[Karar]
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Paris saldırıları ve Mali'deki otel baskını sonrası küresel terörizme karşı mücadele konusuna ilişkin değrlendirmelerde bulundu. Kalın, Daily Sabah'ta kaleme aldığı yazıda Müslümanlar ve Batı dünyasının teröre karşı işbirliği yapması gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Antalya'da düzenlenen G-20 zirvesinde Müslüman ve Batılı ülkelere teröre karşı birlik olma çağrısı yaptığını hatırlayan Kalın, bu çağrının IŞİD terörünün köklerini belirlemek için bir fırsat sunduğunu belirtti.
Terör küresel bir sorundur ve küresel yanıt gerektirir
"Terör, Ankara'dan Beyrut'a, Bağdat'tan Paris'e küresel bir olgudur ve küresel bir yanıtı gerektirmektedir" diye yazan Kalın, IŞİD'in Suriye'deki savaşı kullanarak hem Avrupa'da hem de İslam dünyasındaki genç Müslümanları kendi saflarına kattığına dikkat çekti.
Müslüman dini ve siyasi liderlerlere önemli görevler düşüyor
IŞİD'in faaliyetlerinin dünyadaki 1 milyar 700 milyon Müslüman'ın inançlarına aykırı olduğu dile getiren Kalın, şu ifadeleri kullandı:
"Bu ideolojik sapmaya karşı kapsayıcı ve güçlü bir mücadele, şiddetli aşırıcılıkla yüzleşmek için gösterilen uzun dönemli çabaların parçası olmalıdır. Burada, Müslüman siyasi ve dini liderlere, İslam'ın orta yolunu güçlendirmek ve din adı altındaki fanatizmin sefaletini göstermede önemli bir rol düşüyor.
Ancak radikalizmle mücadele, sahadaki mücadeleyle desteklenmelidir. Terörü oluşturan şartları ortadan kaldırmadan yapılan hiçbir dini veya siyasi çağrı, terörizmi engellemek için yeterli olamaz."
Batı da kendini radikal fikirlerden koruyamıyor
Liberal Batı ülkelerinin de radikal fikirlerin yayılmasından kendilerini koruyamadığını vurgulayan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, "IŞİD terörünü kuşatmak ve yok etmek, Suriye'deki savaşın sona erdirilmesini gerektiriyor. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın suçlu rejimi iktidarda kaldığı sürece terör örgütleri barbar eylemlerini meşrulaştırmak için yeni yollar ve bahaneler bulacaktır" diye yazdı.
Esad rejimi ve IŞİD'in birbirinden beslendiğine de değinen Kalın, rejimin IŞİD varlığını kendi kanlı yönetimini meşrulaştırmak için kullandığını dile getirdi. Kalın ayrıca, İran, Rusya ve Hizbullah'ın da Suriye'deki askeri varlıklarına bahane olarak IŞİD'i kullandıklarını ifade etti.
Şeytani döngü: Paris saldırıları ve İslamofobi
Paris'teki saldırıların, Batı dünyasındaki İslamofobi'yi besleyeceğini, bunun da IŞİD'in işine yarayacağını vurgulayan Kalın, bu "şeytani döngü"nün kırılması için Batı ile İslam dünyasının teröre karşı birlikte hareket etmesi gerektiğini şu ifadelerle dile getirdi:
"Krizi siyasallaştırmak, Avrupa ve ABD'deki Müslüman azınlığın şeytanlaştırılmasına neden olacaktır. Sağ gruplar, şimdiden ucuz siyasi kazançlar için saldırıları maniple etmeye başladı. Sığınmacıların din testine tabi tutulmasını önerenler dahi oldu. Bu sadece çılgınlık değil, aynı zamanda radikal dincilerin tam olarak istediği şeydir. Bölgedeki İslamofobik saldırıların artması, radikallerin işine yarayacaktır. Bu şeytani döngü kırılmalıdır."