İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, devam eden bir dava ile ilgili olarak ifade vermeye gittiği Ankara Adliyesi çıkışında gazetecilere bir açıklama yaptı.
Akşener, açıklamasında 2017’de Antalya’da, mühürsüz oyların kabulüne yönelik YSK’nın Üyelerinin bunu kabul etmelerinden dolayı yaptığı bir eleştiri sebebiyle açılan bir dava olduğunu belirterek şunları söyledi:
"BU HIZI TEBRİK EDİYORUM"
“31 Mart seçimleri esnasında bu hayata geçmiş, dosya inmiş iddianame düzenlenmiş şimdi talimatlı bir şekilde ifade verdim. Bir başka davam var o da 5 yıl olmuş, 31 Mart İstanbul ikinci seçimleri esnasında raftan inmiş üzerine bir de gizlilik kararı alınmış, ifademin alınmadığı, avukatlarımın ne olduğunu bilmediği, canım sıkıldıkça neşelenme ihtiyacı hissettiğim zaman ifademi alın dilekçesini verdiğim bir davamız daha var. Ama ilginç haldır haldır bu hızın sebebini, kadar uzun süreden sonra sebebini merak etmekteyim. Geçen haftaki grup konuşmamdaki hanım kızın çıkışından sonra bu hızı tebrik ediyorum”
Akşener, bir gazetecinin Bahçeli’nin Boğaziçi Üniversitesinde eylem yapan öğrencilerin ailelerine seslenerek evlatlarınıza sahip çıkın uyarısını nasıl değerlendiriyorsunuz sorusunu şöyle yanıtladı:
“Bu konuda çok net bizim tavrımız gencecik çocuklar bunlar. Bu kişilerin torunları yaşında hem Sayın Bahçeli’nin hem Sayın Erdoğan’ın Cumhur ittifakının bütün bileşenlerinin torunları yaşlarında gençler. İkincisi okulun dışından atanmış intihal yaptığı, yani bilimsel hırsızlık denir, yaptığı bir kişi. Bir partiden aday adayı olmuş çok değerli bir arkadaşsa niye milletvekili yapılmamış, niye bakan yapılmamış niçin o yapılmamış bu yapılmamış ama Boğaziçi Üniversitesi’ne tayin edilmiş. Özelliği ne? Dışarıdan olması.
"BAĞIRARAK KONUŞTUĞUNUZ ZAMAN PROVOKATÖRLER DEVREYE GİRER"
Boğaziçi Üniversitesinde elbette oraya oy veren orayı beğenen hocalar elbette vardır. Onlardan değil de dışarıdan birinin atanmış olmasına biz dikkatle bakıyoruz. Bunu özel olarak diz sinirlerine nasırlara basma hareketi olarak gördük. Dolayısıyla gençler üniversite hocaları buna karşı çıktılar ve demokratik bir hakkı protesto hakkını kullandılar. Siz çok yüksek tondan bağırarak konuştuğunuz zaman, bu gençleri dinlemek yerine çok üst perdeden bu meseleyi derinleştiren bir dil ve tutum aldığınız zaman provokatörler devreye girer.
Devleti yöneten muhteremler olarak göreviniz hem sizlerin hem bizlerin, hem o çocukların gençlerin güvenliğini sağlamaktır. Şu anda Türkiye’de yapılan bir ciddiyetsiz, bütün bu konuşmaları ciddiyetsizlik artı cıvıklık olarak görüyorum buradan bir gerilim çıkarma ihtiyacı var. Ben 80 öncesinin talebesiyim Sayın Erdoğan bilmez diğerleri de bilmez çakıl taşı olan bizdik o zaman, kaosun parçası olan yönetemez, dolayısıyla bugün bu ülkeyi yöneten muhteremlere diyorum ki, bir bu dili terk edin, o çocuklara Cumhurbaşkanı olarak terörist diyemezsin. Bu bir gündem değiştirme çabası ise de yanlış, o gençlere tutum da yanlış. Buradan bir fayda çıkmaz.
"BİN YAŞINDAKİ İNSANLARIN ERGEN TAVRINA HAYRET EDİYORUM"
Dolayısıyla o arkadaşa da istifa et deniliyor bakın liberalliği ile meşhur olan o kişinin kendini koyduğu yer çok ilginç, bana dokunan devlete dokunmuş olur diyor. Altı sonu insansın Profesörsün elbette kendini çok değerli görüyor olabilirsin, ne makammış bu kardeşim. Bu konuşma biçiminin kimseye faydası yok. Oradaki gençlere bugün de söylüyorum, onlara sağduyu ile, ciddiyetle yaklaşan yaşlı takım olmadığına göre, bu ülkeyi yönetenlerin her biri ergen haline dönmüş olduğuna göre gençler akıllı olmak, dikkatli olmak, güvenli olmak sizin göreviniz oldu. Provokasyonlara dikkatli olmak sizin göreviniz oldu. Bin yaşındaki insanların ergen tavrına hayretler içinde kalıyorum.”