI), 1995’ten bu yana her yıl yayınladığı Yolsuzluk Algı Endeksi’nin 2017 sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Açıklanan rakamlar yolsuzluk sıralamasında nüfusunun büyük bölümünü Müslümanların oluşturduğu ülkelerin son sıralarda yer aldığını gösterdi.
* Yolsuzluğun en az olduğu ülke Yeni Zelanda olurken bu ülkeyi sırasıyla, Danimarka, Finlandiya, Norveç, İsviçre, Singapur, İsveç, Kanada, Lüksemburg, Hollanda ve İngiltere yer aldı. Listenin ilk 20 sırasında Müslüman ülke yer almazken ilk 30’a sadece Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar girdi.
* Yolsuzluk algısının en kötü durumda olduğu ülkelere bakıldığında ise en son sırada Somali dikkat çekiyor. Bu ülkeyi sırasıyla Güney Sudan, Suriye, Afganistan, Yemen, Sudan, Libya, Gine-Bissau, Ekvator Ginesi ve Kuzey Kore takip etti.
* Çalışma ilk defa 1995 yılında yapıldı ve yolsuzluk durumu en iyi olan ülke bu tarihte de Yeni Zelanda durumundaydı. İlk 10 sıra arasına aradan geçen 22 yılda sadece İngiltere girmeyi başardı. Sıralamada ufak değişiklikler yer alsa da 2017’de 10’uncu sırada yer alan İngiltere, 1995’teki 12. sırada kendine yer bulmuştu. Avusturalya ise söz konusu tarihler arasında 7’ncilikten 13’üncülüğe düştü.
* 41 ülkenin yer aldığı 1995 yılındaki çalışmada 38’inci sırada kendine yer bulan Venezuela ise 118 ülkenin yer aldığı son çalışmada 169’uncu sırada bulunuyor.
* 2012 ile 2017 yılları arasında yapılan çalışmada en çok puan kaybeden ülkeler ise şöyle sıralandı: Saint Lucia (-16), Bahreyn (-15), Suriye (-12) Türkiye (-10) Gine (-8).
Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nde yapılan değerlendirmede ise örgütlenme ve ifade özgürlüğünün önemine değinildi. Kurumun açıklamasında şu ifadeler dikkat çekti: “Çoğu zaman, iyi niyetli yasalar az uygulanmaktadır ve kurumlar, yolsuzlukla mücadele çabalarını gerçekten etkili kılmak için kozu bulunmamaktadır. Baskı uygulamak ve hükümetleri dürüst ve hesap verebilir kılmak için sivil toplum ve medya önemlidir. Özellikle, insanların grup oluşturma ve kamu politikasını etkileme becerileri de dahil olmak üzere örgütlenme özgürlüğü yolsuzlukla mücadele için yaşamsal öneme sahiptir. Hem sivil toplumun hem de gazetecilerin sesleri kötü aktörlere dikkat çekti ve kolluk kuvvetleri ve mahkeme sistemi tarafından eylem başlatılmasına yardımcı olabilir.”
Basın özgürlüğü ile yolsuzluklar arasındaki ilişkiye de değinildi. 2012’den bu yana 368 gazetecinin bir konuyu araştırırken öldürüldüğün dile getiren örgüt, bu ölümlerin de yüzde 96’sının yolsuzluk endeksinde 45 puanın altında yer alan ülkelerde gerçekleştiği ifade etti. Açıklamada şu noktaya da değinildi: “2014’ten bu yana endeks değeri 35’ten 29’a düşen Meksika’da 2017 yılında altı gazeteci öldürüldü. Benzer şekilde, Brezilya’nın skoru 2014’te 43’ten 2017’de 37’ye geriledi. Ülke gazeteciler için tehlikeli bir yer, son altı yılda 20 kişi öldü.”
TÜRKİYE’DE DÜŞÜŞ SERTLEŞTİ
Türkiye’nin Yolsuzluk Algı Endeksi puanı ve sıralamadaki yeri 2013’ten beri hızlı bir biçimde gerilemeye devam ediyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2017 yılı Endeks sonuçlarına göre, bir puanlık düşüşle 40 puan alan Türkiye, altı basamak daha gerileyerek 180 ülke arasında 81. sırada yer aldı. Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı E. Oya Özarslan 2017 yılı sonuçlarını değerlendirirken, “Türkiye’nin son beş yılda 10 puan kaybetmesi, endekste 28 ülkenin önümüze geçmesine neden oldu; bu da, dünyadaki rekabet gücümüzü azalttı. Hukukun üstünlüğü, şeffaflık ve hesap verebilirlikten başka çıkar yolumuz yok” dedi.
KAMUDAKİ LİYAKAT SORUNU ÜLKEDEKİ ALGIYI BOZUYOR
Uluslararası Şeffaflık Derneği’nden yapılan açıklamada, “2017 yılı sonuçları, yolsuzluğa dair algının; hukuk devleti ilkeleri, basın özgürlüğü, sivil toplumun gücü, örgütlenme ve ifade özgürlüğü gibi konularla doğrudan ilgili olduğunu gösteriyor” denildi ve şu değerlendirme yapıldı: “Bu alanlarda yaşanan ihlaller Türkiye'yi yolsuzluk algısı açısından oldukça riskli bir noktaya taşıyor. Kamu ihale mevzuatına uyulmaması, 200'ün üzerinde değişiklik ve kapsamı genişletilen istisnalarla mevzuatın ve ilgili kurumların işlevini yitirmesi en temel sorunlar arasında bulunuyor. Buna ek olarak birçok politikacının ve üst düzey kamu görevlisinin yakınlarının, önemi her geçen yıl daha çok anlaşılması gereken liyakat ilkesine aykırı bir biçimde kamu görevlerine atandığına dair çok sayıda bilginin basında yer alması, yolsuzlukla ilgili olumsuz algıyı besleyen unsurlar arasında bulunuyor.”