[Karar]
GÜVEN ADALI
Yaklaşık üç yıl önce İngiltere Başbakanı David Cameron’ın Avrupa Birliği (AB) ile bir dizi müzakere sonrasında ülkesini referanduma götürme kararı almasının ardından başlayan belirsizlik süreci, gelecek hafta son bulacak. 23 Haziran Perşembe günü yapılacak referandumla ilgili kamuoyu yoklamalarının başa baş seyretmesi, İngiltere’nin AB’den ayrılması (Brexit) konusundaki endişeleri artırıyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, merkezi Londra’da bulunan uluslararası finans kuruluşları ve Uluslararası Para Fonu (IMF), Brexit’i muhtemel olumsuz etkilerine karşı uyarılarını sürdürüyor. Brüksel’de AB yetkililerinin şimdiden İngiltere’nin çıkış ihtimaline karşı “acil durum planı” üzerinde görüştüğü belirtiliyor. İngiltere’nin AB’den ayrılması halinde gümrük ücretleri, kişi, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı gibi konularda uzun ve zorlu bir müzakere döneminin başlaması bekleniyor. Brexit durumunda bile İngiltere’nin AB ile mevcut ilişkilerini üyelik şartlarına uygun şekilde en az iki yıl daha sürdürmesi, bu sürede Londra ve Brüksel’in “yeni bir anlaşma” üzerinde çalışması planlanıyor.
STERLİN SERT DÜŞECEK
Analistler, İngiltere’nin AB’den ayrılması durumunda İngiliz sterlininin yaklaşık yüzde 20’lik değer kaybı yaşayabileceğini öngörüyor. İngiltere’de halihazırda bazı anket şirketlerinin sonuçlarında, ayrılık yanlılarının birkaç puan önde görünmesi bile sterlin üzerinde baskı ve oynaklık yaratmaya yetiyor. Merkez Bankası (BoE) Başkanı Mark Carney, AB referandumuna ilişkin görüş belirtmekten kaçınmaya çalışsa da para politikasında oluşabilecek baskıların altını çizerek, her tür senaryoya ilişkin hazırlık yapmak durumunda olduklarını belirtiyor. Merkez Bankası büyüme tahminini bu yıl için yüzde 2,2’den yüzde 2’ye, 2017 yılı için yüzde 2,4’ten yüzde 2,3’e, 2018 yılı için yüzde 2,5’ten yüzde 2,3’e düşürdü.
RİSKLER ARTIYOR
Brexit kararının İngiltere ve AB için risk oluşturacağı yönündeki açıklamalar da ardı ardına geliyor. BoE’den yapılan açıklamada ülkede ekonomik görünümün kasım ayından bu yana kötüleştiği belirtilerek, “Mali istikrara dair en önemli iç riskler AB üyeliği referandumu ile ilişkili” ifadesi kullanılmıştı. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in mart ayında yapılan değerlendirmesinde sandıktan Brexit çıkması halinde ülkenin kredi notu görünümünün potansiyel olarak “negatife” çekilebileceği vurgulanmıştı. Standard & Poor’s (S&P) ise açıklamasında, İngiltere’nin AB’den çıkması durumunda İngiliz sterlinin uluslararası rezerv para birimi olma özelliğinin riske girebileceği uyarısında bulunuldu.
BAŞBAKAN CAMERON: EKONOMİNİN ALTINA BOMBA KOYARIZ
İngiltere Başbakanı David Cameron üç yıl önce referandum sözü vererek açtığı Pandora’nın kutusunu 23 Haziran’da kapatabilmeyi umuyor. Cameron, liderliğini yürüttüğü AB kampanyasında belki de bu zamana kadarki en net uyarıyı yaparak, ayrılmanın “Ekonominin altına bomba koymak gibi olacağını” dile getirdi. Almanya Başbakanı Angela Merkel de geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, kararın İngiltere halkına ait olduğunu ama İngiltere’nin AB’de kalmasından yana olduğunu açıklamıştı.
OECD: BÜYÜMEYE ETKİSİ NEGATİF
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) raporunda da benzer şekilde, İngiltere’nin AB’den çıkması durumunda ülkenin ekonomik büyümesinin yavaşlayacağı uyarısı yapıldı. OECD projeksiyonunda, İngiltere’nin AB’den ayrılmasının oluşturacağı “belirsizlik ortamının” 2018 yılının sonlarına kadar devam edebileceği, bu durumun yatırımcı güveninin ve yatırımların azalmasına neden olabileceği kaydedildi.
İNGİLİZLER İRLANDA’YA KOŞTU
Avrupa Birliği üyeliğini referanduma götürmeye hazırlanan İngiltere’de “hayır” cephesinin kazanması durumunda AB vatandaşlığı haklarından mahrum olmak istemeyenler İrlanda pasaportu almaya çalışıyor. İngiltere’de AB üyesi İrlanda’nın pasaportu almak için başvuranların sayısı nisan ayında % 42 arttı. İrlanda Dışişleri Bakanı Charlie Flanagan, “Pasaport dairesinde 200’den fazla geçici görevlendirme yaptık” dedi.
SERBEST DOLAŞIM TEHLİKEDE
İngiltere’nin AB’den ayrılmayı seçmesi durumunda ülke vatandaşlarının AB içerisindeki seyahat özgürlüğü de tartışmalı hale gelecek. Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2015’in ilk yarısı itibarıyla 1,3 milyon İngiliz vatandaşının diğer AB ülkelerinde yaşadığı tahmin ediliyor. Yurt dışında yaşayan İngilizlerin yaklaşık 309 bini İspanya’da, 255 bini İrlanda’da, 185 bini Fransa’da bulunuyor.
AB İHRACATININ 10’DA 1’İ
Merkezi Londra’da bulunan araştırma şirketi Global Counsel’ın raporuna göre, İngiltere Avrupa ekonomisinin altıda birlik kısmını oluşturuyor. AB’nin toplam ihracatının onda biri ise İngiltere’ye gidiyor. İngiltere’nin Birlik’ten ayrılmasının farklı gümrük ücretleri nedeniyle sadece İngiliz ekonomisini değil aynı zamanda mal ve ürün ihraç eden AB ülkelerini de etkilemesi bekleniyor.
IMF: YATIRIM VE TÜKETİM DARALIR
Geçen ay Londra’yı ziyaret eden IMF Başkanı Christine Lagarde, İngiltere’nin AB’den ayrılması durumunda dış finansmanda keskin bir düşüşe bağlı olarak sterlinin önemli ölçüde değer yitirebileceğini, yatırım ve tüketimde büyük daralma olabileceğini söyledi. Merkezi Londra’da bulunan Mali Çalışmalar Enstitüsü açıklamasında da İngiltere’nin AB’den ayrılması durumunda, iki yıl boyunca bazı yeni kemer sıkma tedbirleri uygulamak zorunda kalabileceği uyarısında bulunuldu. İngiltere’nin oluşabilecek şoklarla mücadele edebilmek için yeni bazı kesintilerin uygulanmasına ya da mevcut kesintilerin artırılarak devam ettirilmesine ihtiyaç hissedilebileceği kaydedilen açıklamada, İngiltere’nin AB’den ayrılmasının, 2019-2020 dönemine kadar 20 ile 40 milyar sterlin arasında bir maliyeti olabileceği belirtildi.