İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Yargıtay üyesi Süleyman Köksal savunma yaptı. Duruşmaya, sanık Köksal ve avukatı katıldı.
İddianamede, sanığın örgütün içinde yer aldığı, örgüt toplantılarına katıldığı ve örgütün talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçildiği belirtildi.
Hakkındaki suçlamaları reddeden Köksal, Türkiye'nin olağanüstü bir dönemden geçtiğini, olağanüstü şartlar nedeniyle at izinin it izine karışmasının da kaçınılmaz olduğunu öne sürerek, Yargıtay 9. Ceza heyetine bu konuda büyük sorumluluk düştüğünü söyledi.
ÖRGÜT BAĞLANTISI İDDİASINI KABUL ETMEDİ
Darbe girişiminin ardından 17 Temmuz'da evinde gözaltına alındığını, 20 aylık tutukluluğunun son 16 ayını tek kişilik koğuşta geçirdiğini belirten Köksal, "Adaletin tecelli edeceğine inanıyorum. Hiçbir endişem yok. Her zaman hukuka uygun davranan, terörün insanlığa kan ve gözyaşından başka bir şey getirmeyeceğine inanan bir hukukçu olarak, terör örgütü suçlamasıyla ilgili bir şey bile söylemeyeceğim." dedi.
Köksal, 30 yıllık meslek hayatında hukuktan hiç ayrılmadığını, kimseden emir ve talimat almadığını savunarak, örgüt talimatıyla üye seçildiği iddiasını kabul etmedi.
Eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman'ın memleketi Menemen'de hakimlik yaptığını, Kahraman ile bu süreçte tanıştığını ve yıllar içinde de görüşmeye devam ettiklerini anlatan Köksal, Kahraman'ın referansıyla Yargıtay'a üye seçildiğini düşündüğünü söyledi.
Köksal, iddianamede belirtilen olaylarla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, hayatının hiçbir döneminde hukuk dışı eylemleri tasvip etmediğini iddia etti.
Devletin imkanlarıyla yurt dışına gönderilmediğini, unvanlı bir göreve getirilmediğini ileri süren Köksal, 30 yıllık kamu hizmeti hayatı boyunca hukuk içinde, milletin ve devletin menfaatini her zaman en üst düzeyde tuttuğunu, hukuka aykırı bir eylemi bulunmadığını öne sürdü. Süleyman Köksal, "Bu delillerle 30 yıl kamu hizmeti vermiş benim gibi bir insanla ilgili böyle bir dava açılamaz. Sehven dava açıldığını düşünüyorum." diyerek, tahliyesine ve beraatına karar verilmesini istedi.
Sanık Köksal'ın avukatı Ali Aydın Akpınar da müvekkilinin telefonunun bir sivil imam ile Kızılay ve lojmanının bulunduğu bölgede birer kez baz verdiğinin belirtildiğini, böylelikle müvekkilinin sivil imamla bir araya gelerek, örgüt faaliyeti yürüttüğünün iddia edildiğini söyledi.
AVUKATI TAHLİYE TALEP ETTİ
Adı geçen sivil imam ile baz çakışması dışında müvekkilinin görüştüğüne dair bir telefon kaydı, mesaj, mail tespitine rastlanmadığını savunan Akpınar, Kızılay ve lojman bölgesinde aynı gün içinde yüzlerce hatta binlerce kişinin baz çakışmasına rastlanacağını, bunun örgüt üyeliği için delil sayılamayacağını kaydetti.
Tanık beyanlarının da zanna dayalı olduğunu, somut veri içermediğini öne süren Akpınar, müvekkillinin tahliyesine karar verilmesini istedi.
Savunmaların ardından sanıkla ilgili gelen bilgi ve belgeler okundu. Buna göre, sanığın ByLock kaydının bulunmadığı, ByLock mail ve mesaj içeriklerinde adına rastlanmadığı, Bank Asya'da hesabının olmadığı belirtildi.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyeti, verilen ararın ardından ara kararını açıkladı. Buna göre, oy çokluğuyla sanığın tahliye talebi reddedildi.
Sanık hakkında ifade veren eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem, eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, eski HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur ile eski Yargıtay Üyeleri Necmi Özer ve Günal Akyol'un tanık olarak dinlenmesine karar verildi.
Duruşma 25 Haziran'a bırakıldı.
ANKARA/AA