İdlib için son uyarı Tahran'da

Dünyanın gözünü çevirdiği Tahran zirvesinde Erdoğan “3.5 milyon sivilin yaşadığı İdlib’e saldırı büyük katliamla sonuçlanır” dedi. Acil ateşkes çağrısında bulundu. Ancak masada çözümün arandığı saatlerde Rus jetleri kenti vurdu. Putin de “Taraflar burada yok” gerekçesini ileri sürerek Türkiye’nin çözüm önerisini karşılıksız bıraktı. Erdoğan, Tahran’da olası göç dalgasına da dikkat çekti. Cumhurbaşkanı ‘Mülteci ağırlama kapasitemizi doldurduk. 3.5 milyon Suriyeli’ye bir daha ev sahipliği yapmaya gücümüz yetmez” dedi.

İdlib’de Rus ve Şam güçlerinin havadan ve karadan bombardımanı ile başlayan gerilimin ardından dünyanın gözünü diktiği Tahran Zirvesi’nden terör örgütlerine ‘silah bırak’ çağrısıyla son buldu. Diplomasi tarihinde ilk kez canlı yayınlan zirve özelliğindeki kritik toplantıya Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin arasındaki ‘ateşkes’ tartışması da damga vurdu. Liderlerin başbaşa yaptıkları kapalı toplantıların ardından geçilen üçlü toplantı televizyonlardan canlı olarak yayımlandı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye bölgedeki varlığını korumakta kararlıdır. Bir ateşkese adım atılmasında büyük fayda var. Ateşkes ilanı yapabilirsek önemli bir adım olacak” dedi. Ruhani de, “Suriye’nin yasal hükümetiyle işbirliği yapılmalıdır. ABD’yi Fırat’ın doğusundan çıkmaya zorlayalım” açıklaması yaptı. Putin ise “Sadece İdlib’de terörist kaldı. Suriye hükümeti tüm toprakları denetlemeli” vurgusu yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplantıda yaptığı konuşmadan başlıklar şöyle oldu:

MUHALEFET ALDATILDIĞINI DÜŞÜNÜYOR: Astana kapsamında hayata geçirilen en kritik adım gerginliği azaltma bölgelerinin tesisi oldu. Ancak zamanla bunlar farklı bahanelerle tek tek tasfiye edildi. Bugün gerginliği azaltma bölgelerinden geriye sadece İdlib kaldı. Burada muhalefet, bölgelerin tesisinin ardından yaşanan gelişmeler sebebiyle ‘kendileri bu konuda aldatıldıklarını’ düşünüyorlar.      

12 ÜS İDLİB’E VERİLEN GÜVENCEDİR: Türkiye olarak, şehitler verdiğimiz ve ciddi özveride bulunduğumuzu bu sürecin şu an itibarıyla çok riskli bir yere geldiğini görüyoruz. İdlib, sadece Suriye’nin siyasi geleceği için değil, bizim milli güvenliğimiz ile bölgenin barış ve istikrarı bakımından da hayati öneme sahiptir. Bölgede kurduğumuz 12 gözlem noktasının sahadaki anlamlarından biri de Türkiye’nin İdlib halkına ve buraya sığınanlara can güvenlikleri konusunda güvence vermiş olmasıdır. Bu bölgenin ve Türkiye’nin sağladığı örtülü güvencenin Esed rejiminin insafına bırakılmasına rıza gösteremeyeceğiz.

MÜLTECİ KAPASİTEMİZ DOLDU: Her ne gerekçeyle olursa olsun İdlib’e yapılacak bir saldırı çok büyük bir insani dramla sonuçlanacaktır. Bölgedeki 3,5 milyonu aşkın sivilin tamamı bundan etkilenecektir ve  gidecek başka yerleri kalmadığı için Türkiye sınırına dayanacaktır. Çoğunluğu Suriyeli 4,5 milyon sığınmacıyı topraklarında barındıran Türkiye, mülteci ağırlama kapasitesini zaten doldurdu.

FARKLI YOLLAR BULMALIYIZ: Rus ve İranlı dostlarımızın İdlib’deki bazı terörist oluşumlardan kaynaklanan güvenlik endişelerini anlıyoruz. Benzer kaygıları en az sizler kadar bizler de duyuyoruz. İdlib’de ortak kaygılarımızı dikkate alan makul bir çıkış yolu bulmalıyız. Bu çerçevede, Rus dostlarımızın rahatsızlık duyduğu unsurları, Halep ve Hmeymim bölgesine yönelik saldırılara girişemeyecekleri yerlere çekmeyi deneyebiliriz.

ASTANA’NIN İTİBARI SINANACAK: Bu mesele Astana ruhuna uygun şekilde ve suhuletle çözülmeli. Zira bu konuda Astana’nın itibar ve güvenliğinin sınanacağı son fırsattır. İdlib’in akıbeti konusunda varacağımız anlayış, Suriye bağlamındaki iş birliğimizin geleceğini de şekillendirecektir.

