Eskişehir'de bakımsızlık ve açlıktan hayatını kaybeden 6 yaşındaki çocuğun ölmesiyle birlikte yoksulluğun ve açlığın acı tablosu yeniden gözler önüne serildi. Hacer Foggo'nun kurucusu olduğu Derin Yoksulluk Ağı'nın raporuna göre, son bir yıl içinde para ve diğer kaynakların yetersizliği nedeni ile yeterli gıda bulamayacağı kaygısı taşıyan bireylerin sıklığı yüzde 23.4, karnı aç olmasına rağmen yemek yiyemeyenlerin sıklığı ise yüzde 8.4 olarak kaydedildi.
Derin Yoksulluk Ağı'ndan Selen Yüksel, yoksulluk ve çocuk açlığı tablosunu şu şekilde yorumladı:
Yeterli beslenme sadece aç kalmamak değil, çocuğun ihtiyacına uygun dengeli ve güvenli gıdaya ulaşabilmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla aç kalmamak beslenebiliyor olmak anlamına gelmiyor. Yeterli ve güvenli gıdaya erişmek pandeminin ekonomik yükünün üzerine eklenen ekonomik kriz ve enflasyonla iyice güçleşti. Birçok çocuk; yetersiz beslenme sebepli hastalıklar, gelişim bozukluklarına karşı risk altında. Son yaşanan kayıp, çocuk yoksulluğunu, çocuk hakları ve çocuk korumadan bağımsız düşünemeyeceğimizi de gösteriyor.
Yaşanan olay ve ortaya çıkan vahim tablonun ardından açıklama yapan çocuk hak örgütleri, kitle örgütleri ve kadın derneklerinin yer aldığı 45 örgüt "okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek haktır" diyerek "beslenmenin her çocuk için onurlu ve eşit olmasına" vurgu yaptı.
45 dernek ve örgütün açıklaması şu şekilde:
Yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme hakkı, temel bir insan/çocuk hakkıdır. Çocukların bu hakkı, uluslararası ve ulusal düzenlemelerle koruma altına alınmıştır. Örneğin Çocuk Hakları Bildirgesi çocuklara yeterli beslenme sağlanması gerektiğini (ilke 4) söyler. Bununla birlikte çocukların beslenme hakkından ve yetersiz beslenmeye karşı mücadele edilmesinden (madde 24) söz eden BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 27. maddesine göre “taraf devletler her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâksal ve toplumsal gelişmesini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu kabul ederler” ve taraf devletler, “ulusal durumlarına göre ve olanakları ölçüsünde, ana-babaya ve çocuğun bakımını üstlenen diğer kişilere, çocuğun bu hakkının uygulanmasında yardımcı olmak amacıyla gerekli önlemleri alır ve gereksinim olduğu takdirde özellikle beslenme, giyim ve barınma konularında maddi yardım ve destek programları uygularlar.
'BESLENME BAŞARIYI ETKİLİYOR'
Sağlıklı beslenme, çocuğun yaşam kalitesini, sağlığını, gelişimini olumlu etkileyen, onu güçlendiren, eğitimden yaralanma potansiyelini ve başarısını arttıran önemli bir etmendir. Bu nedenle beslenmenin her çocuk için onurlu, erişilebilir, yeterli ve sağlıklı olması gerekmektedir. Son zamanlarda yapılan pek çok araştırma, çocukların ve gençlerin sağlıklı beslenme hakkından, dolayısıyla eğitimden etkili bir şekilde yararlanamadığını, öğrencilerin sağlıklı beslenme dahil sağlık davranışlarının akademik başarılarında önemli olduğunu ve bilişsel becerilerinin (konsantrasyon, hafıza v.b.), eğitime devam ve başarı/mezuniyet oranlarını da etkilediğini göstermektedir.
'ULUSAL BİR POLİTİKA OLARAK PLANLANMALI'
Eğitim kurumları, çocukların haklarının hayata geçmesini, hak sahibi bireyler olarak güçlenmelerini sağlayan ve bu anlamda izlemenin yapılabildiği ve çocuk koruma sisteminin bir bütün olarak uygulanabildiği yerlerdir. Çocukların ve üniversite öğrencilerinin zamanlarının büyük bir kısmının okulda ve eğitim kurumlarında geçtiği dikkate alındığında, ulusal bir politika olarak okul beslenme programlarının planlanarak uygulanması oldukça önemlidir.
Eşitlik ilkesi doğrultusunda, merkezi ve yerel kamu kurumlarının işbirliği ile okullarda her çocuğa ve üniversite öğrencilerine ücretsiz olarak besleyici, güvenli ve dengeli okul beslenme programları sunulmalıdır.
BAKANLIKLARA 'ÜCRETSİZ ÖĞÜN' ÇAĞRISI
Türkiye gibi alt gelir grubunda ve kendi içinde gelir dağılımının eşit ve adil olmadığı, derin yoksulluk pratiklerinin yaşandığı bir ülkede “okulda beslenme”, “okulda yemek” tartışmaları oldukça gerekli ve anlamlıdır.
Bu nedenle bizler, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, yerel yönetimler ve diğer ilgilileri okullarda ve üniversitelerde ücretsiz yemek/ücretsiz öğün hizmeti sunmaya, bu konu ile ilgili uluslararası sözleşmeler kapsamında yasal bir alt yapı oluşturmaya çağırıyoruz.