Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ adlı bildirisine imza atan akademisyenlere hem üniversite hem savcılıklardan soruşturmalar, dün gözaltılara dönüştü.
KOCAELİ: 21 kişi gözaltına alındı. Başsavcı Mustafa Küçük, “‘Terör örgütü propagandası yapmak’, ‘Devletin manevi şahsiyetini tahkir etmek’ suçlardansoruşturma açıldı” dedi. Akedemisyenler serbest bırakıldı.
BOLU: Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nden 2, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden 1 akademisyenin evleri ve üniversitedeki odaları arandı. 3 akademisyen savcılıkça serbest bırakıldı.
ERZURUM: Atatürk Üniversitesi’nden araştırma görevlisi Ramazan Kurt gözaltına alındı. Kurt tutuklama istemiyle çıkarıldığı mahkemece bırakıldı.
İSTANBUL: İstanbul Anadolu Başsavcılığı görev alanındaki üniversitelerden 82 ve Bakırköy Başsavcılığı görev alanındaki üniversitelerden 41 öğretim görevlisi hakkında re’sen soruşturma başlattı.
VAN: Cumhuriyet Başsavcılığı, 4 akademisyene soruşturma başlattı. 1 akademisyen gözaltına alındı.
ZONGULDAK: Gözaltına alınan, Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Öznur Öncül, ifadesinin ardından bırakıldı.
GİRESUN: Giresun Üniversitesi Tirebolu İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Dilek Özhan Koçak hakkında savcılık soruşturma başlattı.
BURSA: Uludağ Üniversitesi’nden 3 akademisyen gözaltına alınarak adliyeye sevk edildi. Akademisyenler daha sonra serbest bırakıldı.
DENİZLİ: Pamukkale Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Zencir, çağrı üzerine adliyede ifade verdi.
MUĞLA: Sıtkı Koçman Üniversitesi, 9 akademisyen hakkında soruşturma başlattı.
BİNGÖL: Bingöl Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Eda Erdener hakkında idari soruşturma başlatıldığını bildirdi.
Neyle suçlanıyorlar
İmzacı akademisyenler yöneltilen suçlama şöyle:
“Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin güvenlik güçleri tarafından PKK/KCK terör örgütü mensuplarının etkisiz hale getirilmesi, kamu güvenliğinin sağlanması amacıyla yapılan operasyonlardan Kürt halkına karşı uygulanan katliam olarak lanse edildiği, terör örgütünün vermiş olduğu talimatlarla devletin katliam yaptığı şeklinde açıklamalarda bulunduğu, bu bağlamda terör örgütü ile söylem birlikteliği içerisinde olunduğu, uluslararası bağımsız gözlemcilerin bölge girmesi gerektiği şeklinde ifadelerin bulunduğu, operasyonlardan şiddet ve katliam olarak ifade edildiği, bu katliamlara sessiz kalarak suç ortakları olmayacaklarını ve uluslararası kamuoyu oluşturarak temaslarda bulunmaya devam edecekleri şeklinde ifadelerin bulunduğu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin uluslararası savaş suçu işlediği, bildiri içeriğindeki mesajların genel olarak PKK/KCK terör örgütü mensubu jargonu ile yazıldığı, devletin suçlandığı ve aşağılandığı, bildirinin PKK/KCK terör örgütü KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat’ın tüm aydın ve demokratik çevrelere ve Kürtlere özyönetim ilanlarına sahip çıkma talimatına karşılık yayınlandığı, PKK/KCK terör örgütüne meşrulaştırmaya yönelik yazıldığı, Türkiye’yi uluslararası arenada zora sokmaya yönelik olduğu...”