Türkiye bir kez daha kuraklık kabusu ile karşı karşıya. Yağışların mevsim normallerinin çok altında olması ve sıcaklığın ise mevsim normallerinin çok üstünde seyretmesi nedeniyle yaşanan kuraklık en çok tarım sektörünü etkiliyor. Uzmanlara göre kuraklığa bağlı tarımsal üretimin zarar görmesi riski çok büyük.
Asıl büyük endişe ise ilkbaharda yağışların az sıcaklığın ise çok yüksek olması. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verileri yaşanan kuraklığın boyutlarını çok net olarak ortaya koyuyor.
Ali Ekber Yıldırım'ın Tarım Dünyası'ndaki meteoroloji verilerine göre, yağışlar mevsim normallerinin altında, sıcaklık ise mevsim normallerinin çok üstünde. Bu nedenle yaşanan kuraklık, çiftçiden tüketiciye, sanayiciden ihracatçıya, tarımla ilgili herkesin kabusu oldu.
'YAĞIŞLAR YÜZDE 52 AZALDI, SICAKLIK YÜZDE 100 ARTTI'
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün “2022 Yılı Aralık Ayı Alansal Yağış Raporu”na göre yağışlar Aralık 2022’de normalin yüzde 52, geçen yılın Aralık ayının ise yüzde 57 altında gerçekleşti. Raporda şu bilgilere yer verildi: “Türkiye geneli Aralık ayı yağışları normalinin ve geçen yıl Aralık ayı yağışlarının altında gerçekleşti. Aralık ayı normali (1991-2020) 75.7 mm, 2021 yılı Aralık ayı yağışı 84.2 mm, 2022 yılı Aralık ayı yağışı 36.3 mm olarak gerçekleşti.
Yağışlarda normaline göre yüzde 52, geçen yıl aralık ayı yağışlarına göre yüzde 57 azalma kaydedilmiştir. Bölge geneli yağışlar ise tüm bölgelerde normalleri ve geçen yıl yağışlarının altında gerçekleşmiş, en fazla azalma yüzde 75 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kaydedilmiştir. Doğu Anadolu Bölgesi aralık ayı yağışları son 27 yılın en düşük seviyesine inmiştir.
Aralık ayı yağışlarında Güneydoğu Anadolu Bölgesinin doğusu, Bingöl, Muş, Van, Hakkari, Erzurum Konya, Karaman ve Osmaniye çevrelerinde normallerine göre yüzde 80’den fazla azalma gerçekleşirken, Kırklareli’nin kuzey kesimlerinde normaline göre yüzde 60 artış gerçekleşmiştir. İl geneli yağışlarda en fazla yağış 112,5 mm ile Antalya, en az yağış 7,9 mm ile Iğdır’da kaydedilmiştir.”
'ÇİFTÇİ OCAK AYINDA SULAMA YAPIYOR'
Yağışlar azalırken Aralık ayında sıcaklık normalin iki katına çıktı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü “2022 Yılı Aralık Ayı Ortalama Sıcaklıklarının 1991-2020 Normallerine Göre Mukayesesi” başlıklı analizde: “Uzun yıllar Aralık ayı ortalama sıcaklığı 4,8 °C(derece) olup 2022 Aralık ayı sıcaklığı da 8,0 °C olarak gerçekleşmiştir. Aralık ayında en düşük sıcaklık -18,5 ºC ile Ardahan’da, en yüksek sıcaklık ise 24,8 °C ile Ordu’da gözlenmiştir. Doğu Anadolu Bölgesi’nde 2022 yılı Aralık ayı ortalama sıcaklığı, uzun yıllar ortalamasının 3,9 °C üzerinde olup sıcaklıklarda en fazla artışın olduğu bölge olarak dikkat çekmiştir.
2022 yılı Aralık ayı sıcaklıkları ülke genelinde mevsim normallerinin üzerinde geçen bir ay olmuştur. 2022 yılı Aralık ayı ortalama sıcaklığı, uzun yıllar ortalamasının 3,2 °C üzerinde gerçekleşmiş olup, 2022 yılı Aralık ayı son 52 yılın en sıcak Aralık ayı olarak kayıtlara geçmiştir.” denildi.
