Çevre örgütü Greenpeace’in yaptığı araştırma sonucunda, Avrupa’nın çöplerini sattığı Türkiye’de, plastik atıkların geri dönüştürülmeden yakıldığı ve yüksek derecede zehirli kimyasal oluşturduğu öğrenildi. Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Kuyumcular ve Yenidam mahallesinde, Yüreğir ilçesinin İncirlik mahallesinde ve Çukurova’nın Karahan ilçesindeki iki atık bölgesindeki çöpleri inceleyen araştırmanın sonuçları, durumun vahametini gözler önüne sererken 2020 yılında İngiltere’deki plastik atıkların yaklaşık yüzde 40’ının Türkiye’ye ihraç edildiği ve yasa dışı yollarla yakıldığı ortaya çıktı.
Yılın ilk 3 ayında 150 bin 666 tondan fazla plastik atık geldi
Halk Tv'den Eda Narin'in haberine göre; Türkiye’de iktidar cephesi ne kadar atık ithalatını kabul etmese de Adana’dan gelen görüntüler uluslararası basına da yansıdı. Son olarak Adana’ya gelen İngiliz Gazetesi Daily Mirror ekibi, 13 Temmuz’da yayınladığı haberde İngiltere’den 2020’de 210 bin ton, 2022’nin ilk üç ayında ise 150 bin 666 tondan fazla plastik atığın Türkiye’ye gönderildiğini yazdı. Bloomberg için çalışan gazeteci Kit Chellel de mart ayı sonunda Londra'daki plastik çöp poşetinin içine GPS yerleştirerek çöpün 3 bin 200 kilometre yol yaptıktan sonra Adana'ya geldiğini tespit etti.
Artık İsrail ve Kanada da çöplerini buraya yolluyor
Adana’nın İngiltere’nin çöplüğüne dönüştüğü tartışmaları devam ederken bu kez de İsrail ve Kanada’nın da çöplerinin Adana’ya geldiği ortaya çıktı. Adana’daki çöp ithalatını yakından takip eden Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, son durumu anlattı.
Gündoğdu, Adana Tabip Odası Başkanı Selahattin Menteş ile Şakirpaşa Havaalanı arkasında bulunan bir alana yaptıkları incelemede İsrail ve Kanada orijinli çok sayıda plastik ambalaj çöpünün sulama kanalı etrafına döküldüğünü gördüklerini söyledi. Avrupa’dan gelen çöplerin hâlâ mevcut olduğunu belirten Gündoğdu, daha önce dökülen çöplerin ise kamuoyu baskısı nedeniyle Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘hiçbir önlem alınmadan ve gelişigüzel’ temizlendiğini ifade etti.
Gündoğdu, belediye tarafından analiz yapıldığının söylendiğini dile getirerek, “Fakat ne bakanlığın ne de belediye çevre müdürlüğünün yaptığı analizler çöp yakılması sonucu ortaya çıkan zehirli kimyasallarla ilgili değildi” dedi.
'Çöplerin hepsinin geri dönüştürülmesi mümkün değil'
Türkiye’ye gelen çöplerin hepsinin geri dönüştürüldüğü iddialarına ilişkin konuşan Gündoğdu, “Bu iddia mümkün değil. Doğasıyla çatışan bir iddia. Çünkü sıfır hammaddenin bile yüzde 100’ü dönüşmüyor. Onda bile kayıp varken plastik, çöp, atığın yüzde 100’ünün plastiğe dönüştürüldüğü iddiası doğru değil” ifadelerini kullandı. Gündoğdu, maya ayında hükümetin saflık oranının yüzde 90 olmasını öngören düzenlemesinde endüstri baskısıyla geri adım atıldığını hatırlatarak, “Endüstri bunu karşılamayacağını bildiği için onu da manipüle edip yüzde 99 geri dönüştürülebilirlik gibi anlamı ve karşılığı olmayan bir şeye dönüştürdüler. Dolayısıyla yüzde 99 geri dönüştürülebilir olduğu beyanı onun ithal edilmesi için yeterli kabul ediliyor. Bu beyanın dayanağı hammadde ya da gelen çöp üzerindeki işarete dayalı olarak veriliyor” diye konuştu.
'Yasaklanması lazım, söz konusu halk sağlığı'
Gündoğdu, Türkiye’ye gelen malzemenin en kalitelisinin yüzde 97-98 geri dönüştürülebilirlik ya da saflıkta olabilecekken gelen malzemenin yüzde 80’lerde bir geri dönüştürülebilirlik oranının teoride söz konusu olduğunu kaydetti. Gerçekte bu oranın yüzde 50’lere kadar düştüğüne dikkat çeken Gündoğdu, şöyle konuştu:
“Yurtdışından hemen geri dönüştürme sistemine dahil edilecek bir malzeme gelmiyor. Yurtdışından gelen malzemenin bir kısmının ödenen paranın miktarına göre tekrar ayrıştırılması gerekebiliyor. Bu esnada ortaya çıkan çöplerin bir kısmı yakılıyor, gömülüyor. Şimdi bu işler eskisi kadar kolay yapılmıyor. Çünkü çok fazla gündeme gelince ithalat miktarında da düşüş meydana geldi bu yıl. Biz İngiltere ve Almanya’dan gelen çöp miktarını geçen yılla kıyasladığımız zaman düşüş söz konusu. Dolayısıyla bu düşüşün nedenlerinden biri gönderen ülkelerdeki soruşturmalar biri de Türkiye’deki meselenin ciddiye alınması. Bu işi kontrol etmek mümkün değil. Kontrolü mümkün olmayan bir iş olduğu için de bunun tümden yasaklanması lazım. Biz yaklaşık 30 milyon ton belediye çöpü üretiyoruz. Bunun da yaklaşık 5 milyon tonu plastik. Biz bunları toplayamıyoruz. Bunları bile toplayamıyorken gidip başka ülkenin çöpünü getirip burada hammadde diye ithal etmek akla mantığa uygun değil. Bu atık yönetim altyapımızı da ciddi anlamda etkiliyor. Yasaklanması lazım. Çünkü bu bir halk sağlığı problemi.”