Haluk Levent sosyal medyadan takipçileriyle kurduğu özel bağın mutluluğunu yaşıyor. Geçmişte hatalar yapsa da bunlardan ders aldığını söyleyen Haluk Levent, yeni albümü öncesi Plak ve Ben dergisine konuştu:
"Eğer bir başarıda inişli çıkışlı öykü yoksa o başarıya başarı demek mümkün değil. Yaşadığımız kötü şeylerin hayatımıza kötü izler bırakacağını zannederiz. Yaptığımız hatalar aslında bizim zenginliğimizdir. Onlar bir birikimdir. O birikim üzerine inşa edilen doğrular, hiç yıkılmayacak bir hal alır. Bunları kendi hayatımda, geçmişimde yaşadım. Geçmişte o an için eksi gördüğüm, sıkıntılı anları artı duruma geçirdim. Bunlardan beslendim ve dersler çıkardım. İnsan inişli çıkışlı hikâyesinde yeter ki kendisine doğru dersler çıkartsın sonucu mutlaka güçlü oluyor."
HALUK LEVENT KİMDİR?
26 Kasım 1968’de Adana’nın Yüreğir ilçesinde doğdu. İlkokulu Sabancı İlk Öğretim Okulu’nda okudu. Adana Atatürk Lisesi’nden mezun oldu. Sonra sırasıyla Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Mühendisliği,Ankara Üniversitesi Kastamonu Meslek Yüksek Okulu Bilgisayar Programcılığı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü ve Ankara Üniversitesi Muhasebe bölümünde kısa zamanlar öğrencilik yaptı. Üniv ersite giriş sınavlarını kazanıyordu ama eğitimini istikrarlı bir şekilde ilerletemiyordu. Bu durumda ailesinin maddi sıkıntıları da önemli bir rol oynuyordu.
Sınavlarla geçen bu yıllar içinde ticaretle uğraşan Haluk Levent, başarısız bir ticaret adamı olarak Adana’dan ayrıldı ve kendini yollara verdi. İlk albümünün “Yollarda” adını alması da bugünlerdeki deneyimlerin sebebidir. Birçok şehirde dolaşıp şarkı söyledi. Kimi zaman hasta bir kız çocuğu için sokak sokak dolaşıp şarkı söyleyerek para toplamaya çalıştı. Bu çabaların bazılarında başarılı oldu.
1992 yılında İstanbul’a geldi. Ortaköy’de çeşitli barlarda çalıştı. Yıldıray Gürgen ile tanıştı.Bununla beraber Serdar Öztop ve Akın Eldes gibi kaliteli müzisyenlerle çalışıp albümlerinin kalitesinin artmasını sağladı 1990’da başladığı albüm çalışmaları zahmetli ve yıldırıcı üç yılın ardından meyvesini verdi. 1993 Temmuz’unda “Yollarda” albümünü çıkarttı. Bu albüm aynı zamanda Anadolu Rock müziğinin ortaya çıktığı 70’lerden sonra ikinci yükseliş döneminin ilk eserlerindendi. Aynı yıl Moğollar da 20 yıl aradan sonraki ilk albümünü çıkartmıştır. “Yollarda” hiç beklenmedik bir şekilde yaklaşık ikiyüzbinlik satış rakamına ulaştı. Bu, Türkiye Müzik piyasasında açılan yeni bir kulvarın ardından milyonları sürükleyeceğine dair ilk işaret gibiydi.
İlk albümün ardından 1995 Ekim’inde “Bir Gece Vakti” bir milyona yaklaşan satış rakamıyla müzik gündemine bomba gibi düştü. Yine 1996’nın hemen sonunda “Arkadaş” albümü piyasaya çıktı. Bu albümle sanatçı, Anadolu Rock müziğin müzikal anlamda en başarılı örneklerinden birine imza atmıştır. Sanatçı “Arkadaş” albümü için “Bu albümle dünya standartlarını yakaladım” demektedir.