Buğday, arpa ekimi yapan çiftçiler yağışın olmaması nedeniyle daha önce görülmemiş şekilde Ocak ayında sulama yapmaya başladı. Kuyulardan su çekilerek buğday tarlaları sulanıyor. Sulamada kullanılan elektrik veya mazot nedeniyle maliyetler artıyor. Sulanamayan alanlarda ise bazı bölgelerde tohum çimlenmedi, bazı bölgelerde toprakta çürüdü. Çimlenen alanların bir bölümünde ise sıcaklık nedeniyle filizlenen buğday ve arpanın bir kısmı yandı. Kuraklık nedeniyle üretimde, verimde kayıplar bekleniyor.
'ASIL TEHLİKE İLKBAHAR YAĞIŞLARINDA'
Kuraklığın en fazla etkilediği sektör olan tarımda en büyük endişe ise ilkbaharda yağışların yetersiz kalması. Çiftçiler, uzmanlar yağışlardaki azalmanın devam etmesi durumunda ilkbaharda mısır, patates, şekerpancarı, yem bitkileri, sebze başta olmak üzere birçok üründe ekim yapılamayacağını ifade ediyor. Sorun sadece susuz tarım yapılan alanlarda değil, yağışlar olmadığı için barajlardaki su seviyesi de çok düşük ve yeraltı su rezervi de azalıyor.
Barajlarda su seviyesi çok düştüğü için, yağışların azalması nedeniyle barajlar beslenemediği için ilkbahar ve yaz sıcağında sulanması gereken ürünler için su bulmak da çok zor olabilir. İlkbahar’da yağışların normale dönmesi halinde ise kuraklıktan etkilenme daha az olacaktır.
'TMO'YA GÖRE RİSK ÇOK BÜYÜK'
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, kuraklık nedeniyle çok büyük riskle karşı karşıya kalındığını bu nedenle Ofis olarak her türlü tedbiri aldıklarını söyledi. Kuraklık riskini EKONOMİ gazetesine değerlendiren Ahmet Güldal şunları söyledi: “Kuraklık bu sene ciddi bir risk. Sonra ilkbahar yağışlarıyla atlatıldı. Ama bu yıl Aralık ayı yağışları çok zayıf geldi.
Mart, Nisan yağışları çok önemli. Biliyorsunuz geçen sene de kuraklık riski vardı. Ama Nisan ayındaki yağışlar hasadı biraz geciktirse de verimli bir üretim sezonu oldu. Çok büyük bir sıkıntı olmadı. Meteoroloji Genel Müdürümüzle de ile görüşüyoruz. Yakın zamanda hava durumunda bir değişiklik beklenmiyor, ama tekrarlamakta fayda var; Şubat, Mart, Nisan yağışları bizim için büyük öneme sahip. Ekilen tohumlarda çürümeden bahsediliyor. Çürüme söylendiğinden çok daha az.”
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal
'EKİM ALANLARI ARTTI, KURAKLIK OLMASA REKOR ÜRETİM OLUR'
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, uyguladıkları doğru hububat alım politikasıyla bu yıl buğday ekiminde yüzde 10 ile yüzde 20 artış olduğunu belirterek: “Mercimek ekiminde de artış var. Yağışlar, sıcaklık mevsim normallerinde gitse özellikle buğday da tarihi bir rekor kırabilirdik. İlkbahar yağışlarına bağlı olarak hala da olabilir. “dedi.
Ayçiçeği üretiminde her yıl yüzde3 ila yüzde 5 arasında artış veya azalma olduğunu hatırlatan Güldal sözlerini şöyle sürdürdü:
“ Bu seneki kaçış biraz daha fazla görünüyor. Üreticiye biz şu mesajı verdik. Buğdayda destekleme politikası devam edecek. Üretici de sahada bunu görüyor ve bu nedenle de üretimi artırıyor. Üretici ile biz sürekli sahada görüşüyoruz. ‘Siz bu politikaları devam ederseniz biz de ekime devam ederiz’ diye söylüyorlar. Zaten çiftçi para kazandığı sürece üretimi sürdürüyor. Belli bölgelerde verim olarak ciddi artışlar da sağlandı.
Sivas’ta dekara 250 kilo civarında olan buğday verimi bugün 450-500 kiloya çıktı. Arpada benzer durumlar var. Bu yıl 1976’dan bu yana ilk kez Tunceli’de arpa alım merkezi kurduk ve arpa alımı yaptık. Üretici para kazandığında üretimi sürdürüyor. Biz de bu politikaları 2023’te de sürdüreceğiz. “
'İTHALATLA STOKLAR GÜÇLENDİRİLİYOR'
Ofis olarak üreticiyi destekledikleri gibi tüketiciyi de koruma görevini yerine getirdiklerini vurgulayan Ahmet Güldal, “Tüketicinin uygun fiyata ekmek tüketmesi için un sanayicilerine yönelik uygulamamız devam ediyor. Un sanayicilerine tonu 4 bin 500 liraya buğdayı veriyoruz. Son olarak yaptığımız ithalat ihalesi ile aslında sattığımızın yerine buğday koymak için burada ithalatı yapıyoruz. 2023’ü iyi yönetmek gerekiyor.
