İçinde film de geçen sergi

37 yaşında hayatını kaybeden modern sanatın öncüsü Hollandalı ressam Vincent van Gogh’un ölümünün öyküsü ‘Loving Vincent’ta anlatılıyor. Yapımında 100’den fazla ressamın 853 yağlıboya tablosunun kullanıldığı bu animasyon, tamamı yağlıboya tablolardan oluşan ilk film.

ERKUT TEZERDİ / İSTANBUL

Modern resim sanatının öncüsü Hollandalı ressam Vincent van Gogh, yaşamı boyunca 860 yağlıboya tablo yapıyor. Bunların çoğu da hayatının son iki senesinde tuvallerde yer ediniyor. 19’uncu yüzyılın sonlarında Fransa’da ortaya çıkan art izlenimcilik akımının öncüsü Gogh, özellikle doğayı algılayışı ve çalışmalarında kullandığı renk tonlarıyla sanatından söz ettiriyor. Onu tanımlayan renk ise ‘sarı’. Sanatıçının hakkında bugüne dek yüzlerce kitap, tez ve haberin yazıldığını herkes biliyor. Her yıl onlarca diziye, filme, tiyatro oyununa konu edilen yaşamı için yeni yeni çalışmalar da ortaya çıkıyor. Ancak böylesi ilk kez yapılıyor. Bu hafta sinemaseverlerle buluşan ‘Loving Vincent’, tamamı yağlıboya tablolardan oluşan ilk film unvanını taşıyor.

Vincent van Gogh’un hayatının son anlarını anlatan ‘Loving Vincent’ isimli animasyonda 100’den fazla resim sanatçısının 853 tablosu bulunuyor. İngiltere-Polonya ortak yapımı filmi yazan ve yöneten Dorota Kobiela ile Hugh Welchman. Gogh’un 17 yaşındayken tablosunu yaptığı Armand Roulin karakterinin bakış açısından beyazperdeye yansıyan filmde sanatçının ölüm haberi eskiden yaşadığı Arles kasabasına ulaşıyor. Gogh’un yakın arkadaşı, emektar postacının oğlu Armand, babasının ısrarları sonucu taziye mektubunu Gogh’un ağabeyi Theo’ya götürmeyi kabul ediyor. Ancak Theo’nun da vefat ettiğini öğreniyor. Bu nedenle mektubu vermek için Gogh’un yakın bir akrabasını arıyor ve bir zaman sonra ressamın son günlerini nasıl geçirdiğini öğreniyor, böylelikle ölümünün esrarı da giderek aralanıyor.

Kayıtlara ‘intihar’ olarak geçse de Gogh’un cinayete kurban gitmiş olabileceği de düşünülüyor. Peki gerçekten de böyle mi? Doktor Gachet, silah taşıyan gençler, hatta kardeşi Theo? Veya başka biri Gogh’u öldürmüş olabilir mi? Gogh, hayatı boyunca hep üretiyor ama bir tablo dışında ticarete yönelmiyor. Geçimini Theo sağlıyor. Doktor Gachet de dahi olarak gördüğü, hatta kimine göre kıskandığı Gogh’un sanatından besleniyor... Filmden bu sonuçlar çıkarılabiliyor. Fakat bilinen şöyle bir gerçek: Gogh, Fransa’nın kuzeyindeki Auvers-sur-Oise köyü tarlalarında kendisini revolver ile göğsünden iki el vuruyor, orada ölmüyor, evine yürüyerek gidiyor, iki gün sonra da fenalaşarak yaşamını yitiriyor. Peki, tabancayla intihar etmek isteyen karnına mı ateş eder, yoksa kafasına mı?

GERÇEK SANAT ŞÖLENİNE MAKUL ÖLÇÜDE SARI RENK HAKİM

Eserleriyle sanat tarihine adını altın harflerle yazdırdı Vincent van Gogh, lakin popüler kültürde ‘Yıldızlı Gece’, ‘Sargılı Kulaklı Otoportre’ gibi birkaç tablosu ile ‘kulağı kesik ressam’ olarak biliniyor. Peki Gogh’un ölümünün ardında bir gizem var mı? İntihar mı etti yoksa öldürüldü mü? Öldürüldüyse kim/kimler bu eyleme karıştı? ‘Loving Vincent’ animasyonu meraklılarına işte bu farklı bakış açılarını sunuyor. Film özellikle Gogh’un hayatının son birkaç gününe odaklanırken kurgusuyla kendisine hayran bıraktırıyor. Gerçek bir sanat şöleni sizi bekliyor. Yeri geldiğinde renkler iç içe geçiyor: Her sahnede tahmin edildiği gibi makul ölçüde sarı renk kullanılıyor. Zekice düşünülmüş geçişler var ancak bu durum bazılarının gözlerini yorabileceğinden sinirleri de bozabilir. Hatta eğer parlak renklerle ilgili bir sıkıntınız varsa ‘Loving Vincent’ filminden uzak durmanız gerektiğini söylemek mümkün.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Resim bizim için hala süs

Hayat Haberleri