1997’nin Ağustos ayında cezaevine girdi. Yaklaşık on yıldır kurtulamadığı ticari bir dava yüzünden 9 ay cezaevinde kaldı. Cezaevindeyken uzun saçlarını kesip Akkuyu’ya, yapılması düşünülen Nükleer santral projesinin protesto gösterilerine yolladı. Cezaevine girmeden önce oluşturmuş olduğu kayıtlarla “Mektup” albümünü çıkarttı. “Mektup” içeriden dışarıya yazılmıştı ve dışarıda bu “Mektup”u yüz binlerce kişi okudu. İçerde boş durmadı “Kedi Köprüsü” adlı ilk kitabını yazdı. Gözleri kör eden ışıklardan kurtulmuş ve her ne kadar yüz bin mektup almış olsa da sonunda kendisine kalmıştı. Bu “kendinelik” bir kitapla somutlaştı.
Cezaevinden çıktıktan sonra yeni albümünü hazırlamak için çok az bir vakti vardı. Çünkü 18 aylık askerlik görevi bekliyordu. Bu koşullar altında 1998 Eylül’ünde “Yine Ayrılık” albümünü çıkarttı ve askere gitti. O askerdeyken bedelli askerlik çıktı. Anlamlı bir talihsizlik oldu. Askerdeyken Türkiye’nin daha önce hiç gitmemiş olduğu yerlerinde konserler verdi. Bütün Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da konserler verdi. 1999 depreminin ardından İzmit’te kurulan Çadır kentlerde bizzat çalışıp çadırlar kurdu. Depremzedeler yararına konserler verdi. Askerdeyken izin günlerinin hepsini stüdyoda geçirdi. 2000’in hemen başında “ www.leyla.com ”u çıkarttı. Gittikçe dijitalleşen bir dünyada duyguların da dijitalleştiğinden dem vuruyor, “Kamyoncunun Türküsü” şarkısıyla Susurluk’a gönderme yapıyordu.
Askerlik görevinin ardından sırasıyla 2001 Şubat’ında “Kral Çıplak”, 2002 Ekim’inde “Bir Erkeğin Günlüğü” , 2004 Eylül’ünde “Aç Pencereni” 2005 Nisan’ında “Annemin Türküleri” adlı albümlerini piyasaya sürdü. Ayrıca ikinci deneme kitabı olan “Moritos’un Düşleri” ni yayımladı.
Sanat yaşamının yirmi birinci yılına (2011) adım atan sanatçı, bu geçen yirmi bir yıl boyunca yurtiçinde ve yurtdışında yaklaşık on binlerce konsere çıktı. 21 yılda yaklaşık olarak on bin gün olduğunu varsayarsak, buradan Haluk Levent’in bu 21 yıl içinde her gün yaklaşık iki konser verdiği sonucunu çıkarabiliriz. Türkiye’de en çok konser veren sanatçıların başında gelen Haluk Levent, bu konserlerin çok önemli bir kısmından para almamış, konserin gelirini ihtiyacı olan hastalara vakfetmiştir. Yardımsever Rock’çı tanımının yakıştırılması bu sebeptendir.
Aynı zamanda Çevre Sorunlarına karşı duyarlılığıyla ön plana çıkan sanatçı, hemen hemen her albümünde çevre bilincini aşılama yolunda şarkılara yer verdi. Türkiye’nin değişik bölgelerinde çevre katili projeler aleyhine davalar açtı ve açılan davalara müdahil oldu. Mersin’in Kazanlı ilçesindeki Caretta Caretta Kaplumbağalarının soyunun tükenmemesi için protesto gösterilerinde bulundu.
Kısa sanat yaşamına on üç albüm, yüz binlerce konser, iki kitap, yüzlerce ödül, yardım konserleri, iki tane rekor konser (on iki saatlik), onlarca çevre davası sığdıran Haluk Levent, yürüdüğü yolda olgun ve emin adımlar atmaya devam ediyor. Bir çocuk babası….