Bölgenin iki büyük gücü İran ile Suudi Arabistan arasındaki diplomatik kriz ikinci haftasına girerken İran Dışişleri Bakanı Birleşmiş Milletler'e, Suudi Arabistan'ın Tahran'a yönelik "provokasyonları" hakkında şikayette bulundu.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a gönderdiği ve cumartesi günü İran haber ajanslarında yayımlanan bir mektupta Muhammet Cevat Zarif, Riyad'daki "bazı kişilerin" tüm bölgeyi krize sürüklemekte kararlı göründüğünü söyledi.
Zarif, İran'ın gerilimleri daha fazla tırmandırmak gibi "bir arzusu" bulunmadığını söyledi ama krizin ve bölgedeki daha geniş kargaşanın suçunu Suudilere atarken herhangi bir uzlaşma önermedi.
Mezhep nefretini pekiştirebilirler ya da...
Devlet televizyonu IRNA Zarif'in mektubunda, "Onlar (Suudiler) aşırılıkçı teröristleri desteklemeye ve mezhep nefretini pekiştirmeye devam edebilir ya da iyi komşuluk yolunu seçebilir ve bölgesel güvenlikte yapıcı bir rol oynayabilirler." dediğini aktardı.
Zarif, Sünni Suudi Arabistan'ın Şii İran'a karşı, Nimr'in idam edilmesi ve Mekke'yi ziyaret eden İranlı hacılara "sürekli kötü muamele" de dahil bir dizi "doğrudan provokasyona" giriştiğini belirtti.
Bölgesel ve küresel güvenliğe tehdit
Zarif ayrıca Suudi Arabistan'ı mektupta bölgesel ve küresel güvenliğe bir tehdit olarak tasvir etti. Mektubun kopyaları İslam İşbirliği Teşkilatı ve bazı ülkelerin dışişleri bakanlıklarına gönderildi.
IRNA Zarif'in alışılmadık şekilde doğrudan iddialarda bulunarak "El Kaide, Taliban, İslam Devleti ve Nusra Cephesinin çoğu üyesi ya Suudi vatandaşı ya da petrol parasını yönlendiren demagoglar tarafından beyni yıkanmış" diye yazdığını bildirdi.