Günümüzde geniş bir coğrafyaya yayılan Çingene halkı, kendi içinde Rom, Dom, Lom, Abdal olarak çeşitli gruplara ayrılır. Orta Avrupa'ya ilk gelen Çingeneler kendilerini Mısırlı ve 'Firavun'un halkı' olarak takdim etmelerinden dolayı Mısır'a (Egypt) göndermede bulunan 'Çingene' (Gypsy) kelimesi ortaya çıktı ve bu isimle anıldılar. 'Romanlar' ile aynı anlamda kullanılır. 'Roman' kelimesi, Çingenecede 'rom' yani 'koca' kelimesiyle ilişkilendirilir ve Sanskritçede 'Rama' ve 'Ramana' ile aynı anlama gelir.
Kaynak: Wikipedia
ÇİNGENELERİN ANAVATANI NERESİ?
Çingeneler ya da Romanlar aslen Kuzey Hindistan kökenlidir. Hindistan'ın Pencap-Sind (Pakistan, Karaçi) nehir havzası boyunca Pakistan ve Afganistan'ın da içinde bulunduğu bölgelerden MS 420 yılı civarında İran ve Anadolu üzerinden dünyaya yayılmış bir Hint-Avrupa halkıdır. Günümüzde ağırlıklı olarak Avrupa'da ve Anadolu'da hayatını sürdürüyorlar.
Çingene göçünün 5. ve 9. yüzyıllar arasında farklı dalgalarla Hindistan'dan İran'a olduğu, buradan Batı ve Güney olmak üzere ikiye ayrıldığı biliniyor. İkiye ayrılan bu Çingene göç hareketinin bir kısmı, Suriye ve Ermenistan üzerinden Anadolu'ya geçti.
Bizanslı tarihçi Nichephoros Gregoras'ın, Çingene akrobatlarının 1322 yılında İstanbul'a ulaştıklarını kaydettiği biliniyor. Ayrıca bu tarihten çok önce 10. yüzyılda İstanbul'a demirci ve seyis olarak geldikleri de kaydedilmiş. Bu haberlerin ışığında Çingenelerin Anadolu'ya girişlerinin 9. ile 14. yüzyıllar arasında olduğu söylenebilir.
ÇİNGENELER NE ZAMAN VE NASIL ORTAYA ÇIKTI?
En eski kuramlardan biri, İskender'in Hindistan'ı kuşatmasının akabinde Çingenelerin burayı terk ederek dünyaya yayıldığı yönünde.
Firdevsi'nin Şehname'sinde ise; Sasani hükümdarı Behram Gur, Kuzey Hindistan'ın kralı Shankhala'dan kendisine büyük bir müzisyen topluluğu göndermesini rica eder. Gelen müzisyenlerin icrasından ziyadesiyle mesut ve bahtiyar olunca kalmalarını ister. Fakat bu müzisyenler tarla ekemediği, ekin biçemediği, hayvan otlatamadığı, vur patlasın çal oynasın hayat sürmelerinden dolayı ülkeden kovulur. Çingeneler bu nedenle Anadolu'ya ve Avrupa'ya göç eder.
Balkanlar'da Çingene varlığına ilişkin en güvenilir kanıtlar Bizans İmparatorluğu zamanını işaret ediyor. Dilbilimci Franz Miklosich'e göre, Bizans'ta ilk defa 1054 yılında Çingeneler'den bahsediliyor.
ÇİNGENELERİN ÖZELLİKLERİ NELER?
Yaşadıkları her yerde 'öteki' olarak algılanan özgür ruha sahip Çingenelerin öyküsü, bu insanların renkli dünyası edebiyattan resme, tiyatrodan sinemaya sanatın bütün alanlarına yansır. Bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi bizim resmimizde, edebiyatımızda, türkümüzde folklorumuzda da yer alır.
Çingenelerin renkli dünyaları, insan öyküleri birçok ülke sinemasında olduğu gibi, bizim sinemamızda da birçok filme yansır.
Çingene filmleri dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biri Emir Kusturica'dır. Sırp yönetmen, Çingenelerin günlük yaşam hikayelerini dönemin politik atmosferi içinde aktaran filmleriyle tüm dünyada büyük başarı elde etti.
Çingene filmi dendiğinde ilk akla gelen filmlerden 'Time of the Gypsies' (Çingeneler Zamanı), Kusturica'nın uluslararası platformdaki başarısını pekiştirmesini sağladı, geniş kitlelerin beğenisini kazandı. Bu film aynı zamanda dünyada çekilen ilk ve tek Çingenece filmdir.
DÜNYADA KAÇ ÇİNGENE YAŞIYOR? ÇİNGENE NÜFUSU NEDİR?
Yüzyıllar boyunca sürekli göçebe olan bir kültürün her bir ülkedeki kesin nüfus rakamlarını elde etmek pek mümkün değil. Türkiye'de 400 bin ile 600 bin arasında Çingene olduğunu tahmin ediliyor. Dünyaya bakıldığı zaman Hindistan'da 2 milyondan fazla Çingene bulunurken, Romanya'da 500 bin, Macaristan'da 800 bin ile 1 milyon arası, Ukrayna'da 500 bin ile 750 bin arasında Çingene yaşadığı düşünülüyor.
ÇİNGENELERİN DİNİ NE, HANGİ DİLİ KONUŞUYORLAR?
Romanların inandıkları dinler, yaşadıkları coğrafyaya göre farklılık gösterir. Genel olarak Hristiyanlık ve İslamiyet dinini benimseyen Çingene halkında az da olsa Romanipen inancı mevcut.
Dünya üzerinde geniş bir coğrafyada hayat süren Çingeneler, bulundukları ülkenin dilini konuşur. Eskiden daha yaygın kullanılan 'Çingenece' dili günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş durumda.
OSMANLI'DA ÇİNGENELER
Osmanlı İmparatorluğu'nda Rumeli topraklarında yaşayan Çingeneler ayrı yönetime bağlıydı. Kırklareli merkez olduğu 'Çingene Sancağı'nda, Romanların yönetsel, mali ve askeri işleri düzenlenirdi. Osmanlı Çingeneleri Müslüman olmalarına rağmen, cinayet, vatana ihanet gibi davalarda mahkum oldukları takdirde, Müslümanlar gibi asılarak değil, gayrimüslimler gibi kafaları kesilerek cezalandırılırdı.
Kaynak: Wikipedia