Halkların Demokratik Partisi (HDP) hakkında açılan kapatma davası ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun millletvekilliğinin düşürülmesi nedeniyle HDP Merkez Yürütme Kurulu bugün Eş Genel Başkanlar başkanlığında olağanüstü toplandı.
Bianet'in haberine göre; Toplantı arasında HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, açıklamalarda bulundu.
Pervin Buldan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Bugünkü iktidarın, AKP hükümetinin küçük ortağı ile 15 Temmuz'da Meclisin çatısına bomba yağdıranlarla aralarında hiçbir fark kalmadı. Bunun da adı darbedir, halkın iradesini gasp etmedir.
AKP'nin ağzından çıkacak bir sözle, vermiş olduğu talimat kararıyla milletvekillerimiz vekilliklerinin düşürüldüğünü dün hep birlikte gördük. Gergerlioğlu da diğer arkadaşlarımız da halkın iradesi ve milletvekili olmaya devam edecekler.
'OYUMUZ 6 MİLYONDU, 12 MİLYONA YÜKSELDİ'
Dün diğer bir gelişme partimize dair kapatılma kararıydı. Yine bir darbe hukuku, darbe anlayışının ortaya koyulmasıdır. HDP şimdiye kadar Türkiye halklarının geleceği açısında ne gerekiyorsa onu yapmıştı. Bu ülkenin toplumsal demokrasiye olan ihtiyacı adalete olan ihtiyacı ortada.
Şuna inanın dün akşamdan itibaren bize oy verenlerin sayısı 6 milyondu, dünden itibaren 12 milyona yükseldi. Oy oranımız yüzde 12'ydi, dün akşam itibariyle yüzde 20'lere yükseldi.
Mithat Sancar ise şunları söyledi:
"Siyasi darbelerin geldiği nokta faşizmi kurumsallaştırmak ve tamamen yerleştirmektir. HDP'ye yönelik baskılar, bu yolda kendilerine en büyük engelin kim olduğunun itirafıdır. HDP, iktidarın ilerlemesinin önünde en büyük güç olduğunu göstermiştir.
4 Kasım 2016 darbesinden bu yana sayısız yoldaşımız zindanlara atıldı. Sandılar ki HDP bitecek, eriyecek ama tam tersi oldu. Çünkü HDP ne tek tek şahıslardan ibarettir ne de binadır. HDP güçlü bir fikriyattır, HDP halktır.
Bizim demokratik siyaset yürütmek için imkanlarımız çok. Halkımızın desteği en büyük servetimiz, moral ve inanç kaynağımızdır. Biz bu inancı en ileri noktaya götürecek yolları bulacağız. Bu yolların ne olacağını kısa sürede kamuoyu ile paylaşacağız.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının esas aldığı tek şey var; Sarayın iradesi. Bu nedenle tartışılacak olan hukukilik, hukuka uygunluk meselesi değil siyasi operasyonun niteliğidir."