YUSUF ZİYA CÖMERT/ANKARA
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, aralarında gazetemizin Ankara temsilcisi Yusuf Ziya Cömert’in de olduğu medya temsilcilerine son günlerin en çok tartışılan konuları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı ‘merdivenaltı’ hocaların açıklamalarının ardından yaptığı ‘İslam’da güncelleme’ çağrısının çarpıtıldığını söyleyen Bozdağ, ilahiyatçıları ve Diyanet temsilcilerinin korkudan ziyade alışkanlıktan dolayı topa girmemelerini eleştirdi. Bozdağ, IŞİD, FETÖ ve bu tür sapkın anlayışlara karşı Diyanet’in yakın zamanda sahaya ineceğini söyledi.
Bozdağ’ın, Diyanet İşleri Bşakanı Ali Erbaş, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş ve yeni atanan Diyanet’in lik kadın başkan yardımcısı Huriye Martı’nın da bulunduğu toplantıdaki açıklamalarının başlıkları
şöyle oldu:
MECELLE KANUNLARIMIZDA VAR: Şu anda bizim Medeni, Borçlar, Hukuk Usulü ve Ceza Hukuku Kanunu’muza bakarsanız yüzde 90’ı zaten bir şekliyle dini olan kısımları hariç, diğer kısımları yürürlüktedir. Mecelle esasında büyük bir oranda pozitif hukukun içinde yaşıyor ve uygulanıyor bir noktada. Ama Mecelle olarak yok, dini kısımları hariç yani.
KİMSE ARTIK REDDİYE YAZMIYOR: Eskiden ilahiyat fakültelerinde reddiyeler ve kritikler yazılırdı. Yani bir konuda bir kitap yazdınız. O kitaptaki görüşlere karşı olanlar sizin o kitabınıza bir reddiye ya da kritik yazardı. Şu anda ilahiyat fakültelerinde bu tür çalışmaları neredeyse görmüyoruz.
KORKU DEĞİL ALIŞKANLIK: Diyanet’in raporu çıkana kadar FETÖ’nün İslam’ı başkalaştırarak, eklektik yeni bir dine doğru değiştirme çabasını kim gördü? Bunu ilahiyatçılar, Diyanet, uzmanlar görecek. Gazetelere makale yazan bir çok isim var. Televizyon ekranları var. Kitaplar , makaleler olabilir, camilerde vaaz verebilirler. Cumhurbaşkanımızın dediği şey şu; bu konularda beni konuşturmayın. Konuşması gerekenler neden konuşmuyor? Korku gibi algılanıyor ama esasında bir alışkanlık. Bunu bir ihtiyaç gibi görmüyor. Durumdan vazife çıkarmıyor. Cumhurbaşkanımız net bir şekilde diyor ki; ‘eğer alışkanlıksa alışkanlığınızı değiştirin, korku hissediyorsanız o korkuyu atın ve açık ve net olarak konuşun. Ben sizin arkanızdayım.’
İLAHİYATÇI OLMAYAN ALİMLER DE VAR: Dini konular, Diyanet’in ya da ilahiyatların tekelinde değil. Bir de değişik yollarla ilim, irfan sahibi olan, toplumun saygınlığını kazanan muteber İslam alimleri var. Dinin zarar görmesi, gölgelenmesi ve yanlış anlaşılması konusunda Diyanet’e ne kadar görev düşüyorsa bunlara bir fazlası düşüyor. Onların da taşın altına elini koyması lazım.
GÜNCELLEME İÇTİHATLA OLUR: Güncelleme konusunda Cumhurbaşkanımızın dediği şey çok açık. Bir konuda açık ayet varsa ve sahih kesin sünnetten deliller varsa ona uyacağız. Ama diyelim ki açık bir şey yok. O zaman içtihat yapacağız. Şu anda uçak var, bilgisayar var, başka başka pek çok o dönemde olmayan konular var. Alimler bunlarla ilgili, elbette İslam’ın temel kaynaklarına bakıp içtihat üretecek. İslam son dindir, kıyamete kadar yaşayacaktır. Eğer kıyamete kadar ortaya çıkacak sorunlara çözüm üretemezse ihtiyaçlara cevap veremezse, o zaman kıyamete kadar varlığını nasıl sürdürecek?
