Havalar ısındı şimdi Balat'ı ziyaret etme vakti

Havalar ısındı, İstanbullular sokaklara çıkmaya hazırlanıyor. İstanbul'un tarihi dokusunu koruyabilmiş nadir semtlerinden biri olan Balat, renkli sokaklarıyla İstanbullu 'turist'leri bekliyor.

Haliç kıyısında, Ayvansaray ile Fener arasına kurulmuş, İspanyol Yahudilerinin ilk yerleşim yeri olan Balat, birçok önemli sinagog ve kilisenin ev sahibi. Kentsel dönüşüm projeleri kapsamında, muhtemel önümüzdeki on yıl içerisinde siluetinin değişmesinin beklendiği tarihi semti daha yakından tanımak için bir günü burada geçirdik. Nerede ne yenir, ne içilir, nereler gezilir, neler görülür sizin için araştırdık, yazdık. 

Ailelerin yaşadığı Balat'ta, diğer tarihi semtlerde olduğu gibi henüz otel ve
rezidans yapılaşması yok. Balat sakinleri evlerini yatırımcılara vermek istemiyor.

İstanbul’un dokusunu koruyan nadir semtlerinden biri olan Balat’ı tanımak için Ayvansaray tarafından başlıyoruz yürümeye. Karşımıza ilk çıkan Plato Meslek Yüksek Okulu. Burası 15 bölümlü henüz yeni bir okul. Fotoğrafçılık, grafik, endüstriyel tasarım, moda, turizm ve aşçılık gibi bölümlerin okutulduğu okul, Balat’ın kentsel dönüşümü çerçevesinde önemli bir yere sahip görünüyor.

Rengarenk boyalı, çiçek ve asmalarla süslenmiş evlerin semtin genel dokusunu oluşturduğu Balat'ta, İstanbul'un kaosunun aksine sakin ve barış dolu bir atmosfer hakim.

Sadece Balat sakinlerini öğrencilerle kaynaştırma misyonu bile bölgenin kültürel değişimi açısından oldukça mühim. Balat'ta Galata veya Karaköy’de olduğu gibi henüz “rezidans”laşma yok. Bölge sakinleri bu konuda da çok duyarlı. Evlerini vermek istemiyorlar. Balat’ta bir AVM de görmek istemiyorlar.

Romanlar, kağıt toplayıcılar ve hurdacılar 

Üç beş sanatçı atölyesi ve beş, on şık kafe haricinde bölgeye henüz dışarıdan bir müdahale yok. Sahildeki balıkçıları dışarıdan müdahale kategorisine sokmuyoruz zira onlar semt ile çoktan kaynaşmış, organik bağ kurmuşlar. Semtin ruhunu, bölge sakinlerinin ve turistlerin gittiği kıraathaneler, tarihi Molla Aşkı Camii’nin İstanbul’a tepeden bakan çay bahçesi ve en yenisi 50 yıllık olan esnaf lokantaları ve işkembeciler süslüyor. Sahilden tepeye doğru kurulan semtte iki kattan yüksek bina bulmak zor. Hepsi de eski ve çeşitli canlı renklerle boyanıp çiçeklerle donatılmış evler. 


Semt nüfusunun bir bölümünü Romanların oluşturduğu Balat'ta, enstrüman tamir
dükkanları ara sokakların dikkat çeken detaylarından...

Evlerin çoğunun kapısı açık. Mahalleliler gölgelikli sokak aralarında oturup hafif esen rüzgarın tadını çıkarıyor. Çoğu ara sokakta evlerin önüne konulmuş koltuklar ve sedirler var. Yazın insanlar buralarda oturuyor. Bir bölümünde romanların da oturduğu semtte bazı sokaklardan geçerken, akşam sahne alacak müzisyenlerin keman, darbuka seslerini duyabiliyorsunuz. Kağıt toplayıcı çocukların ve hurdacıların da habitatı Balat. Her köşe başında, İstanbul’un çeşitli bölgelerinden topladıkları malzemelerini düzenlediklerini görmek mümkün. Çok sakin ve barışçıl bir ortam hakim semtin genelinde.  

Çanak’ta kuru fasulye lezzeti 

Biraz da semtin mekanlarından söz edelim. İstanbul’da farklı bir gün geçirmek isteyenlere nerelerde yiyip içebilecekleri hakkında tavsiyelerimiz var. Ayvansaray tarafının en güzel lokantası Çanak. Mangalda kuru fasulye, kasap köfte ve irmik helvasıyla meşhur. Sahildeki Özel Balat Hastanesi’nin tam karşısına denk geliyor. Balat tarafına doğru yürürken surların hemen üzerinde denize nazır, ağaçlıklar içinde bir belediye çay bahçesi var. Yürümeye devam ediyoruz. Birkaç dakika sonra Balat Sahil’in en bilindik balıkçılarından Sahil Restoran çıkıyor karşımıza. Mantar turşusu, hodan otu ve fava gibi mezeleri meşhur buranın. Ünlülerin de sık uğradığı bir mekan.  

Çıfıt Çarşısı’na selam 

On dakika daha yürüdükten sonra Balat Kapısı’na varıyoruz. Hemen girişte 100 yıllık meşhur Balat İşkembe Salonu karşılıyor bizi. Duvarları eski fotoğraf ve eski tüfeklerle dekore edilmiş. Mekan, birkaç akvaryum ile de renklendirilmiş. Sadece işkembesi değil uykuluk ve köftesini de tavsiye ederiz. Buranın hemen karşısında henüz yeni açılmış şık bir kafe var. Adı Afilli Cezve. Şimdilik müşterileri bölgeye çekime gelen yerli ve yabancı fotoğrafçılar ile Fener Rum Patrikhanesi’ne ziyarete gelmiş olan turistler.  

