İl il sahur ve iftar vakitlerini haberimizden görebilirsiniz. Ramazan 2018 İmsakiye takvimini sayfamızdan bulabilirsiniz. Ramazan ayının ilk günü geride kaldı. Milyonlarca müslüman oruç ibadetinin ikinci gününde bu akşam ilk iftarını yapacak. İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer tüm illerin sahur ve iftar vakitlerini haberimizden görebilirsiniz. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2018 İmsakiye takvimini sayfamızdan bulabilirsiniz.
İL İL İFTAR VAKİTLERİ İÇİN TIKLAYINIZ
İL İL SAHUR VAKİTLERİ İÇİN TIKLAYINIZ
İFTAR VE SAHUR SOFRALARINDA BUNLARA DİKKAT
Ramazan ayı başlarken en çok sorulan sorulara cevap aradık. Nişantaşı Hastanesi’nden Diyetisyen Büşra Yücel; iftarda ne yemeli, sahurda nasıl bir beslenme yöntemi izlenmeli, kimler oruç tutmamalı gibi herkesin merak ettiği sorulara yanıt verdi.
Nişantaşı Hastanesi Uzman Diyetisyeni Büşra Yücel, “Ramazan, beslenme alışkanlıklarımızın değiştiği, bu süreçte de bizi fizyolojik olarak etkilediği oldukça önemli bir dönem. Bu süreçte vücudumuzu bu tempoya alıştırmak, dengede tutmak oldukça önemli. Normalde 3 ana 2 ara öğün beslendiğimiz günlük beslenme sürecimizde 2 ana öğüne düşüyor. Bu ara öğünler düşerken bu aradaki ekmek, makarna, bulgur, pilav, kırmızı et, börek, simit, tatlı tüketimi artıyor, bunlara karşılık ise beyaz et, sebze, meyve tüketimi de azalıyor. Dolayısıyla metamobalizmamızın hızı farklılaşıyor. Ara öğünlerimiz tamamen yok oluyor, bu da öğün sayısının azalmasıyla beraber bizde ki iştah kontrolünü tamamen farklılaştırıyor” açıklamalarını yaptı.
“KALP HASTALARI VE GEBELER MUTLAKA DOKTORA DANIŞMALI”
Yücel , “Sağlık açısından tıbbi olarak kriz altında olan kalp hastaları karaciğer sentezi arttığı için uzun süreli açlıklarda kan kolestrol seviyesini yükseltir, bu yüzden hekimlerine danışarak oruç tutmaları gerekiyor. Gebeler, bebeği yeterince beslenmediği için anne adayların hekim kontrolünde oruç tutmaları gerek” dedi.
“SAHURA MUTLAKA KALKILMALI, BU ÖĞÜN ATLANMAMALI”
Uzman Diyetisyen Büşra Yücel, “Ramazan döneminde yapılan en büyük yanlışlardan biri sahur. Ya sahura kalkmadan akşam yiyip yatıyoruz ya da sahura kalkıp birkaç bardak su içip niyetlenip yatıyoruz. Bu oldukça yanlış bİr süreç normalde nasıl sık sık ve az beslenmemiz gerekiyorsa aynı şekilde ramazanda da bu düzeni devam ettirmemiz gerekiyor. Öğün sayısını arttırmamız için mutlaka sahura kalkmamız şart” ifadelerini kullandı.
PEKİ SAHURDA NE YEMEK GEREKİYOR ?
Sahurda ne yenilmesi gerektiğine ilişkin açıklamalar yapan Yücel, “ Sahurda protein, lif, posa miktarı fazla olan yiyecekler tüketmemiz bizim için önemli. Süt, 1 yumurta bizi tok tutacağı için mutlaka olmalı. Bol miktarda söğüş birkaç dilim ek ilave edebilirsiniz sahurda. Eğer tansiyon hastasıysanız, gün içerisinde susuzluğu azaltması için zeytin yerine, 2 adet ceviz, bir tatlı kaşığı zeytinyağı veya 6-7 adet çiğ badem, fındık gibi besinler tüketmek daha faydalı olacaktır zeytin yerine” dedi.
SUSUZLUKTAN AZ ETKİLENMEK İÇİN NE YAPMALI?