DİYANET’TE KADIN ATILIMI: Diyanet İşleri Başkanlığı’nda büyük bir kadın atılımı var. Prof. Huriye Martı kurumun tarihinde ilk defa bir hanımefendi olarak Başkan Yardımcılığı görevine atandı. Şu anda yedi kadın daire başkanı ataması var. Bütün illere en az bir tane kadın müftü yardımcısı atanıyor. İlk defa kadın müfettiş, kadın murakıp alımı uygulaması başlatıldı. Kadınlar üzerinden dinimizi yıpratma çalışmaları tam da böylesine önemli çalışmaların yapıldığı bir döneme rastladı. .
DİYANET SAHAYA İNİYOR: FETÖ, DEAŞ gibi dini istismar eden terör örgütleri ve bu konularda itikadi sapkınlık içerisinde olanlar hakkında halkımızı aydınlatma konusunda da sadece raporlar yayınlanmayacak aynı şekilde arazide birebir anlatacak. Bununla ilgili çalışma başlamış durumda. Bütün illerde, ilçelerde hatta belde ve köylere varıncaya kadar bunların nasıl dinimizi istismar ettiği detaylı bir şekilde anlatılacak. Hem lise öğrencilerine hem üniversitelere hem din görevlilerine dönük... O ildeki bütün din görevlilerine anlatılacak. İlçelerin beldelerin köylerine kadar da müftüler, vaizler vasıtasıyla bunları anlatacağız. Türkiye’de radikal unsurlar, dini istismar eden terör örgütlerinin alan açmasına da izin vermeyeceğiz.
ALO FETVA DÖNEMİ BİTTİ: Yeni bir genelge hazırlığımız var. Artık telefonla fetva devri kapandı. Yazılı yanıt verilecek. İl, ilçe müftüsünün onayı olacak. Sorular arşivlenecek, cevaplar da arşivlenecek ve iletişim bilgileri olacak. Alo Fetva sadece soru almak maksadıyla açık, cevap yazılı olacak.
CEMAAT VE TARİKATLAR BU ÜLKENİN GERÇEĞİ
emaat ve tarikatlar Türkiye’nin gerçeği. Anayasa, Tekke ve Zaviyeler Kanunu hepsini yasakladı ama hepimiz biliyoruz ki hepsi yaşıyor. Siz bir kanunla yasakladığınız da eğer bir iş yaşıyorsa onu yok etme imkanınız yok. CHP Genel Başkanı bile hatırlarsanız seçimlerde İstanbul’da kendi belediye başkanı olduğu zaman bir tarikat temsilcisi ile beraber seçim kampanyasını başlattı. Kastamonu’da Şeyh Şaban Veli Hazretlerinin türbesine giderek seçim çalışmasını başlattı. Biz de gidiyoruz. CHP de gidiyor, MHP’de. Toplumumuzun bir gerçeği bu. Gözümüzü kaparsak yok olmuyor. O zaman biz bu gerçeği görerek, önümüzde yeni politikalar geliştirmemizde fayda var.
NURETTİN YILDIZ SORUŞTURMASI
Şu anda Nurettin Yıldız’la ilgili bazı vatandaşlarımızın şikayeti üzerine başlatılan soruşturmalar var. Ama resen bir soruşturma değil. Vatandaşlarımızın şikayeti üzerine başlamış soruşturma.
BAZI HOCALAR ŞOV PEŞİNDE
İlahiyat okuduğum için söylüyorum. Geçmişte üniversitede bizim bir hocamız vardı. 400-500 sene önce tartışılmış bitmiş, artık tarafları kalmayan görüşleri sınıfta anlatıyor. Hocam niye bunu anlatıyorsun bunun ne anlamı var? Bunları ben reyting hastası adamlar olarak görüyorum. Şöhret hastası.
DİYANET'TEN İLAHİYATÇI AKADEMİSYENLERE ''KÜRSÜ'' DAVETİ
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürü Bünyamin Albayrak, “İlahiyat fakültelerimizin öğretim üyelerine, camilerimizin kürsüleri, minberleri, mihrapları açık. Onlardan daha çok istifade etmek istiyoruz” dedi. Kur’an-ı Kerim ve sünnet kaynaklı doğru dini bilginin aktarılmasında, ilahiyatçı akademisyenlerin ciddi katkısı olacağını belirten Albayrak İlahiyat fakültelerinde 6 bin dolayında akademisyenin görev yaptığını anımsatarak, Türkiye’deki 90 bin caminin, ilahiyatçı akademisyenler için iyi bir uygulama alanı olduğunu söyledi.