Balat'ın tarihi Çıfıt Çarşısı, namı diğer Leblebiciler Sokağı,
İstanbul'daki ilk
Musevi yerleşimi olarak biliniyor.

Sahilin paralel sokağı olan Leblebiciler’den yürümeye devam ediyoruz. Namı diğer Çıfıt Çarşısı. Burası İstanbul’daki ilk Musevi yerleşimi. Her sokağında tek tip mamullerin satıldığı - hallaçlar, kuyumcular, örücüler sokağı gibi - Osmanlı çarşılarının aksine burada, tıpkı günümüzde olduğu gibi yan yana küçük dükkanlarda türlü türlü eşyalar satılırmış. Çıfıt ismi buradan geliyor. Hala burada küçük küçük çeşitli dükkanlar var. Hepsi de tarihi, kubbe biçimli minik dükkanlar. Ancak dükkanların çoğu boş.


Balat turuna, Haliç'e tepeden bakan Molla Aşkı Camii'nin, nefes kesici bir
manzaraya sahip olan çay bahçesinde soluklanarak devam edebilirsiniz. 

Söylenenlere göre bir iki yatırımcı buradan dükkanlar almış. Leblebiciler’in hemen girişinde yeni açılmış küçük bir kafe var. Adı Antik Kafe. Burasının da müşterisi şimdilik turistler ve sahibinin kendi çevresi. Bir de fotoğraf çekimi için gelen öğrenci grupları. Çay-kahve içip soluklanmak isteyenlere bu kubbe biçimli şirin kafede bir molayı tavsiye ederiz. Çarşı’nın bir de meşhur işkembecisi var, 1970 yılında kurulmuş Fetih İşkembe Salonu.

Fener Rum Patrikhanesi ve Köfteci Arnavut Balat'ı ziyarete
gelen turistlerin en sık uğradığı duraklar.

Burayı geçince az ileride 70 senelik ünlü Balat Turşucusu’nu göreceksiniz. Turşucunun hemen karşısında 100 yıllık bir manav var. Musevi sahibi Davit Beha geçtiğimiz yıllarda rahmetli olmuş. Şimdi manava arkadaşı Erol amca bakıyor. Yeri gelmişken söyleyelim, Balat’ta hala az sayıda Musevi yaşıyor. Bunlardan biri Doktor Davit Eskinazi. Hala mesleğini icra ediyor. Eski binanın girişinde “Tahlil ve tetkikler yapılır, radyoskopi, kalp elektrosu vardır” diye yazıyor.  

Köfteci Arnavut ve Akel Kıraathanesi 

Renkli binaların olduğu sokaklardan geçe geçe sonunda Fener tarafına ulaşıyoruz. Hemen girişte Balart adında bir sanat atölyesi karşılıyor bizi. Seramik sanatçısı Beyhan Gürsoy’un sahibi olduğu atölyede, seramikten minyatür Balat evleri yapılıp satılıyor. Kolay gelsin diyerek sahile iniyoruz. Sahilde Mürselpaşa Caddesi numara 139’da 80 senelik mütevazı bir lokanta karşılıyor bizi. Köfte Piyaz’ın adresi olan Mavi Köşe Lokantası. Ama burayı Mavi Köşe diye bulamazsınız. Köfteci Arnavut diye sormanız gerek. Sahibi Ali İştay 1910 yılında Arnavutluk’tan gelip yerleşmiş buraya. Hasta ve sol tarafı felçli olmasına rağmen yine de her sabah lokantasına gelip öğlen saat 12’ye kadar duruyormuş.

Balat havaların ısınmasıyla İstanbullu 'turist'lerin akınına uğruyor. 

O gittikten sonra mekan kızına emanet. Buradan bakınca yolun ortasında tarihi bir yapıya kurulmuş “Özel 1 Yer” adlı restoran görülüyor. Manzarası için gidilebilecek bir yer. Sahilden içeri doğru girip Patrikhane’ye doğru ilerlerken Akel Kıraathanesi çıkıyor karşımıza. Namı diğer Saffet’in Kıraathanesi. En az 60 senelik olan mekana semt sakinleri ve turistler dışında şimdi de dizi yapım şirketleri müdavim olmuş. Duvarlarında ünlü fotoğraflarının yer aldığı kıraathane, Balat’a giderseniz illa uğramanız gereken bir yer.  

Tarihi galetacı Evin 

Patrikhane’ye doğru yürümeye devam ediyoruz. Camiyi geçince hemen ileride sol tarafta kuruluşu 1923’e denk gelen Evin Pastanesi var. Eski dokusu olduğu gibi korunmuş olan tarihi fırının galetaları çok meşhur. Yürümeye devam ediyoruz. Şimdi, Patrikhane’nin hemen altında kalan, çınar ağaçlarının gölgelediği Vodina Caddesi’ndeyiz. Caddeyle aynı adı taşıyan şık turistik bir kafe açılmış buraya. Pasta ve poğaçalarını tavsiye ederiz. Az ileride de sanatçı Fahri Kaplan’ın cam atölyesi var. İçeri girip birbirinden ince cam ürünlerden bir hatıra satın alabilirsiniz. Hemen ötede de su böreği, keki ve limonatasını mutlaka deneyin diyeceğimiz Hanımeli Kafe var. Buradan sonra tekrar sahile iniyoruz. Sahilde biraz yürüyüş yaparak güzel İstanbul havasının tadını çıkarıyoruz.  

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Diyarbakır'da 3 polisin şehit olduğu saldırı anı kamerada - Video

Hayat Haberleri