Uzman Diyetisyen Yücel, “Uzun süreli açlıklarda vücudun su oranı düşer. Halsizlik görülür ve tansiyon hastaları bu durumdan etkilenir. Konsantrasyon düşüklüğü mide ağrıları başlar. Bu yüzden su çok önemli, günlük 2 buçuk litre su içmeliyiz. Sahurda 2 ila 4 bardak, iftarda 8 ila 10 bardağa tekabül ediyor. Bununla beraber içilen çay, kahve, meşrubatlar su yerine geçmez aksine bunlar vücuttan su atar. Aynı zamanda ramazanda günlük elektrolit dengemizi korumamız içinde bir şişe maden suyu içmemizde yine fayda var “ şeklinde konuştu.
“İFTARI İKİ BÖLÜME AYIRMALIYIZ, BİR ANDA MİDEMİZE YÜKLENMEMELİYİZ”
Hepimizin yaptığı yanlışlardan birinin iftarda bir anda yemeğe oturup hızlı yemek olduğunu belirten Yücel; “ İftarımızı iki öğüne bölmeliyiz. Birinci öğünümüzde magnezyum ve lif açısından zengin bir adet hurmamızı alıp, bir kase çorbamızı ardından bir kase salatamızla beraber bir 10-15 dakikalık beyne doyma emri göndermeliyiz. Daha sonra 2. ana öğüne geçmeliyiz. Çorba seçenekleri olarak sebzeli çorbalar, mercimek çorbası, kremasız çorbalar tüketebilirsiniz. İkinci ana öğünümüzde seçenek olarak zeytinyağlılar, kuru baklagil yemekleri, kırmızı et ürünleri olabilir. Tatlı olarak ise haftada 2 porsiyonu geçmemeliyiz. Bunlar sütlü tatlı olursa bizim için daha sağlıklı bir seçim olur “ dedi.
İSTANBUL SAHURA DAVUL SESLERİYLE UYANDI
İstanbul, Ramazan Ayının ilk sahuruna davul sesleri ile uyandı. Davul sesini duyan bir vatandaş balkona çıkarak halay çekmesi renkli görüntüler oluşturdu. İstanbul Kadıköy ve Fatih’te vatandaşlar Ramazan Ayının ilk sahuruna davul sesleri ile uyandı. Sokak sokak gezerek insanlara sahur vaktini haber veren davulcuları, uyanan insanlar evlerinin pencerelerinden izlediler.
“DAVULCULUK ESKİ BİR KÜLTÜR”
Yıllardı Kadıköy’de davul çaldığını kaydeden Ramazan davulcusu Yaşar Uslu “25 senedir burada davulculuk yapıyorum. Ramazanda buraya davula geliyoruz. Halka hizmet bu yaptığımız. Eskisi gibi bu davulculuk kültürü kalmadı. Şimdi herkes telefonumuz var onunla uyanıyoruz diyor ama yine de isteyen çok eski bir kültür bu” dedi. Babadan kalan bir meslek olduğunu ifade eden İbrahim Tilki isimli davulcu,’’ 25 yıldır davul çalıyorum. Baba’dan kalan bir meslek. Babamın yardımcısıyım” dedi. Öte yandan davul sesini duyan bir vatandaşın balkona çıkarak halay çekmesi renkli görüntüler oluşturdu.
İFTAR DUALARI TÜRKÇE VE ARAPÇA SÖZLERİ
İftar saatinde yüreğinizden geldiği gibi dua edebilirsiniz. Peygamberimizin de haber verdiği gibi oruçlu kimsenini duası reddolunmaz. Dilerseniz iftarda orucunuzu açarken aşağıdaki duaları da okuyabilirsiniz.
Allahümme leke sumtü ve bike amentü ve aleyke tevekkeltü, sübhaneke ve ala rızkıke eftartü veli savmel' ğadin min şehri ramazane nev eytü fağfir li ma kaddemtü vema" ahhertü. "
TÜRKÇE MANASI: "Allah'ım! Senin için oruç tuttum, sana inandım, sana dayandım, senin verdiğin rızıkla orucumu açtım. Yarının orucuna da niyet ettim, benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla.''
