İstanbul tarihi gizemini Yüzyıllardır korumaya devam ediyor. Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan İstanbul bugüne kadar pek çok millete de başkentlik yaptı. İstanbul'un altında yatan tarihi gizem Alman arkeologlar tarafından açıklandı. Alman arkeologlar Heinric - Ingrid Kusch "İstanbul'un altında ne var?" sorusuna yanıtlarken tüm dünya özünü İstanbul'a çevirdi. İstanbul'un altında yatan gizli sır sonunda gün yüzüne çıkıyor. İşte tüm detaylar…
İSTANBUL'UN GİZEMİ ÇÖZÜLDÜ
İstanbul'un yer altında yatan tarihi güzellikleri dillerden dillere efsane olarak dolanmaya devam ediyor. Yıllardır kimsenin çözemediği o sır bu kez Almanların dikkatinde yer alıyor. Alman arkeologlar tarafından yapılan açıklama ile birlikte tüm dünya şaşkına döndü. İstanbul'dan İskoçya'ya kadar uzanan tüneller olduğunu söyleyen Alman arkeologlar İstanbul'un altında ne var? sorusunu da yanıtlamış oldu. Gizli dehlizler hakkındaki bilinmeyenleri ortaya çıkaran bu keşif dilden dile dolanıyor.
Keleşlife'ta yer alan açıklamalar doğrultusunda İstanbul'un altındaki tünellerin geçmişinin roma dönemine kadar uzandığı belirtildi. Hatta bu tünellerin geçmişine antik dönemlere kadar uzanabileceğini belirten arkeologlar yapılan araştırmaların sınırlı olduğunu ifade etti. Gizemli tünellerin yapılış nedeninin birçok farklı etkene bağlı olarak değişiklik gösterebildiği belirtilirken genelde şehrin su sorununu çözmek amacıyla yapıldığı görüşü öne sürülüyor.
İSTANBUL'DAN GİRİP İSKOÇYA'DAN ÇIKIYOR
Yapılan araştırmalar doğrultusunda topraktan sızan suyun kazanılarak tüneller aracılığıyla tutulup insanlar tarafından kullanıldığı düşünülürken birçok kişi Yerebatan Sarnacı’nın da geniş yeraltı örgüsünün bir parçası olduğunu söylemektedir. Geçmişten günümüze birçok millete ev sahipliği yapan İstanbul'un eski semtlerinin neredeyse tamamının altında dehlizler, mahzenler, sarnıçlar, ayazmalar, zindanlar ve yeraltı kiliseleri olduğu duyuruldu.
Marmaray ve Metro kazıları ile beraber tarihi yarımada'da Galata ve Üsküdar'da toprak altında çok sayıda eski yapı ve binaları birbirine bağlayan tüneller olduğu ortaya çıktı.
İstanbul'un yeraltına açılan giriş kapısının Sultanahmet olduğu belirtilirken Hipodrom olarak adlandırılan meydanın altındaki uzun dehlizlerin olduğu vurgulandı. Ayasofya'nın altında büyük bir Sarnıç olduğu aktarılırken bir zamanlar hapishane olarak kullanılan bugün Four Seasons Oteli’nin altında Bizans Senato binası olduğu belirtilerek MS. 4. yüzyıla ait saray binalarını olduğu aktarıldı.
SARAYLARI AÇILAN KAPILAR
Fenerli ve Balatlı yaşlı Rumlar, Balat´ta Mehtap Sineması´nın arkasında yer alan dehlizlerin bir ucunun Tekfur Sarayı’na kadar uzandığı aktarılırken diğer ucunun Haliç'te diğerinin ise Marmara Denizi'nde olduğu vurgulandı. Bunun yanı sıra bu dehlizin bir ucunun da Anemas Zindanları’na uzandığı söyleniyor.
Cibali, Ayakapı, Kocamustafapaşa ve Kiremit Caddesi´ndeki dehlizlere baktığımızda ise İstanbul'un altının birbiriyle kesişen yollarla kaplı olduğu görülmektedir. İstanbul'un altında yatan gizli tünelleri Bizans dönemine ait güvenlik geçişleri ve gizlenmek için kullanılan muhtemel noktalar olduğu vurgulanıyor.
İSTANBUL'UN YERALTI TÜNELLERİ
Haliç, Marmara ve Suriçi´ne kadar uzanan tünellerin şehrin dışına çıkmak için askeri ve siyasi amaçla yapıldığı belirtilirken Ayvansaray'dan Yedikule'ye kadar askeri amaçla açılmış tüneller olduğu da kanıtlanmıştır. Osmanlıların lağım diye adlandırdıkları taarruz tünelleri günümüzde hala mevcut durumunu koruyor.
2011 yılında Almanya'da yayınlanan kısa adı “Tore Zur Enterwelt” olan “Eski Yeraltı Dünyasına Açılan Kapının Esrarı” kitabında yer alan iddialar doğrultusunda yeraltı mağaraları konusunda uzmanlaşmış Heinric - Ingrid Kusch adlı Alman arkeolog çiftin yeraltı tünellerinin rotalarını anlattığı görülüyor.Tüm Avrupa topraklarının altında yeraltı tünelleri olduğu belirtilirken arkeolog çift bu tünellerin iskoçya'dan İstanbul'a kadar uzandığını söylemektedir.