Çünkü bizde olduğu gibi Avrupa’da, dünyada kuraklık riski var. Türkiye’de de bu risk olduğu için stoklarımızı sağlam tutmamız gerekiyor. Bu yıl buğday ve arpa için uyguladığımız alım primi kapsamında üreticiye 5,1 milyar lira ödeme yaptık. Ürün bedeli olarak bu iki üründe 40 milyar lirayı yine çiftçimize ödedik. Ofis olarak çiftçiye ürün alımı için ödediğimiz toplam para 2022 ürünü için 55 milyar lira. Kuraklık riski büyük ama insanımızın gıda sorunu yaşamaması için her türlü tedbiri alıyoruz. İlkbahar yağışları normal olursa zaten üretimde de büyük sorun yaşanmaz” bilgisini verdi.
'YAPILAN SULAMA MALİYETLERİ DE CİDDİ ŞEKİLDE ARTIRDI'
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu, bu yıl kuraklıkla ilgili ciddi bir sıkıntı olduğunu, önümüzdeki 15 günün çok kritik olduğunu söyledi.
EKONOMİ gazetesine bilgi veren Soylu, “ Kışlık olarak ekilen buğdayda çıkış yapan(filizlenen) var, ama yağış olmadığı için ve havanın sıcak olması nedeniyle bitki çalışamadı. Bu nedenle su imkanı olanlar sulama yapmak zorunda kaldı. Yağış çok hafif alan yerlerde ise çürüme sorunu var. Ama öyle çok abartıldığı gibi değil. Konya geneline baktığımızda çürüme sorunu yaşanan Konya’da yüzde 10’civarında.
Konya’da sulama yapılan alan toplam ekim alanının yüzde 25’i gibi görünüyor. Ama sulanan alan yüzde 50’yi buldu. Tabi yeraltı suyu kullanılıyor. Kuyulardan su çekilerek sulama yapılıyor. Üretici ürünü kaybetmemek için maliyet yüksek de olsa bu yola başvuruyor. Sulama olması sıkıntı yaratıyor, çünkü hem su kaynakları yetersiz hem de maliyeti artırıyor. Normalde 2-3 kez sulanan yerler 6-7 kez sulanınca büyük bir maliyet ortaya çıkıyor. Bu nedenle bu yıl maliyetler artıyor.” yorumunu yaptı.
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu
'HER ŞEY İLKBAHAR YAĞIŞLARINA BAĞLI'
Buğday ve arpada sağlıklı bir çıkış için Mart, Nisan yağışlarının çok önemli olduğunu hatırlatan Soylu şöyle devam etti:
“Bu dönem için asıl tehlike havaların sıcak gitmesi. Eğer soğuk olsa hani eksi derecede olsa ürün yine çok etkilenmez. Ama hem yağış olmaması hem de havaların sıcak gitmesi tabii ki olumsuz etkiliyor. Buğday ve arpa ekiminde bu bölgede yüzde 10 civarında bir artış görülüyor. Mısır üretimi geriledi. Şekerpancarına ilgi var. Çünkü fiyatı iyiydi.
Yağlık ayçiçeğinde gerileme, çerezlik ayçiçeği ve çerezlik kabak gibi ürünlerde yine ilgi var. Üretim artacak. Sözleşmeli patateste geçen sene fiyatlar düşüktü firmalar fiyatlarını revize edince 5,5- 6 lira civarında sözleşme yapılıyor. Buda patates üretimini artıran faktörlerden birisi. Tabi ki her şey ilkbahar yağışlarına bağlı. Hava şartlarına bağlı. Gübre ve mazot fiyatının stabil gitmesi ile çiftçinin daha fazla üretim yapmak için çaba göstermesini sağlıyor. Ama maliyetler yükselecek. Şu anda normalde sulama yapanlar 2-3 kez buğdayı suluyorsa bu sene 6-7 suyla sulayacak. Baharlık ürünlerde topraktaki nem uygunluğu önemli ve bu nedenle önümüzdeki günlerdeki yağışlar çok çok önemli.”