RAMAZAN VE ORUÇ
Manevi güzelliklerle dolu olan Ramazan ayı müminler için bir rahmet ve mağfiret mevsimidir. Bu kıymetli zaman dilimini ibadet ve iyiliklerle değerlendiren mümin ebedi mutluluğun kapısını açar. Cehennemden kurtuluş beratını alarak zaman ve mekan cennetine doğru yol alır. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: ِت ال َّشيَا ِطي ُن ِسلَ َم ، َو ُسلْ ْب َوا ُب َج َهنَّ َ ْب َوا ُب ال َّس َما ِء ، َو ُغلِّقَ ْت أ َ َح ْت أ تِّ ا َد َخ َل َش ْه ُر َر َم َضا َن فُ ِذَ إ “Ramazan Ayı gelince, cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulurlar” 2 . Bu hadis-i şerif gösteriyor ki; Ramazan ayında iyi işler yapıp kötülüklerden sakınan mümine cennetin kapıları açılır cehennemin kapıları kapanır. Oruç sayesinde nefsine hakim olup şeytana uymadığı için de, şeytanın eli kolu bağlanmış ve etkisiz hale gelmiş olur. İnsanın yaşadığı her an, onun için sonsuzluğa açılan bir zaman parçası olmaya namzettir. İdrak ettiğimiz bu Ramazan-ı şerifin, bu anı, içinde saklamadığını kim bilebilir! Ramazan Allah’ın rızasını kazanma kuşağıdır. Ramazanın her öğesi böyle bir kazancı sağlayıcı niteliktedir. Oruçlar, beş vakit namazlar, teravihler, dualar, zikir ve tespihler, iftarlar, sahurlar, fitreler, sadakalar hepsi de birer sevap makinesi gibi işlerler. Uygulayıcılarını ebedi nimet ve mutluluklara eriştirirler. Ramazanı Dolu Dolu Yaşamaya Ruhen Ve Kalben Niyet Etmek Mümin niyetli bir Ramazan yaşamaya kararlı olmalıdır. Burada oruç tutmak için gerekli olan niyetten söz etmiyoruz. Merkezi Allah rızası olan bir niyeti kast ediyoruz.
Hz. Peygamber, َوى ْم ِر ٍئ َما نَ ُك ِّل ا َما لِ ِنَّ ِالنِّيَّا ِت ، َوإ ُل ب ْع َما َما األَ ِنَّ إ “Ameller niyetlere göre değerlendirilir. Herkese niyet ettiği şey vardır” buyurmaktadır3 . O halde amelin gerçek değeri amel edenin niyetinde gizlidir. Müminin niyeti amelinden hayırlıdır. 4 İnsanlar, niyetlerini her zaman “Allah için olma” ya odaklayabilseler, hesapsız sevap kazanırlar. Niyet, sahte ile gerçeği birbirinden ayıran mihenktir. İnsanın değeri gönlündeki niyetinde gizlidir. Yani niyet insanın asli değeridir. İnsan, Allah için yaptığı mubah olan işlerden, yani normalde sevabı da günahı da olmayan gündelik meşgalelerden bile sevap alabilir. Örneğin niyeti namaz kılmak olan bir mü- minin camiye giderken attığı her adım kendisi için sevaptır. Diğer bir ifade ile insan sevaplara ancak iman, arzu ve niyetle sahip olabilir. Niyetle azlar çok, çoklar sonsuz olur. Allah’ın sonsuz nimetlerine karşı amelle değil niyetle şükredilebilir. Belirtmeye çalıştığımız bu şuur, hayatın bütün olgularında ve özellikle Ramazanda bize hakim olmalıdır.
Hz Peygamber, ِ ِه ” َم ِم ْن ذَ ْنب َّد َما تَقَ َوا ْحتِ َسابًا ُغفِ َر لَهُ َمانًا ِي َم َر َم َضا َن إ “
“Niyet ederek ve ecrini Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutan kişinin geçmiş günahları affolunur” 5 müjdesini vermektedir. Bu müjde ancak niyet ile gerçekleşir. Oruçlu kimse oruca niyet ettiği gibi bu oruçla Allah’ın rızasını, rahmet ve mağfiretini de dilemelidir. O halde Ramazanda niyetlerimizi sağlam tutmalıyız ki adetlerimiz ibadetlere dönüş- sün. Ziyafetlerimiz, ziyaretlerimiz ibadet olsun. Dolayısıyla Allah için almalı, Allah için vermeli, Allah için ikram etmeli, Allah için okumalı, Allah için kılmalı...kısaca her şeyde Allah rızası gözetilmelidir. Mahşerde insanların pişmanlık duyacağı hususlardan birisi de niyetsiz yaşamak olacaktır. Bütün bir hayatı ibadete çevirmek mümkün iken bu fırsatı kaçırmak bü- yük bir zarardır.
Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getiremeyişimizin arasında en kolay hayırları bile kaçırışımıza yanacağız, keşke diyeceğiz. Öyleyse bu duruma düşmemek için şimdiden dünya hayatımızı hakkıyla değerlendirmeye çalışalım. Bilgiyi İmanlaştırmak Bilgi başka, iman başka, bilgiyi imanlaştırmak ise bambaşkadır. Doğru bilgilere inanmamız gerekir. Çok bilmek, çok okumak kâmil bir iman için yeterli bir alt yapı değildir. Esas olan kişinin bildiklerine inanmasıdır. İnsan bilgisi ölçüsünde değil, inancı ölçüsünde amel yapar. İnsan bildiklerini değil, inandıklarını yaşar. Diğer bir ifadeyle kafasındakini değil, kalbindekini yapar. Bizler kafamızdaki dini bilgileri kalbimize indirebilirsek, ancak o zaman onları yaşayabiliriz. İşte bilginin imanlaşması bu demektir. Bu gün salt bilgiden ziyade kuvvetli imana ihtiyacımız vardır. Şeytanların zincire vurulduğu Ramazan Ayında her mümin sahip olduğu İslamî ve doğru bilgileri kalbine indirip onları hayata geçirmelidir. Ramazanlar bunun için önemli fırsatlardır. Ramazan Ayı Kur’an Ayıdır. Rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazana “Kur’an ayı” da denilmektedir. Çünkü Allah’ın insanlığa son mesaj olarak gönderdiği Kur’an-ı Kerim Hz Peygambere bu ayda inmeye başlamıştır.
Konuyla ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildirilmektedir: ِس َر َم َش ْه ُر َضا َن لنَّا ْرآ ُن ُه ًدى لِّ ِز َل فِي ِه الْقُ ن ُ ِذ َي أ ِن الَّ ا ْرقَ ُه َدى َوالْفُ َوبَيِّنَا ٍت ِّم َن الْ َمن َش ِه َد ِمن ُكُم ال َّش ْه َر ليَ ُص َ ف ْ ِّم ف ْن َ ِعَّدةٌ ٍر فَ ْو َعلَى َسفَ َ ُك ْمهُ َو َمن َكا َن ُم َم ِري ًضا أ ِ ِريُد ب ُكُم الْيُ ْس َر َوالَ يُ ِ ِريُد هّللاُ ب َخ َر يُ ُ ٍم أ يَّا أ ُع ْس َر َ الْ َولِتُ َكبِّ ُروْا هّللاَ َعلَى َما ِعَّدةَ َعلَّ ُكْم تَ ْشُك َه َدا ُك ُرو َن َو ْم لِتُ ْكِملُوْا الْ َولَ
“(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır...” (Bakara, 2/185). Vahiy Meleği Cebrail(a.s), her yıl Ramazan ayında Sevgili Peygamberimizle buluşur, karşılıklı olarak birbirlerine Kur’an okurlardı. Ramazanda camilerimizde ve evlerimizde okunan mukabele ve Kur’an hatimleri Cebrail ile Peygamberimiz arasında yapılan mukabele uygulamasının bir devamıdır. Ramazan Gecelerinin İhyası Ve Teravih Namazı Ramazan ayı, Allah’ın kullarına lütfettiği çok mübarek bir aydır. Fakat asıl olan bu kıymetli zaman dilimini gereği gibi ihya etmektir. Ramazan gecelerinin ihyasıyla ilgili olarak rivayet edilen şu hadis-i şerif dikkat çekicidir:
“Kim Ramazan ayının faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek, Ramazanı ibadetle ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır” 6 . Hz. Aişe, Hz.Ali, Hz. Zeynep ve Ebû Hureyre gibi sahabe, Hz.Peygamber’in Ramazan gecelerini ibadetle geçirdiğini özellikle son on gününe çok önem verdiğini bildirmektedirler. Görüldüğü gibi Ramazan gecelerini ihya etmek, son derece önemlidir.
