Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım'ın ardından kameraların karşısına çıkan CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı açıklamalarda bulundu.
Konuşmasında Yıldırım'ın "Bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir. Murdar etin de kavurması olmaz" sözlerine yanıt veren İmamoğlu, "YSK'nın kararlarına rağmen Sayın Yıldırım'ın seçimi 'murdar' ilan etmesi çok net söylüyorum hukuka saygısızlıktır. Kazanamadığı seçimi murdar ilan etme gayretkeşliğidir. Hani ağırbaşlı olmak gerekirdi, YSK'ya saygılı olmak gerekirdi, 2 saatlik konuşma içerisinde bu kadar tezatlığı bir arada görmedim" ifadelerini kaydetti.
İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Türkiye'ye sermaye akışı neredeyse durdu, 0 noktasında. Bu kadar kötü durumda Türkiye'nin ekonomisi, hatta ülkeden tersine bir sermaye akışı başladı. Şirketler ekonomik durgunluk ve finansal zorluklar nedeniyle özellikle mali sıkıntılar içerisinde, konkordato ilanı, iflaslar, piyasanın en sıkıntılı tanımları. Bunu her gün yaşayan iş dünyası, iş insanları bize bu sıkıntılarını aktarıyor.
Son 2 ayda dövizde yaklaşık yüzde 10'luk artış, birçok fiyat ve zam artışlarını kapımıza getirmiş durumda. Sadece 2 ayda bu artış ve son 1 haftada dolar karşısında TL'nin yüzde 3'e yakın değer kaybı. Ekonomik kriz, politik krizle bütünleşiyor. Ne yazık ki sürecin çözümüne değil, kriz çıkararak krizi unutturma peşinde.
SON 10 YILIN EN BÜYÜK İŞSİZLİĞİ
Türkiye son 10 yılın en büyük işsizliğini yaşıyor. Bunun anlamı İstanbul'daki verilere göre ne yazık ki 3 gençten birisi işsiz. Dolayısıyla toplam işsiz sayısı Türkiye'de 4 milyon 668 bin kişi. Bu TÜİK verilerine göre size aktardığım bilgiler. 5 milyona doğru giden bir işsiz sayısına sahip Türkiye.
BEN HİÇBİR ŞEY ANLAMADIM
Türkiye'nin bugün ekranlarını 2 saat boyunca işgal eden, sözümona çok önemli bir hususu açıklayacağını düşündüğümüz Sayın rakibimiz 2 saat boyunca, Allah aşkına soruyorum; somut bir delil, somut bir usulsüzlük anlattı mı? Ya da anlattıklarından siz bir şey anladınız mı? Açıkçası ben anlamadım.
Örneğin 'Acelecilik yaptı' diyor benim için, beni acelecilikle suçluyor ama hepiniz hatırlıyorsunuz, rakibimiz yıldırım hızıyla 'seçimi kazandık' dedi. 'Görmemişlik yaptı' diye beni suçluyor, seçimden yarım gün sonra 'Gönül belediyeciliği kazandı' diye afiş asan ben olsaydım, görmemiş ben olurdum.
Rakibimizin anlatmak istediklerine katkı sunacağım, yardımcı olacağım. Ama Sayın Yıldırım'ın bıkkınlığı ekranlardan her şeyi anlatıyor. Kendi iddialarını bile anlatamaması bıkkınlığının göstergesidir. Kendisine yardımcı olacağım, iddialarını madde madde size anlatacağım.
3 başlıkta hile ve usulsüzlük olduğunu iddia ediyorlar. Bir; sayımdan kaynaklanan usulsüzlük iddiası, İki; seçmen listelerinden kaynaklanan iddialar, Üç; sandık kurullarından kaynaklanan iddialar.
