AB ülkelerine gitmek için gerekli olan Schengen vizesindeki gecikme ve retler Türkiye'de krizi büyütmeye devam ediyor. Pek çok vatandaşın vize talebi ya iki üç ay sonraya veriliyor ya da başvurularda ret kararıyla karşılaşılıyor.
Mağduriyet büyümeye devam ederken söz konusu sorundan etkilenen kesimin başında iş insanları yer aldı. Özellikle hızlı şekilde vize alması gereken binlerce ihracatçı, mevcut müşterileriyle gereken görüşmeleri gerçekleştiremiyor, fuarlara gidemiyor ve yeni pazarlara açılamıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaşanan vize engelini "siyasi şantaj" olarak nitelerken, AB ülkeleri durumun Türkiye'ye özgü olmadığını savunuyor.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre AB ülkeleriyle son dönemde yaşanan vize sıkıntısı, diğer ülkelerle kıyaslanamayacak seviyede.
'SCHENGEN YILAN HİKAYESİNE DÖNDÜ'
İstanbul Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Başkanı Kazım Taycı, en büyük sorunun Schengen vizesi alımında yaşandığını söyledi.
Taycı'ya göre geçmişte iş insanları en fazla 3-4 haftada Schengen vizesi alırken şimdilerle işler yılan hikayesine döndü.
"Eskiden distribütör davetiyemizi sunardık, ilgili evraklarımızla şirket belgelerini koyar, vizemizi hemen alırdık" diyen Taycı, "Şu an aynı belgelerle ya ret veriliyor ya da vize çok geç veriliyor" dedi.
AB'den taleplerinin, iş insanlarına öncelik verilmesi ve sürecin normale dönüştürülmesi olduğunu ifade eden eden Taycı, "Yıllardan beri özellikle ticaret, fuar, distribütör ziyareti, lansman amaçlı olarak iş için düzenli olarak Avrupa ülkelerine giden kişiler bile aynı evrakları hazırladığı halde şu an ret ile karşılaşabiliyor. Gecikmeler nedeniyle fuarlar, distribütör ziyaretleri, yeni müşteri bulma hamleleri kısacası tüm işler aksıyor" diye konuştu.
Taycı, yaşanan sıkıntıyı şu sözlerle dile getirdi:
"Fuarlara giden ihracatçı arkadaşlarımızın pasaportlarına ihtiyacı var. Farklı yerlere seyahatlerinden ötürü belirli süre konsoloslukta tutabiliyorlar çünkü seyahatte ihtiyaçları var ancak vize çok uzun sürede verilince pasaport orada kalıyor, tüm planlar bozuluyor. Vize 2-3 ayda geliyor ama sadece 6 ay verilmiş. Bu vize ne kadar ihtiyaç karşılayabilir ki? Diğer taraftan ret oranı da yüksek."
'İHRACATÇILAR MEVCUT MÜŞTERİLERİYLE GÖRÜŞEMİYOR'
Özellikle gıda sektöründe Schengen bölgesinde yılda yaklaşık 10 önemli fuara katıldıklarını kaydeden Kazım Taycı, en son Almanya'nın Köln kentindeki fuara vizede ret aldığı ya da vizesi yetişmediği için katılamayan İHBİR üyelerinin olduğunu, stantların boş kaldığını ve bu durumdan işlerinin etkilendiğini kaydetti.
Fuarlarda yer kirası, stant bedeli gibi ödemelerin yandığını, bu para bir yana sektörün en önemli fuarında hem mevcut müşterilerle ilişkileri sürdürmek hem de yenilerle tanışmak için fırsatların kaçırıldığı eleştirisinde bulunan Taycı, tüm bunların birbiriyle bağlantılı olduğunu vurguladı.
'AKTİF OLARAK SEYAHAT ETMEMİZ ŞART'
Sorunun çözümü için siyasilere çağrıda da bulunan İHBİR Başkanı Taycı, sözlerini "Bizim önce ticarete, iş yapmaya, para kazanmaya ihtiyacımız var. Vize krizinde özellikle ticari olanların, distribütör buluşması, fuar, iş gezisi yapacakların daha çabuk çözülmesini, iş insanlarına öncelik verilmesini istiyoruz. Kendi otoritemizden ve AB'li yetkililerden sorunu çözmeleri için talepte bulunuyoruz. Ticari olarak gitmek isteyen insanlara engel olunmasın, aktif olarak seyahat etmemiz şart" diyerek noktaladı
'SCHENGEN VİZESİNDE YAŞANANLAR HEM SİYASİ HEM TİCARİ'
Tur Operatörleri Platformu Dönem Sözcüsü Cem Polatoğlu'na göre de yaşananlar kesinlikle insani değil.
AB'nin tavrının hem siyasi hem de ticari olduğunu ileri süren Polatoğlu, şöyle konuştu:
Schengen'de yeni adetler çıkardılar, 'kotamız var' gibi... Kaç kişi vize isterse istesin, şartlar uygunsa vereceksin. Ama olayı tamamen ticarete dönüştürdüler. Geçmişte 1-2 sene verdiklerine birkaç aylık vize veriyorlar. Evleri, banka hesaplarında belli seviyede parası olanlara bile aylık vize verebiliyor. İngiltere 5 sene, ABD 10 sene verirken, AB ülkeleri neden 1 aylık vize veriyor? Bunun izahını yapamıyorlar. Tamamen ticarete dönüştürdüler. VIP hizmet diye bir şey çıkardılar, yüzlerce euro tutuyor. Olay hem siyasi hem ticari ama turistik değil! Tadı tuzu kalmadı."
'AMBARGO YOK TALEP KATLANDI'
Cem Polatoğlu, ABD ve Kanada'nın vize konusundaki tutumunda ise herhangi bir ambargosunun söz konusu olmadığını, bahsedildiği kadar büyük bir sorunun yaşanmadığını ancak Türk vatandaşlarının talebinin katlandığını savundu.
Bunun nedeni olarak ise başta İranlılar olmak üzere Türk vatandaşlığına geçen pek çok kişinin soluğu ABD ya da Kanada'da almak istemesini gösteren Polatoğlu, şu yorumu yaptı:
Türk pasaportu alırken isim değişikliği yapılabiliyor. Bu nedenle ülkeler, güvenlik soruşturması isteyebiliyor ancak Türk hükümeti, kendi pasaportunu verdikten sonraki dökümü verebiliyor. Öncesinde bu kişine yapardı, suça karıştı mı, bunu belgeleyemiyor. Konsoloslukların kafasını karıştıran asıl durum bu"
VİZESİZ YERLER YENİ 'GÖZDE'
Polatoğlu, ABD'ye daha önce giriş-çıkış yapmış kişilere pek zorluk çıkarılmadığını, ancak hiç gitmemiş olanların randevusunun 1-1,5 seneyi bulduğunu ifade etti.
AB'ye tatil için gitmek isteyenleri seyahat acenteleri olarak vizesiz yerlere yönlendirdiklerini kaydeden Polatoğlu, özellikle Avrupa'da Saraybosna (Bosna Hersek), Budva (Karadağ), Belgrad (Sırbistan) ve Kişnev (Moldova) gibi yerlerin yanı sıra Lübnan, Mısır, Fas, Tunus veya Mısır gibi vize gerektirmeyen ya da kapıda 25 euro ödeme karşılığı giriş izni veren ülkelerin revaçta olduğunu aktardı.
Polatoğlu, daha uzak yerlerden Maldivler, Bali ya da Asya talebindekilerin Japonya turu tercih ettiğini ancak bu seyahatlerin 2 bin eurodan başladığını sözlerine ekledi.