Sağlıklı yaşam için önemli tavsiyelerde bulunan ve açıklamalarıyla en konuşulanlar arasında yer alan Prof. Dr. Canan Karatay, katıldığı bir programda yurt dışına giden hekimler için gözyaşı döktü. Çalışma şartlarından dolayı seslerini duyuramayan sağlık çalışanları tek tek ülkeyi terk etmeye başladı. Ağır çalışma şartları, şiddet, düşük ücret gibi sorunlarla karşılaşan hekimler çareyi yurt dışına gitmekte buldu. Son zamanların en büyük göç dalgası haline gelen Hekim göçü tartışmaları da beraberinde getirdi. Ünlülerin diyet doktoru olan Prof. Dr. Canan Karatay ise katıldığı bir programda bu konuya değindi. Konuşurken gözyaşlarını tutamayan Karatay, hastanede çalıştığı dönemlere ait bir hikayesini de anlattı. İşte herkesi derinden üzecek o açıklamalar.
"SEVDİĞİNİZ İŞİ YAPIN"
Buket Ay'ın sunduğu Yüz Yüze programına katılan Prof. Dr. Canan Karatay çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Son dönemlerde başlayan hekim göçü hakkında değerlendirmeler yapan Karatay, meslek aşkına değindi. "Sevdiğiniz işi yapın" tavsiyesinde bulunan Karatay, hayatın anlamının sevilen işi yapmakta olduğunu ifade ederek "Onun için ben mutluyum. Hayatımı yaşıyorum. Ve geri bildirimlerle iyileşmiş olanlar, mutlu olanlar bana çok dua edenler, yolda görüp sarılıp öpmek isteyenler. Bu bana yetiyor. Hayatın mutluluğu budur. Sevgi dağıtmak ve bilgi dağıtmak" dedi.
"GREV YAPTIK, DEMİREL MAAŞLARI YÜKSELTTİ"
Son zamanlarda binlerce hekim Türkiye'deki ağır çalışma şartlarından dolayı Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerine gitmeye başladı. Türkiye'nin derin yaralarından olan hekim göçüne ilişkin Karatay'da açıklamalarda bulundu. Gençlik dönemlerinde aldıkları düşük ücretten dolayı grev yaptıklarını ifade eden Karatay, şunları anlattı:
"Bizim dönemimizde Sayın Süleyman Demirel başkandı. Bende o dönemlerde asistan olarak çalışıyordum. Maaşlarımız yükselsin diye grev yapmıştık. Sabahlara kadar çalışıyorduk. O dönemler diğer memurlarla aramızda çok az bir fark vardı. Ben Prof. Dr. Reşat Kara'nın asistanıydım. Nur içinde yatsın. Dedi ki, "Ben sizin grev yapmanıza karşıyım ama arkadaşlarınızla beraber olmanız lazım. Gidin. Bu sizin hakkınız" dedi. Sayın Demirel de bunu gördü kabul etti. Maaşlarımız arttı."
"KİMSE VATANINDAN AYRI KALMAK İSTEMEZ"
Genç hekimler için tavsiyelerde bulunan Karatay, hekimlik ve doktorluğun çok Meşakkatli bir iş olduğunu ve sorunların iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Acil bakım servisleri ve yoğun bakım ünitelerinde çok çalıştığını vurgulayan Karatay, "Onun için mesele budur. Hakikaten doktorluk ve hekimlik çok Meşakkatli. Kan revan içinde çalışırız. Acil ve yoğun bakımlarda çok çalıştım. Bu alanlarda çalışan hem hemşireleri hem diğer sağlık çalışanlarının ne çektiğini çok iyi bilirim. Bundan dolayı sağlık çalışanlarının her türlü imkanlarının el üstünde tutulması lazım. Onu öneriyorum. Bundan dolayı kimse gitmez. Kimse vatanından ayrı kalmak istemez." dedi.
GİDEN HEKİMLERE GÖZYAŞI
İstiklal Marşı'nın bir kıtasını ağlayarak okuyan Karatay, stüdyoda duygusal anlar yaşattı. Karatay, "Cânı, canânı, bütün varımı alsın da Huda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda! Kolay değil" diyerek gözyaşlarını tutamadı.
"BEN TÜRK VE KADIN OLARAK 17 YIL YURT DIŞINDA ÇALIŞTIM"
Yurt dışında 17 yıl hekim olarak çalıştığını ifade eden Karatay, kimsenin isteyerek ülkesini terk etmek istemediğinin altını çizdi. Sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunların düzeltilmesi gerektiğini ifade eden Karatay, Ben 17 yıl yurt dışında çalıştım. Hekim olarak ,Türk olarak ve kadın olarak. Bu işin ne kadar Meşakkatli olduğunu biliyorum. İmkanlar iyi olursa kimse gitmez. Hekimlerin şartlarının düzeltilmesi lazım. Kimse memleketini güle oynaya terk etmek istemez. Biz sabahlara kadar can kurtarmak için hayat kurtarmak için çok uğraştık. Pandemi sırasında çok değerli hocalarımızı kaybettik. Sağlık personelinin el üstünde tutulması lazım"
"1 HAFTA UYKUSUZ KALDIM, DİZLERİM TİTREDİ"
Sağlık çalışanlarına yönelik yapılan şiddete de değinen Karatay, asistan olduğu dönemlerde yaşadığı bir anısını anlattı. Karatay, sağlık çalışanlarının büyük fedakarlıklar yaptığını ifade ederek " Kanunlar, imkanlar, nöbetler, maaşlar bu yönde düzeltilmelidir. Çünkü olay bir meslek değil. Fedakarlık isteyen bir meslek. Çocuklarından, büyüklerinde ayrı kaldılar. Ben 1 hafta kolera salgını olduğu zaman sabahlara kadar 200-300 hasta gelirdi. Onların serumlarını takardım. Dizlerimiz titrerdi, 1 hafta hiç uyumadan çalıştığımı biliyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise giden hekimler için "Giderlerse, gitsinler" açıklamasında bulunmuştu.