SALİHA SULTAN / KARAR
Sosyal medya insanların gündeme dair birçok önemli habere kolaylıkla erişmesini sağladığı gibi, bazen de üretilen yalan haberlerin zihinlere kolaylıkla girmesini sağlıyor. Haberciliğin ufacık bir araştırma yaparak değil de anlık reflekslerle hazırlandığı bir ortamda birçok yalan haberle karşı karşıya geliyoruz.
Bunun son örneğini önceki gün Yeni Şafak gazetesinin ‘İmamoğlu’nun Seçim Müziğini Seslendiren Sanatçı Ali Ata’ başlıklı haberle yaşadık. Sosyal medyanın dipsiz kuyusunda büyük yankı bulan haberde İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun seçim şarkısı yapan sanatçının İstanbul halkından helallik istediğini, şarkıyı yaptığı için pişman olduğunu okuduk.
İBB Sözcüsü Murat Ongun gazetenin paylaşımını alıntılayıp “Sevgili Yeni Şafak, galiba Ali’leri karıştırdınız. Başkan İmamoğlu’nun seçim şarkısını yapan sanatçının adı Ali Altay’dır” paylaşımına kadar da, kimse haberde adı geçen Ali Ata’nın söz konusu şarkıyı yapıp, yapmadığını sorgulamamıştı.
Ongun’un paylaşımının ardından haberi alıntılayan birçok milletvekili ise yazdığı tweetleri silmek zorunda kaldı. İmamoğlu’nun seçim şarkısının bestecisi, yorumcusu sanatçı Ali Altay ise sadece “Ben Ali Altay çok şakacısınız’ yorumunu yaptı.
‘ALİ ATA BENİMLE PROJE YAPMAK İSTEMİŞ’
Sosyal medyanın bilgi kirliliği hanesine yazılan olayın ardından telefonla aradığım sanatçı Ali Altay, bütün dünyanın ve Türkiye’nin Kovid-19 gibi bir illetle uğraştığı günlerde bir sanatçı olarak böyle bir konuyla gündeme gelmiş olmaktan mahcubiyeti dile getirdi. “Nasıl bir olayın içine girdim inanın ben de anlamadım” diyen Altay, “Ben popüler kültüre hizmet eden bir sanatçı değilim.
Bu ülkenin ağrısını duyan, emekçi bir sanatçıyım. Ülkemizin sağlığı için savaştığı, insanlarımızın ekonomik sıkıntılarla boğuştuğu bir dönemde böyle bir konuyla gündeme gelmekten mutlu değilim” diyor.
Daha önce Ali Ata’yı tanıyıp tanımadığını sorduğum Altay, “Ali Ata’yı tanımıyordum. Ama bu haberler yansıyınca, sosyal medya hesaplarımı kullanan eşimden öğrendim ki birkaç ay önce Instagram’dan bir mesaj göndermiş bana. Mesajında beni takip ettiğini, saygı duyduğunu söyleyip, benimle bir proje yapmak istediğini söylemiş. Eşim de kendisini kırmadan, konuyu kapatan bir mesaj yazıp, yanıtlamış” bilgisini aktardı.
‘ŞARKISI SEÇİMDE KULLANILMAYINCA BOZULMUŞ’
Kendisinin yaptığı çalışmayı bir başka sanatçının kendisine aitmiş gibi sunması karşısında ne hissettiğini sorduğum Altay’ın şu cevabı ise oldukça düşündürücü: “Seçim dönemlerinde insanlar, sanatçılar inandıkları politikacılara, liderlere gönüllü şarkılar yaparlar. Ben son seçimde de 300-400 civarında böyle şarkı yapıldığına inanıyorum.
Fakat bu konuda, Murat Ongun’un da açıklık getirdiği gibi kampanyanın resmi şarkıları benimle çalışıldı. Bu beyefendi de anladığım kadarıyla gönlünden kopmuş, bir şarkı yapmış, o da kampanyada kullanılsın istemiş ama Ekrem Bey dinleyememiş bile belki de. Bozulmuş, ondan dolayı böyle bir şey yapmış olabilir.”
Kampanya sürecinde birçok gazetecinin şarkılarla ilgili kendisiyle görüşmek istediğini de aktaran Altay, neden bir röportaj vermediğini ise şu sözlerle açıklıyor: “Ben medyatik olmaya çalışan biri değilim. Seçim sürecinde İstanbul’un kaderi söz konusuydu. İmamoğlu’nun söyledikleri önemliydi.
Ben de bu ülkeye hizmet eden biri olarak böyle konular üzerinden değil de sadece eserlerimle, sanatımla gündeme gelmeyi tercih ederim. Ayrıca çok fazla sosyal medya kullanan biri de değilim. Bu olay yaşanınca aklı başında dinleyicilerim gerekli yorumları yaptılar zaten, ‘Ali Altay şarkısıyla İstanbul’un kaderini değiştirdi’ yazanlar oldu. O mesajları okuyunca mutlu oldum.”
‘HİÇBİR ÜCRET ALMADIM’
Altay, yaşananlar sırasında kendisini üzen tek şeyin ise, ‘Biri gönüllü şarkı yapmış, diğeri parayla’ ifadesi olduğuna değinerek, şu ifadeleri kullandı: “Sosyal medyada yumurta kafa hesapların yazdıkları var, Ali Ata’nın şarkıyı gönülden yaptığını benim ise ücretli yaptığımı yazmışlar.
Bunları söylemek hoş değil ama durum şu ki ben 22 yıldır bu ülkede besteler yapıyorum. Daha önce de birçok CHP adayının şarkısını yaptım. Muharrem İnce’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bestelerini yaptım. Bütün bu çalışmaların hepsini ücretsiz yaptım. MESAM üyesi olduğum için imzaladığım muvaffakatnamelerim duruyor, görmek isteyenlere gönderebilirim.”
Altay’ın görüşmemizdeki son cümlesi ise yaşanan her şeyin ardındaki büyük yanlışı özetler nitelikte: “Sosyal medyada yaşanan bu dezenformasyona, yalan habere kanmayan, gerçeği arayan, sorgulayan, aklı başında bütün insanların hepsinin yüreğinden öpüyorum.”
İMAMOĞLU İSTEDİ, TÜRKİYE DİNLEDİ
“Benden kampanya için ilk şarkıyı Ekrem İmamoğlu ‘İnsanları birleştirici bir şarkıya ihtiyacım var, bunu senin yapabileceğine inanıyorum’ ifadeleriyle rica etti. O görüşmeden 24 saat sonra, ilk şarkımı ‘Martın Sonu Bahardır’ bestesini yaptım. Ardından altı ay süren ikinci seçim sürecinde ‘Adam Gibi Adam İmamoğlu’nu yaptım.
Bir de rock öğeli olan, İmamoğlu’nun meşhur ‘Biz adalete susamış, demokrasiye susamış Türk gençliğiyiz’ konuşmasının yer aldığı ‘Her Şey Çok Güzel Olacak’ bestesini yaptım. Bu şarkılar sadece 16 milyonluk İstanbul seçmeninin değil, 83 milyonun dinlediği eserler oldu. Ayrıca bugüne kadar 20 kadar belediyeye de şarkı yaptım. Aralarında Muhittin Böcek de var, Mansur Yavaş da. Hepsi de kullanıldı.”