İDDİALAR SEÇİM KAYBEDİLDİKTEN SONRA UYDURULUP ÜRETİLDİ
Bir kere seçmen listeleri ve sandık kurullarıyla ilgili iddialar seçim öncesine ait. Rakibimizin özellikle bu konuları dile getirmesi, seçim öncesi hiçbir işlem yapmaması, seçimden sonra açıklama ve buradan bir şey elde etme çabasını anlayabilmek mümkün değil. Bunun tek açıklaması, bu iddiaların seçimi kaybettikten sonra uydurulup üretildiğidir.
İddia üretimine maalesef Büyükçekmece'de birçok kamu kişileri de dahil edilmeye çalışılmıştır, rencide edilmiştir, emniyet mensuplarımıza ayıp edilmiştir. Suç ve suçlu yaratma çabası gösterilmiştir.
YSK bütün oyların sayılması talebini reddetti, böyle bir usulsüzlük yok demek istiyor. Dolayısıyla gündemden kalktı. Konu kapanmıştır. YSK sayılmış oylar geçerlidir demiş olması rağmen, başvurular gereği geçersiz oylar tekrar sayıldı. Yetinmediler tekrar gerekçe üretmeye kalkıştılar.
HUKUSA SAYGISIZLIKTIR
YSK'nın kararlarına rağmen Sayın Yıldırım'ın seçimi 'murdar' ilan etmesi çok net söylüyorum hukuka saygısızlıktır. Kazanamadığı seçimi murdar ilan etme gayretkeşliğidir. Hani ağırbaşlı olmak gerekirdi, YSK'ya saygılı olmak gerekirdi. Devlat adamlığı bunu gerektirirdi. 2 saatlik konuşma içerisinde bu kadar tezatlığı bir arada görmedim.
'Oylarımız sandıkta iç edilmiştir' diyor Binali Bey, işine gelir gibi konuşuyor. Reklam ajansınızla görüşün. 'Bas mührü ampule' demişsiniz, ondan geçersiz oyunuz bizden çok. Bu yüzden 'Seçimde şaibe var' demek, kaybetme hazımsızlığıdır.
MAÇA GİDEREK YSK'YI NASIL BASKI ALTINDA TUTARIM
Beni gören İstanbullular gülümsüyor. Sayın Yıldırım'ı pazara, yemeğe, kahvaltıya hatta Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş maçına davet ediyorum, hareketliliğin ne olduğunu orada görsün. YSK'yı ben maça giderek nasıl baskı altında tutarım anlamış değilim.
Ama bu ülkenin bakanlarıyla toplantı yapıyorsanız, bu YSK'yı baskı altına almaktır, böyle bir düşünce doğurabilir. Ben toplumu pozitif anlamda hareketlendirebilecek bir karakterim. 16 milyon İstanbullunun kol-kola olabilmesi, halay çekebilmesi, horon tepebilmesi dışında hiçbir hareketlilik yapmayı bilmem, bildiğim tek hareketlilik bu.
İNSANLARIN CANINI SIKMAYIN
'Organize kötülük' dedi Sayın Yıldırım, vallahi billahi ruhumda kötülük nedir bilmem, ihanet bilmem, ihtiras bilmem, kin, nefret gibi duyguları hiç bilmem. Hatta beni dinleyen herkese de tavsiye ederim, bu duyguları ruhunuzda taşımayın, dünyanın en mutlu insanı olursunuz. Ben mutluyum çünkü herkesin hakkında iyi düşünürüm. Herhalde başkalarını kendileri gibi görüyorlar. Organize kötülük diyen insanlara şunu söyleyebilirim; şu anda sizin yaptığınız halkın iradesine karşı organize kötülüktür. İnsanların canını sıkmayın.
Maltepe seçiminin sayımıyla ilgili yaptıklarını sanki CHP yapmış gibi ifade etmelerini şaşkınlıkla takip ediyorum.
YSK'ya son aldığı kararla ilgili teşekkür ediyorum. Artık süreyi uzatmayın, insanların canını sıkmayın. Türkiye tarihinde bu kadar anlamsız yere tartışmayla ülkenin meşgul edildiği bir başka seçim yoktur."