Ancak gecenin ihyasından maksat; sadece teravih namazı kılmak değildir. Başka hayırlı ve güzel ameller de yapılmalıdır. Kur’an okumak, zikir ve tefekkürle meşgul olmak, Hz. Peygamberin hayatını okumak, ilimle meşgul olmak… Ramazan gecelerinde yapılması gereken işlerden olmalıdır. Oruç tutan kişinin, Ramazan gecelerini, gündüzleri tuttuğu orucun sevabını yok edici davranışlardan uzak olarak geçirmesi de, ihya anlamı taşımaktadır. Bu itibarla insan, Ramazanda her bakımdan kendini hesaba çekmeli, kazandığı güzellikleri korumalı, işlediği günahlardan dolayı da tevbe etmelidir. Deyim yerinde ise yeniden doğmak için Ramazanı bir fırsat bilmelidir. Belirttiğimiz gibi Ramazan gecelerinin ihyasında en verimli ibadet teravih namazıdır. Hz. Peygamber bu namazı kılmış ve ashabına da kılmalarını tavsiye etmiştir.
Hz. Ömer döneminden sonra ise teravih namazı İslam’ın bir şiarı haline gelmiş ve Müslümanlar bunu devamlı kılmışlardır. Bu sebeple, mümkün olduğu kadar teravih namazını camide ve cemaatle eda ederek Ramazan gecelerini değerlendirme gayreti içinde olmalıyız. Teravih namazını kılarken de diğer namazlarda olduğu gibi usul ve erkanına riayet ederek acele etmeden kılmalıyız. Burada bir hususu belirtmek istiyorum. Bazı kişiler, teravih namazını kılıp kahvehanelere koşmakta, sabahlara kadar buralarda boş vakit geçirmektedirler. Bu ise son derece yanlış olup ibadet ve tatla, aile yuvalarında huzur ve saadet içerisinde geçirilmesi gereken an ve saatlerin heba edilmesinden, boşa harcanmasından başka bir şey değildir. Ramazan Ve Kadir Gecesi Ramazan günlerinin en önemli olayı Kadir Gecesi olduğu için onun hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Kadir Gecesi, gecelerin en feyizlisi ve bereketlisidir. Bu gece çok şerefli ve müstesnâ bir gecedir.
Kur'an-ı Kerim'de müstakil bir sûre ile şerefi yükseltilmiş, Kur’an’ın 97. sûresi olan “Kadir sûresi” buna tahsis edilmiştir. Bu sûrede gece ile ilgili olarak şöyle buyurulur: ِ
ف َش َلْ ا ْ ن ِ م ٌ ْر َخي ْدِر َق لَةُ الْ ْ ْدِر )( لَي َق لَةُ الْ ْ الَي َ َك م ْري َد ا ا َ م َ ْدِر )( و َق الْ ِ لَة ْ فى لَي ُ اه َ لْن َ ْز َن نَّا ا ِ ََةُ ا ِ لِ َ َّزُُ الَْ َ ن َ ر )( َ ْ ْه َ فيْه ُ ُّروح ال َ ْج و ِر )( َف َطْلَ ِع الْ ّى م ت َ ح َ ى ِ ٌ ه ََلم َ ر )( س ْ َم ُك ِّل ا ْ ن ِ م ْ ِْهم بِّ َ ر ْذنِ ِ ا ِ ا ب “Doğrusu biz Kur'an-ı Kadir gecesinde indirmişizdir. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu bilir misin? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır, melekler ve ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” ( Kadir, 97/1-5.) Kadir gecesi, Kur’an-ı Kerim’in inmeye başladığı bir gecedir. İşte Kur'an-ı Kerim gibi insanlık için bir hidayet rehberi olan kitabın, böyle bir gecede inmesi, ona müstesna bir şeref kazandırmıştır. Bin aydan hayırlı olan bu geceyi ihya etmek, insan için ne büyük bir mazhariyettir, ne büyük mutluluktur.
