Suriye’nin İdlib ilinde barınan 4 milyon sivil, Türkiye’nin çabalarıyla Şam yönetimi ve destekçilerinin olası katliamı ve göç tehlikesinden korundu. Şam yönetimi, Rusya ve İran güçlerinin kuşatması altındaki kentte ateşkes sağlanması için yürüttüğü çalışmaların sonucunu Soçi’de aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya lideri Vladimir Putin, 17 Eylül’de Soçi’de İdlib’de ateşkesi korumak için bir dizi ek önlem üzerinde anlaştı. Soçi mutabakatının ardından, İdlib’de yeni bir dönem başladı. Rejim ve Rusya’nın hava saldırıları ve tehditleri sona erdi. Anlaşma ile İdlib’teki örgütler ağır silahlarını belirlenen hattan geriye doğru çekecekti. Süreç 15 Ekim’de yani dün sona erdi. Anlaşmaya karşı çıkan son örgüt de el Kaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam’dı (HTŞ). Örgüt anlaşma için belirlenen sürenin bitimine saatler kala yayınladığı bildiriyle ağır silahlarını belirlenen hattın gerisine çekmeyi kabul ettiğini açıkladı. HTŞ’nin açıklamasında, silahların kırmızı çizgileri olduğu ve Suriye devleti ile onları destekleyenlerle savaşı sürdürecekleri ifade edildi.
Nusra liderliğinde 8 cihatçı örgütün koalisyonu niteliğindeki HTŞ, Suriye’de işgal ettiği bölgeleri hiçbir şekilde Suriye hükümet güçlerine terk etmeyeceğini, silah bırakmadan sonuna kadar Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a bağlı güçlerle ve onları destekleyenlerle savaşacağını dile getirdi. ‘Bölge halkının barış içinde yaşamasını istediklerini, ancak bölgenin tuzaklara çekilmesini arzulamadıklarını’ savunan HTŞ, ‘İdlib’i katliamlardan korumak için gösterilen siyasi çabaları takdir ettiklerini’ dile getirdi.
Sürenin dolduğu son gün Şam’dan da provokatif bir açıklama geldi. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Soçi mutabakatının cihatçılar tarafından reddedilmesi halinde İdlib’de savaşmaya hazır olduklarını söyledi. İdlib’i geri almak için Suriye hükümet güçleri taarruza hazırlanırken varılan Soçi mutabakatıyla ilgili “Yerine getirilip getirilmediğine karar vermek Rusya’ya kalmış” mesajını veren Muallim, “İdlib anlaşması uygulanmazsa silahlı kuvvetlerimiz terörizmin kökünü kazımak için İdlib çevresinde hazır durumda” dedi. “Diğer tüm vilayetler gibi İdlib’in de Suriye’nin egemenliğine geri dönmesi gerekiyor” vurgusu yapan Suriye Dışişleri Bakanı şöyle devam etti: “Bunun barışçı yollarla, uzlaşıyla olmasını tercih ederiz, ama böyle olmuyorsa da başka seçenekler var.”
Muallim, İdlib’den sonraki hedeflerinin, ABD’nin desteklediği, YPG’nin omurgasını oluşturduğu Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) kontrolündeki Fırat’ın doğusu olacağını belirtti. Buranın da Suriye’nin egemenliğine geri dönmesi gerektiğinin altını çizdi.