FIRAT’IN DOĞUSU RAHATSIZ EDİYOR:  Bizler İdlib’e odaklanırken ve dünya gözlerini buraya çevirmişken, Fırat’ın doğusunda arzu etmediğimiz gelişmeler yaşanıyor. DEAŞ tehdidi ve tehlikesi kalmamış olmasına rağmen Amerika’nın bölgede bir diğer terör örgütünü güçlendirmeye devam etmesinden fevkalade rahatsızız. 

SURİYE’DE KALMAYA DEVAM EDECEĞİZ: Türkiye, özellikle Suriye’nin siyasi, coğrafi ve sosyal bütünlüğü gerçek anlamda sağlanana kadar bölgedeki varlığını korumakta kararlıdır. Tehdidin kaynağına ve boyutuna göre gereken adımları atmayı sürdüreceğiz.

RUSYA DEVLET BAŞKANI PUTİN:

UMARIM TERÖR ÖRGÜTLERİ BARIŞ ÇAĞRISINI GÖRÜR

İdlib’de teröristlerin kimyasal silah dahil çeşitli provokasyonlar hazırladığını savunan Rusya lideri Putin, üçlü zirvenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında da, Suriye’de çözüme ulaşmak için Astana formatının imkanlarını kullanacaklarını söyledi. Rusya hava kuvvetlerinin Suriye’nin güney ve batısını teröristlerden temizlediğini savunan Putin “Bizim önceliğimiz Suriye’yi teröristlerden tamamen temizlemektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teklifiyle bütün taraflara silahları bırakma çağrısında bulunduk. Sivilleri korumak bahanesiyle teröristleri korumak ve Suriye hükümetine zarar vermek kabul edilemez.” diye konuştu. “Umarım ki barış çağrımız İdlib’teki terör örgütlerince duyulur” diyen Putin “Çatışan tüm tarafları barıştırmaya çalışıyoruz. Terör unsurları ise bu sürece dahil olmamalıdır. Parantez dışında kalmalılar. Umarım teröristler de sağduyu gösterip silahlarını bırakacaklar” dedi. Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İdlib’de ateşkes çağrısı yapması üzerine de bu teklifi önemsediğini belirterek şunları kaydetti: “İdlib’de yeterince sivil var. Elbette yıkıcı olan unsurlar, terör unsurları bölgede provokasyona devam ediyor. İnsansız hava araçları ile saldırıyorlar. Bunu görmezden gelemeyiz. Bu problemleri bütün yönleriyle düşünmeliyiz” değerlendirmesini yaptı.

İRAN CUMHURBAŞKANI RUHANİ:

ABD BÖLGEDEN ÇIKARILMALI

Zirvenin ev sahibi İran’ın Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İdlib’de sivillerin zarar görmemesi için tedbir alınması gerektiğini vurgulayarak “İdlib’de teröristlere karşı mücadele sivillere zarar vermemelidir ve yakıp, yıkıcı olmamalıdır” dedi. Ruhani terörizmle mücadelenin uluslararası ortak bir talep olduğunu dile getirerek “Bölgedeki bazı devletlerin terörizm ve bölücülük tehlikesiyle ilgili endişelerini anlıyoruz. Ancak bu endişelerin giderilmesi için en etkili ve kalıcı yol yasal Suriye hükümetiyle iş birliğidir” görüşünü savundu. Ruhani,  Fırat’ın doğusu konusunda da sorun bulunduğunu belirterek “ABD’nin Suriye’yi derhal terk etmesi gerekli” ifadesini kullandı.

ERDOĞAN-PUTİN ATEŞKES TARTIŞMASI

Canlı yayınlanan zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin arasında ‘ateşkes’ polemiği de yaşandı. Erdoğan’ın “Burada ateşkes kararını bildiriye eklersek bu zirveyi taçlandırırız” çağrısına Rus lider bildirideki 3’üncü maddenin olmasının yeterli olacağı şeklinde yanıt verdi. Erdoğan’ın acil ateşkes ısrarı üzerine Putin “Burada tüm taraflar yok. Terör örgütleri de yok bu masada. Onlar adına konuşamayız” diye yanıt verdi. Erdoğan da bunun üzerine İdlib’teki tüm örgütlere silah bırakma çağrısı yapılmasını istedi. Zirve sonrası yaılan ortak basın toplantısında üç lider de İdlib’teki örgütlere ‘silah bırakma’ çağrısı yaptı.

Açık yayın  Tahran’ın emrivakisi

Tahran’daki zirvenin açılış konuşmalarının ardından basına kapalı devam etmesi bekleniyordu. Basın mensupları, açılış konuşmalarının ardından basın toplantısının yapılacağı salona alındı. Ancak daha sonra İranlı yetkili yayın kuruluşunun yayını kesmediği ortaya çıktı. Anadolu Ajansı’na göre bu karardan Türkiye ve Rusya tarafının bilgisi yoktu.

11 maddelik Tahran Bildirisi

1) Astana formatının Ocak 2017’den bu yana sağladığı başarılar,Suriye’de şiddetin azaltılması ve güvenlik ile istikrara katkısı memnuniyet vericidir.

2) Suriye’nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne herkes tarafından saygı gösterilmeli. Kim tarafından gerçekleştirildiğine bakılmaksızın, hiçbir eylemin bu ilkelere halel getirmemeli. Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişim reddedilmeli.

3) İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki durum yukarıda belirtilen ilkelere ve Astana formatını tanımlayan işbirliği ruhuna uygun olarak ele alınacaktır.

4) BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan IŞİD, Nusra Cephesi ile El Kaide veya IŞİD’le bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki işbirliğini sürdürme kararlılıklarını teyit etmişlerdir. Terörle mücadelede, yukarıda belirtilen terörist grupların ateşkes rejimine katılmış veya katılacak olan silahlı muhalif gruplardan ayrıştırılmasının sivil zayiatın önlenmesi bakımındaan da dahil olmak üzere büyük önem arzettiğinin altını çizmişlerdir.

5) Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca müzakere edilmiş bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inançlarını yinelemişlerdir.

6) Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde bir siyasi çözüme ulaşma sürecini ilerletme amaçlı ortak çabaların sürmesi ve . Anayasa Komitesi’nin kurulması ile çalışmalarının başlatılmasına yardımcı olmaya yönelik taahhütlerini vurgulamışlardır.

7) Suriye’de normalleşme, insani yardımların ulaştırılması, altyapının yeniden tesisi için başta Birleşmiş Milletler ve insani ajansları olmak üzere uluslararası topluma çağrıda bulunmuşlardır.

8) Güvenli ve kesintisiz insani erişimin sağlanmasını kolaylaştırma yoluyla, sivillerin korunması ve insani durumun iyileştirilmesini için ortak çabalar sürmeli.

9) Mültecilerin gönüllü geri dönüşü için gerekli şartlar oluşturulmalı. BM  Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve diğer uluslararası uzmanlık kuruluşları da dahil olmak üzere, ilgili tüm taraflar arasındaki eşgüdüm sağlanmalı.

10) BM ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) uzmanlarının katılımıyla yürütülen, alıkonulanlar/kaçırılanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp şahısların tespiti Çalışma Grubu’nun faaliyetlerindeki ilerlemeyi memnuniyetle karşılamışlardır.

11) Bir sonraki toplantılarını Rusya Federasyonu’nda yapmayı kararlaştırmışlardır.

8 AB ÜLKESİNDEN ORTAK ÇAĞRI

Avrupa Birliği (AB) üyesi 8 ülke, dün  toplanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) öncesi İdlib konusunda endişelerini dile getirerek, Türkiye ve Birleşmiş Milletlerin (BM) acil diplomatik çözüm çabalarına destek verdiklerini açıkladı. Güvenlik Konseyi toplantısı girişinde grup adına konuşan İsveç’in BM Daimi Temsilcisi Olof Skoog, Suriye’deki çatışmaların muhasara altında bulunan veya göç eden milyonlarca insana zaten yeterince acı çektirdiğini belirterek, taraflara diplomatik çözüm çağrısı yaptı. İdlib’in Astana süreci garantörleri tarafından askeri çatışmalardan uzak tutulma taahhüdünün verildiği son bölge olduğunu hatırlatan Skoog, “Bu noktaya kadar acil diplomatik çabaları için Türkiye ve BM’ye desteklerimizi açıklıyoruz” dedi. İsveç’in BM Daimi Temsilcisi Skoog’un, adına açıklama yaptığı AB ülkeleri arasında; İtalya, Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, İsveç, Belçika ve Polonya bulunuyor.

Göç dalgasını Suriye içinde karşılayacağız

Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, İdlip ile ilgili önlemleri aldıklarını belirterek şunları söyledi: “Önlemlerimiz oluşabilecek olan göç dalgasını Suriye içerisinde tamponlamak. İnsani ihtiyaçlarını, sağlık ihtiyaçlarını, korunma, barınma ihtiyaçlarını içeride bu anlamda gidermek. Şu anda ekiplerimiz sahadalar. Ciddi bir çadır sevkiyatı bölgeye yapıyoruz. AFAD yetkililerimizle beraber, o bölgedeki potansiyel kamp alanlarının alt yapılarını hazırlıyoruz. Bir taraftan içme suyu teminiyle ilgili kuyular açılıyor, depolar yapılıyor, bir taraftan da mobil mutfaklarımız, depolarımız bu anlamda dolduruluyor.”

İdlib’in hikayesiniN son bölümü henüz yazılmadı

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Tahran’daki  zirve öncesinde “Türkler çıkış yolu bulmaya çalışıyor. İdlib hikayesinde son bölüm henüz yazılmadı” dedi. Jeffrey, Suriye rejiminin İdlib’e operasyon düzenlemesi olasılığı ile ilgili tartışmalar devam ederken operasyonda kimyasal silah kullanımına karşı da uyardı. Jeffrey, İdlib’deki Suriye rejim güçlerinin kimyasal silah hazırladığına dair “birçok kanıt bulunduğunu” belirtti.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Son dakika! Rusya'dan Türkiye açıklaması: Ortak payda arayışı
Son dakika! İdlib'de hastaneye varil bombalı saldırı
Arap basınında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "insani kriz uyarısı" öne çıktı

Güncel Haberleri