Öyleyse Kur’an-ı Kerîm'in inmeye başladığı böyle mübarek bir gecede yapacağımız ibadetlerden birisi de Kur’an okumak ve anlamı üzerinde düşünmektir. Kadir gecesinin Ramazanın hangi gecesi olduğu konusunda bir çok görüş ileri sürülmüştür. Alimlerin çoğunluğunun görüşü, Ramazanın yirmi yedinci gecesi olduğu şeklindedir.
Hz.Peygamber, ِم ُس تَ ال َع ٍة تَ ْبقَى ، فِى َخا ِم َس ٍة ْ ِ ْد ِر فِى تَا ِس َع ٍة تَ ْبقَى ، فِى َساب الْقَ ْيلَةَ َوا ِخ ِر ِم ْن َر َم َضا َن لَ َع ْش ِر األَ و َها فِى ال تَ ْبقَى ْ
“Siz Kadir gecesini Ramazanın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayı- nız” buyurulmuştur. Başka bir hadisinde de, َوا ِخ ِر األَ ِ َح َّر َها فِى ال َّسْبع يَتَ لْ َح ِّريَ َها فَ َم ْن َكا َن ُمتَ ...فَ “Kim kadir gecesini ararsa onu (Ramazanın) son yedi günü içerisinde arasın” buyurulmaktadır.8 Kadir gecesinin, senenin herhangi bir gecesi olabileceği de rivayet edilmiştir. Ebu Hanife bu görüştedir. Buna göre senenin her gecesi Kadir gecesi olarak değerlendirilmelidir. O halde gecelerimizi özellikle Ramazan gecelerini iyi değerlendirmek gerekir. Her gün akşam ve yatsı namazını camide cemaatle kılan kişi, o geceyi ihya etmiş demektir. Kim bilir o gece belki de Kadir gecesidir. Sabah namazını camide kılmak da geceyi ihya etmek noktasında çok önemlidir. Kadir gecesinin öyle bir anı vardır ki, o anda yapılan ibadet ve dualar kabul olur. Bu önemli anı yakalamak için gecenin bütününü tevbe ve istiğfar ile geçirmek gerekir. Bunu yapamayanlar, en azından yatsı ve teravih namazlarından sonra bir miktar dua etmelidirler. Özellikle bu gecede Allah tevbelerimizi kabul eder. Bu itibarla çokça tevbe ve istiğfar edelim.
Ramazan Ve Sosyal Yardımlaşma Sosyal yardımlaşma Kur’an ve Sünnetin önem verdiği bir konudur. ِر ِه. الَ يَ ْشبَ ُع ال َّر ُج ُل ُدو َن َجا “Komşusu aç iken, müminin tok dolaşması yakışık almaz” 9 anlamındaki hadis, sosyal dayanışma duygusunu en çarpıcı bir biçimde gözler önüne sermektedir. Diğer taraftan bu konuda ilgisiz kalan müminler uyarılmaktadır. Küçülen dünyamızda açlara yardıma koşmak her olgun ve imkanı olan müminin temel görevlerinden biridir, iman olgunluğunun alametidir.
Bu itibarla Hz.Peygamberin buyurduğu, َعالَى ِرئَ ْت ِم ْن ُه ْم ِذ َّمةُ َّّللاِ تَ ْد بَ قَ ْم ُر ٌؤ َجائِ ٌع فَ ِه ُم ا ْصبَ َح فِي َ ْه ُل َع ْر َص ٍة أ َ َما أ يُّ َ َوأ
“Bir mahallede bir kişi aç kalırsa, o mahalle halkı Allah’ın korumasından çıkar” 10 anlamındaki hadis, hiçbir zaman hatırdan çıkarılmamalıdır. İşte Ramazan, yardımlaşmanın dayanışmanın, yaraları sarmanın, ihtiyaç içerisinde olanların dertleri ile dertlenmenin zirveye çıktığı bir aydır.
Oruç, fakirlere karşı yardım duygusunu geliştirir. Ramazan ayı boyunca aç ve susuz kalan insan, yüce Allah'ın ihsan ettiği sayısız nimetlerin kadrini bilir, O'na şükreder, açlığın ne demek olduğunu anlamak suretiyle de bunu devamlı tadan fakirlere yardım ellerini uzatır.